Mutlu Yıllar Usta Yazar…
Ünlü köşe yazarlarından Yavuz Donat bugün 75. yaşına adım attı.
Yavuz Donat, 15 Kasım 1942 tarihinde Niğde’nin Bor ilçesinde Yeşildere Mahallesi'nde Haleplioğulları'ndan Mehmet Emin Bey ile Hadiye Hanım'ın oğlu olarak doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini Mersin'de tamamladı. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nden mezun oldu.
Yavuz Donat, Ulus gazetesinde köşe yazarlığına 1963 yılında başladı. Daha sonra da Akşam, Tercüman, Meydan, Milliyet ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığına devam etti. Yavuz Donat, evlidir. 2 çocuğu vardır. Yavuz Donat bir gazeteci ve bir köşe yazarı. Ama onu pek çok köşe yazarından ayıran bir özelliği var. O, her şeyden önce bir haberci. Her yazısında okuyucusuna, işlediği konuyla ilgili yeni bilgiler, çoğu kez gazete manşetlerine yansımayan ama haber değeri olan ayrıntılar sunan bir yazar. O, bu bilgileri yorum yapmadan, yan tutmadan, neredeyse bir fotoğraf makinesi nesnelliğiyle aktarıyor okurlarına.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yakınlığı ile tanınan Donat’ın yayınlanmış olan altı kitabından üçünün konusu Demirel’dir.
Kitapları :
Kitaplar:
Buyruklu Demokrasi
Demirel'in Yokluk Yılları
Öncesi ve Sonrasıyla 28 Şubat
Özal'lı Yıllar
Sandıktan İhtilale
Cumhuriyetin Kara Kutusu Süleyman Demirel Anlatıyor
Ünlü Gazeteci Yavuz Donat’ın Ankara Büyükşehir yeni Belediye Başkanı Mustafa Tuna hakkında geçtiğimiz hafta yazdığı ve büyük ilgi toplayan köşe yazısına bir göz atalım…
Melih Gökçek'in istifası ile boşalan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına "Metropol ilçe" Sincan'ın Belediye Başkanı Mustafa Tuna getirildi.
Tuna'yı, Ankara'nın altıncı büyük ilçesi (Nüfusu 517 bin) olan Sincan'da yaşayanlar iyi bilirler.
Bugünkü yazımız "Onu tanımayanlar, bilmeyenler" için.
2009'da... "Yüzde 49 oyla" Sincan Belediye Başkanı seçildi.
2014'te... Oyu "Yüzde 57'ye yükseldi." Mustafa Tuna Sincan'a veda ederken...
Sincan Belediyesi'nin kimseye tek kuruş borcu yoktu.
Üstelik... Belediyenin kasası (Bankalardaki hesapları) para doluydu.
ANNE
Her sabah... Ama her sabah annesi Yadigâr Hanım'ın elini öpmeden belediyeye gitmeyen... Her akşam yine annesinin elini öpmeden evine girmeyen (Kendi evi ile annesinin evi yan yana) bir evlat.
Annesi... Onun için... Kendi söylemiyle "En değerli varlığı... Hayattaki tek hazinesi."
Allah herkese evladın böyle hayırlısını nasip etsin.
Unutmadan... Mustafa Tuna evli... Ama çocuğu yok.
KABUL GÜNÜ
Sincan'a... Darbe davalarının görüldüğü mahkemeye giderken... Ya da mahkemeden dönerken... Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna'ya uğrardık.
Çayını içerdik... Sohbet ederdik.
Ama "Cuma günleri" değil... Zira;
Mustafa Tuna her cuma öğleye kadar "Esnafları" gezerdi.
Cuma namazını "Her hafta farklı camide" kılardı.
Cuma... Öğleden sonra ise... Onun "Kabul günüydü." Kapı arkasına kadar açık... Gelen girerdi... Randevusuz... Tuna, akşama kadar herkesi dinlerdi.
Özetle... Tanıdığımız Tuna "Halkın içinde... Halktan biri."
PARKLAR
Sincan... 15 Temmuz gecesi şehit verdi... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde... Ya da Genelkurmay'ın... Meclis'in.
Mustafa Tuna her şehit için bir park yaptırdı. Fakat... Hiçbiri için "Açılış töreni" olmadı.
Belediye Başkanlığı süresince Sincan'a kazandırdığı park sayısı 325... "Yine açılış törensiz... Kurdele kesilmeden."
Neden?
Yanıtı... Kendi ağzından:
- Açılış töreni için harcanacak para okullara gitsin.
Not... Şehitler için yapılan parkları Türkiye bizim köşemizden öğrendi... Dedik ya "Tuna reklamı sevmez... Kimseye
haber
vermez."
ÖĞLE YEMEĞİ
Sincan'da... Darbe davalarının görüldüğü mahkemenin önünde... "Çadırlar" var.
Kahramankazan, Sincan, Keçiören belediyelerinin... Diğer belediyelerin çadırları.
Davaları izlemeye gelenlere... Şehit ailelerine... Gazilere... Çay ikram edilir... Öğle vakti çorba verilir.
Bir gün... Sohbet sırasında... Bu konu açılınca... Mustafa Tuna'ya dedik ki:
- Sincan'da... Mahkemede... Görev yapan askerler var... Polisler var... Yazın güneş altında, kışın soğuktalar... Onlar için de bir şeyler düşünseniz.
- Düşünmez olur muyuz?.. Askerimize, polisimize her öğle sıcak yemek gönderiyoruz... 250 kişiye.
HAFTA SONU
Cumartesi, pazar... Tatil... Herkes izinde.
İnsan o gün dinlenir... Sinemaya, maça gider... Gezer... Eşi dostu ziyaret eder... Değil mi?
Mustafa Tuna'nın cumartesisi, pazarı ise... Semt pazarları gezisi... Esnafla sohbet.
Bunları yaparken de... "Korumasız... Makam araçsız... Gösterişsiz... Reklamsız."
Özetle... Sincanlı onu boşuna sevmedi.
BİR KARIŞ TOPRAĞI YOK
Mustafa Tuna'yı sevdik... Karınca gibi çalışkanlığından, kibirli olmayışından, gösterişten hoşlanmadığından dolayı.
Fakat... Ona "Muhabbetimizin" iki nedeni daha var:
1. Rahmetli dostumuz Muhsin Yazıcıoğlu onun da dostuydu... İkisi de "Sivas'ın Şarkışla'sından."
2. Bir insan Sincan'da yıllarca Belediye Başkanlığı yapar da... Sincan'da "Bir karış toprağı" olmaz mı?.. Tanıdığımız Mustafa Tuna'nın "Parayla, pulla... Akçalı işlerle" hiç ilgisi olmadı.
KONSER
Belediyeler zaman zaman "Değişik etkinlikler" düzenlerler.
Özellikle de yazları... Açık hava konserleri.
Mustafa Tuna, Sincan'da hiç konser, eğlence, şenlik yapmadı... Niçin?
1. Paraya kıyamadı.
2. Konsere harcayacağı parayı okullara yolladı... Okulun bir eksiğinin giderilmesi için.
GEÇMİŞİ ONA KEFİL
Mustafa Tuna... 2019'da yapılacak yerel seçimlere kadar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na getirildi.
İyi tanırız... "Geçmişi kendisine kefildir."
Hayırlı olsun.
Başarılar diliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.