MİT ne arar?
Öğrenciliğimizde birbirimize takılarak, “ben seni Mit’in it aradığı gibi arar bulurum” diye dalga geçerdik. Buradan anlaşılacağı gibi MİT it arar....
Öğrenciliğimizde birbirimize takılarak, “ben seni Mit’in it aradığı gibi arar bulurum” diye dalga geçerdik. Buradan anlaşılacağı gibi MİT it arar. İtlik yapanları arar. Vatana millete insanlığa, vatandaşlara zararlı işleri takip eder. Bazen ABD ve CIA gibi, olmak üzere hiç problem olmadığı halde tahrik ve teşviklerle insanları suça iterler sonunda da yakalarlar. İhbar ederler. Ama bu defa onu yapmadılar. Cumhurbaşkanı’nın “kara kutum” dediği yani her türlü sırrımı saklayan adam olarak ilan ettiği MİT müsteşarı. . . Maalesef MİT müsteşarı Hakan Fidan kara kutu değil “kuru kutu”ymuş. Bomboş, içerisinde bir şeyi saklama özelliği olmayan, sadece kutu özelliği olan bir adammış. Memlekette bütün zamanların en zalim darbesinin planları yapılıyor. Bütün Türkiye’deki Jandarma Alay komutanı olan albayların adeta gazete bayisi olurcasına darbeci temsilcisi oluyorlar ama sizin haberiniz olmuyor. Hatta Kırşehir’deki albay internette paylaşıyor, geri siliyor ama MİT veya askeri istihbaratın haberi olmuyor. Jandarma haber alma servisi kimi takip ediyor acaba? Rahmetli Demirel’in 12 Eylül ‘den sonra “darbecilere, sen Alanya’da tapu memuru musun” diye söylemişti. Jandarma veya askeri istihbarat bu adamları takip etmiyorsa kimi takip ediyor acaba? Genel kurmay başkanı dahil bütün askerlerin en yakınındaki adamların, satılmış, hain olduklarını görüyoruz. Osmanlı padişahları muhafızları farklı farklı aşiretlerden seçerlerdi. Ancak bir aşireti diğerine takip ettirtir, birinin diğerinden haberi olmazdı. Neden bu şekilde kontrol yapılmamıştır? Bunca hengameden sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın yürekli olduğu kadar bir kahraman olan komutanının önü iki araçla kesilip teslim alınacakken onları tekmeyle yere serip kurtulması ve sonrası harikalar diyarından bir seçki gibi sanki. Genel Kurmay Başkanı haberdar olması gerekirdi. Haberdar olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü hem olayların meydana geliş tarzı, hem de sonrasındaki yaşananlar bu endişeyi akla getiriyor. Sovyetler zamanında sosyalist idare her eve bir ajan sokmuş. Ya eşlerden birisi veya evlatlardan birisi aileden haberler uçurmuş. Bu sayede korku imparatorluğu kurmuşlar. Bu sayede hiç kimse öz fikrini asla açığa vuramamıştır. İşte yıllarca yaşayan sistemin özü budur. Taşkent’te her adam başına üç polis düştüğü söylenir. Hadi kıpırda bakalım. Halis Gazetesi’nin sahibi dostum Ferit Usman Bey ile konuşurken bir başka Özbek arkadaş” Ferit Bey bu fikirleri neden Sovyetler zamanında söylemdiniz” demişti. Ferit Bey de” o zaman ağzımız vardı ama dilimiz yoktu onu söylemeye” demişti. Bir başka örnek de bir üniversitenin rektör yardımcısı olan bir arkadaşın anlattıklarıdır. ”Sovyetler zamanında Sovyetler Birliği-Türkiye milli takımları futbol maçı yaparlardı. Ben çocuktum. Sovyet takımında hiç bizden bir futbolcu yoktu. Türkiye takımında ise adı bizimki ile aynı olan insanlar oynuyordu. ”Türk futbolcuların ismi bizden ben o takımı destekleyeceğim” demiştim. Babama” sen hangisini destekliyorsun” dedim. Biliyorum ki babam da benim gibi Türkiye ‘yi tutuyor lakin “bu çocuktur dışarıda farkında olmadan bu durumu söyler de başımıza iş açar” düşüncesiyle, ”Oğlum ben bizim takımı tutuyorum. Sen de bizim takımı tut. Çünkü o bizdendir” demişti. Maç esnasında babam da hop oturup hop kalkarken gördüğüm manzara Türkiye takımını tuttuğu şeklindeydi. ”İşte Sovyetler böyle ayakta kaldı. Baba oğlun dahi birbirine güvenmediği, güvenemez hale getirdiği bu sistemin ayakta kaldığı sistemdir. MİT ya it aramaya, iyi aramaya göre dizayn edilmelidir. Veya bu beceriksizlerin atılması gerekir. Bu zafiyet devletin sonunu getirecek bir yanlışlıktır. Gerek bölücü hareketin takibi gerek darbelerin takibiyle gerekse de diğer devlet düşmanca hareketlerin takibi iyi yapılmalıdır. Devletin düşmanlarını sadece takip etmek değil elebaşlarını bulup infaz etmekle de görevli olduğunu unutmamalıdır. Her eve değil ama her önemli yere istihbaratçılar yerleştirilmemelidir. Unutmayalım ki istihbarat savaştan daha etkilidir. Hem maliyeti az, hem düşmanlıkları az hem de getirisi çoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.