Kuruyemişçiler eski günlerini arıyor
Ankara Kurukahveciler ve Kuruyemişçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Hamdi İncegül, kuruyemişçi esnafının sorunlarını dile getirdi.
Ankara Kurukahveciler ve Kuruyemişçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Hamdi İncegül, sayıları her gecen gün artan yerel ve ulusal zincir marketlerin kuruyemişçi esnafını mağdur ettiğini belirterek, "Ürün yelpazesi anlamında sınır tanımayan, hemen hemen kuruyemişçide olması gereken tüm ürünlerin satışını yapan zincir marketler yüzünden kuruyemişçi esnafımız olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu gidişata kesinlikle bir nokta konulmalıdır. Toplu alım yapan ve toptan fiyatına perakende satış yapan zincir marketlere karşı esnafımız haksız rekabetin içerisinde kalmakta ve mağdur edilmektedir. Esnafımıza sahip çıkmalıyız. Herkes kendi işini yapmalıdır. Mevcut yasa ve yönetmelikler tekrar gözden geçirilerek esnaf ve sanatkarın yok olmamasına ilişkin yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Esnaf ve sanatkarlarımızın korunmasına yönelik bir takım yasa ve yönetmeliklere işlerlik kazandırılmalıdır." diye konuştu.
KURUYEMİŞİMİZİN YÜZDE 50'Sİ İTHAL
İthal kuruyemiş satışının artığına değinen Oda Başkanı İncegül, "Severek tüketilen ve insan sağlığı açısından her geçen gün önemi artan kuruyemiş ve kuru meyvede ülkemiz önemli bir üretici iken bugün geldiğimiz noktada ithal ürünlerin artışa geçtiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Kuruyemişte ithalat artıyor ve kuruyemişçilerimizin raflarında ithal ürün çeşitliliği yaygınlaşıyor. Kuruyemişçiye gelen müşteri de haliyle hangi ürün yerli, hangi ürün ithal diye şaşırıyor." diyerek, şunları ekledi: "Üretim maliyetlerinin Türkiye'de yüksek olması yerli üretimin hızını düşürmektedir. Kuruyemişte artık yüzde 50'leri aşan ithalatı durduracak projelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. İthal kuruyemiş çözüm değil. Üretici maliyetlerini düşüremezsek kuruyemişte ithal ürüne tam bağımlı olacağız. Çözüm olarak üretimi, verimliliği ve kaliteyi artırmalıyız. Üreticinin maliyetlerini oluşturan kalemlerde destek uygulanmalı. Artık, ceviz Amerika Kaliforniya’dan, badem yine Amerika'dan, kaju Hindistan'dan, fıstık Çin'den, siyah çerezlik ayçekirdeği Çin'den, çekirdeksiz siyah üzüm Özbekistan'dan, soslu mısır Arjantin'den, Siirt fıstığı İran'dan ithal geliyor. Bu ürünlere karşılık milyonlarca dolar, euro ödüyoruz. Bu durum aslında memleket ekonomisine sekte vurmakta. Dışarıdan gelen ürünlerin hiçbirisinin kalite ve verimlilik anlamında yerli ürünlerimizle başa çıkması mümkün değil. Bizim ürünlerimiz hem kalori açısından yüksek değerde, hem de daha faydalı. Kavurma sistemimiz de ona göre değişik. Yurtdışında gelen ürünlerde kaliteyi yakalamıyoruz."
KURUYEMİŞ BİLİNEN YERDEN ALINMALI
Kuruyemişte ve kuru meyvede ambalajlı satışın da artığını dile getiren Oda Başkanı İncegül, "Kuruyemiş ve kuru meyve sektöründe ürün çeşitlerini ambalajlı bir şekilde sunan büyük firmalar ve zincir marketler haliyle piyasada kuruyemiş dükkanı ile ticaretini yapmaya çalışan esnafımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Büyük üretici firmalar internet kanalları aracılığıyla da satış yapmaktadır. Kuruyemiş mutlaka kuruyemişçiden, bilinen yerden alınmalıdır. Kuruyemişte ürünün kalitesini, muhafazasını iyi bilmek lazım. Kuruyemiş çeşitleri iyi muhafaza edilmeli, rutubetten korunmalıdır. Ambalajlara sıkıştırılan kuruyemişin ne kadar sağlıklı olduğunu bilmiyoruz. Biz kuruyemişçiler olarak aynı zamanda mesleğin inceliklerini, özelliklerini, formülünü bilen imalatçılarız da. Vatandaşlarımız ürünün kalitesini çok iyi inceleyerek hareket etmeli. Kuruyemişçilerimizin işleyerek satışa sunduğu el emeğine dayalı ürünler, sağlık açısından tercih edilmeli” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.