İzmir’de belediye başkanları toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör soruşturmaları kapsamında aralarında HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in de olduğu 12 HDP'li milletvekilinin gözaltına alınması ve Diyarbakır’da gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Daha bu sabah Diyarbakır'da çok ciddi patlama oldu. Güvenlik gülerinden vatandaşlardan hayatını kaybedenlerin haberi geliyor. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Şehitlerin gelmediği bir Türkiye'yi özlüyoruz. Annelerin evlerinde kına yakarak askere gönderdikleri evlatlarının huzur içinde evlerine dönmelerini istiyoruz. Bu acı tablo Türkiye’yi derinden sarsıyor. Bu tablo bizim hak ettiğimiz, Türkiye’ye yakışan bir tablo değil. Türkiye bu tablonun içinden süratle çıkmak zorundadır. Bu tablonun içinden çıkmanın tek yolu var. Tam demokrasiyi getirerek bu tablodan çıkabiliriz Hitler’in Reis’in bireyi olarak değil Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür bireyi olarak bu tablodan çıkabiliriz" dedi.
"Demokrasiyi katledersiniz"
HDP'li milletvekillerinin gözaltına alınmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Demokrasiyi besleyen adalettir. Demokrasinin olmadığı yerde adalet olmaz.
Bana öngörülen işlem benim açımdan haksızsa bir başkasına yapılanı da haksız görmeliyiz. Eğer bunu yapamazsak, söylemleri hukuk, demokrasi üzerine inşa etmezken bu ülkeye barışı ve huzuru getiremeyiz. Devlet kin ile yönetemezsiniz, intikam, öç alma duygusu ile yönetemezsiniz. Devleti liyakat ve adalet içinde yönetmek zorundasınız. Devletin bütün kurumların liyak olma anlayışı ile yönetmek zorundasınız Devleti bir kişinin iki dudağına teslim edemezsiniz. Neden ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ diyordu Atatürk. Çünkü bir adım ötesinde padişah vardır. Egemenlik padişahın değil, sayrın değil milletindir. Şimdi egemenliği saraya taşımak istiyorlar. Egemenlik saraya taşınırsa sonunu söylemek istemiyorum. Ben milletim ben ne söylersem odur . Yok kardeşim sen millet değilsin, sen tek başına bireysin. Egemenlik saraya hapsedilmek isteniyor. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gelenlerin gidiş yolu seçimle olacak. Hapse atacağım, öldüreceğin, yok edeceğim, kurşunlayacağım derseniz o ülkeye barışa asla getiremezsiniz. Efendim terörle mücadele diyoruz. Elbette mücadele etmek zorundayız, ortak tavır takınmak zorundayız. Elbette ki teröre he birlikte dur demek zorundayız. Terörle mücadelenin akıl ve mantıkla yapılması lazım. Nasıl devlet bilgiyle, erdemle yöneteceksiniz terörle mücadeleyi aynı yapacaksınız. Sivri sineklerle uğraşmak değil bataklığı kurutmanız lazım. Aksi halde terörü bitiremezsiniz. Musul’a gideceğiz diyorlar iyi girin. Burnunuzun dibinde kabil var neden bir şey yapmıyorsunuz eğer terörle mücadele edeceksiniz. Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz, nereye gittiğimi, ne olacağımız kimse biliyor. Bu anlayış Türkiye’nin uluslararası saygınlığına da darbe vuran anlaşmadır. Bu endişe bütün dünyada var. Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi kanın gözyaşının artığı bir Orta Doğu ülkesi olmasını istiyorlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.