Kış aylarında beslenmenin püf noktaları
Diyetisyen Sevgi Gökçe Erkün Eryılmaz: “Ana öğünler ve ara öğünler mutlaka olması gerekiyor”
Kış aylarının başlamasıyla birlikte kilo almaktan korkanlar için Diyetisyen Sevgi Gökçe Erkün Eryılmaz, sağlıklı ve doğru beslenme konularında tavsiyelerde bulundu. Ana ve ara öğünlerin mutlaka olması gerektiğinin altını çizen Eryılmaz A, C ve E vitaminleri yönünden zengin olan bitkisel çayların da abartıya kaçmadan tüketilmesi gerektiğini vurguladı. Eryılmaz, ayrıca hamile ve emziren annelerin özel durumlarından dolayı bitki çaylarından uzak durmaları gerektiğini söylerken, depresyondan kurtulmak için spor ve yarım porsiyon muzun faydalı olacağını anlattı.
Daha uzun gecelerin yaşandığı kış aylarında sağlıksız beslenme ve öğünler arasındaki uzun zaman dilimlerinde yapılan atıştırmalar beraberinde kiloları da getiriyor. Kış aylarında kilo almadan sağlıklı beslenme konularında tavsiyelerde bulunan Diyetisyen Sevgi Gökçe Erkün Eryılmaz, sağlıklı beslenme için abartıya kaçmadan ana ve ara öğünlerle beslenmek olduğunu söyledi.
Kış aylarında beslenmede en çok dikkat edilmesi gereken konunun ana ve ara öğünlerin mutlaka olması gerektiğini kaydeden Diyetisyen Sevgi Gökçe Erkün Eryılmaz, “Soğuk kış günlerinde özellikle hastalıklar kapımızda olduğu için beslenmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Biz her zaman için şunu söylüyoruz; ana öğünler ve ara öğünler mutlaka olması gerekiyor. Ana öğünler ve 2-3 ara öğün şekilde beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. İkindideki ara öğününü yapma nedenimiz akşam yemeğinde çok fazla besin tüketimi yapmamamız için aralarda ufak atıştırmalar yapacağız. Gece ara öğününde uzun süreli açlığı engellemek için bu ara öğünü yapıyoruz. Bu ara öğünlerde kış meyvelerinden hazırlanmış bir meyve tabağı yenebilir. Bu meyvelerin her biri A, E, C vitaminleri yönünden zengin olduğu ve antioksidan kaynaklı oldukları için, kansere karşı koruyucu özellikleri olduğu için bağışıklık sistemini de toparlar. Özellikle kış aylarında sıklıkla karşılaştığımız kabızlık problemi için de lifli gıdalar oldukça yardımcı olacaktır. Gece yapılacak olan ara öğünde meyve tabağını tüketirken aşırıya kaçmamak gerekiyor. Yanında tüketilecek süt ya da yoğurt gibi bir bardak ölçü şeklinde alınabilir. Kan şekerinin dengeleyici özelliğini sağlayarak süt ve meyve şeklinde veya yoğurt meyve şeklinde gece ara öğünü yapılabilir” dedi.
“Hamile ve emziren anneler bitki çaylarına dikkat etsinler”
Özellikle kış aylarında yine hastalıklardan kurtulmak için çeşitli çayları önerdiklerini kaydeden Eryılmaz, “Kuşburnu, ıhlamur, adaçayı gibi çaylar bu mevsimlerde yine A, C ve E vitaminleri yönünden zengin olduğundan tüketimi oldukça önemlidir. Çok abartılı miktarlarda tüketmemek gerekiyor. Günde ortalama 2-3 bardak bitki çayı içilebilir. Hamile ve emzirme dönemindeki bayanların bitki çaylarına dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü hamilelik döneminde düşüğe sebep olabiliyor. Emzirme döneminde de bebeğe bu çayların etkisi geçeceği için zararlı olabilir. Bu dönem içindekilere sadece ıhlamur tüketimini öneriyoruz özellikle o da bir bardağı geçmeyecek şekilde olacak. Yine biz sebzelerden vitamin ve posamızı alacağımız için her gün mutlaka bir porsiyon sebze tüketilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Depresyondan kurtulmak için yarım muz
Kış aylarında genelde depresyon ve depresif hallerin çoğaldığına dikkat çeken Eryılmaz şunları söyledi:
“Özellikle kış aylarında güneş etkisini göremediğimiz için depresyon belirtileri, depresif ruh halleriyle daha çok karşılaşıyoruz. Bu tür sıkıntıları gidermek için muhakkak spor yapılması gerekiyor. ‘Kışın hareket edemiyoruz, hava soğuk’ diye bir bahanemiz oluyor. Serotonin (mutluluk) hormonu daha çok sağlayarak depresyondan, depresif havadan kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda muz bu konuda çok iyi bir besin kaynağıdır. Serotonin salgılanmasına yardımcı olduğu için şeker hastaları hariç ya da böbrek rahatsızlığı olanlar hariç günde yarım porsiyon muz tüketebilirler. Muz daha çok mutlu edecek bir meyve.”
“Kuruyemişi abartmamak gerekiyor”
Ara öğünlerde meyvenin yanı sıra kuruyemiş de tüketilebileceğini anlatan Eryılmaz, “Aralarda kuruyemiş atıştırmalıkları yapılabilir. Bizim en çok yaptığımız hatalardan biri akşam yemeğinden sonra bir iki kase kadar yoğun bir kuruyemiş tüketimi yapmak, bu da kışın kilo alınmasına sebep oluyor. Kuruyemiş tüketirken kullanılması gereken ölçü avuç içi kadar olmalı. Abartılmaması gerekiyor. Şunu unutmamak gerekiyor, yatmadan iki saat önce son ara öğünü bitiriyoruz” dedi.
“Boza ve salep kansere karşı koruyucu”
Kış aylarında özellikle boza ve salep tüketiminin arttığını vurgulayan Eryılmaz, şunları söyledi:
“Çok eski alışkanlıklarımızdan olan boza ve salep de özellikle kış mevsiminde çok yoğun tüketiliyor. Kansere karşı her ikisi de koruyucu. Bağırsak florasını toparlıyor, yine A, C ve E vitaminleri yönünden zengin. Bu kadar muazzam bir içeceğin yalnız bir bedeli var o da kalorileri oldukça yüksek. Bir bardak salep veya bozanın kalorisi ortalama 300 kalori yani bir bardak süt, iki dilim ekmek ve bir porsiyon meyveye denk geliyor. Böyle muazzam bir içeceği tabii ki içmeyin demeyeceğiz ama haftada bir iki porsiyonu geçmemekte fayda var. Sonuçta kışın kilolar yine bizde kalıyor. O kiloları daha da artırmamak için bu tüketimlere de dikkat edilmesi gerekiyor. Burada yediğiniz şeyden ziyade miktarları önemli çok abartılı tüketmemek gerekiyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.