Neden dolmuşa binmeyecekmişim?
Oyuncu Osman Cavcı, hem Yeşilçam'ı hemde yeni dönem sinemasını anlattı.
Hababam Sınıfı Güle Güle’nin Ekrem’i, Muhsin Bey’in Osman’ı, Zampara Seyfettin’in Seyfo’su Osman Cavcı, artık İzmir’de yaşıyor. Aldıkları yüksek ücretlerle anılan günümüz oyuncuları toplu taşımaya bindiğinde, ‘halktan’ yorumlarıyla medyada yer bulurken, en son İstanbul’da dolmuşa binerken görüntülenen Cavcı’nın ise, ‘ekonomik durumu’ konuşulmuştu. “Arabam var ama neden dolmuşa binmeyecekmişim?” diyen Cavcı, hem Yeşilçam’ı anlattı hem de yeni dönem sineması hakkında konuştu.
“Son Yeşilçamlı”
İzmir’de bir tiyatro atölyesi açarak özel ders verdiğini belirten Cavcı, “Ayrıca ‘Son Yeşilçamlı’ diye bir gösterim yapıyorum. Bir ajansa da 20 dakikalık komedi filmleri yazıp çekiyorum. İzmir rahat ve medeni insanların yaşadığı bir şehir. Ben İzmir’de de üretiyorum. Teknoloji ilerledi. Aynısını İstanbul’da yapabilirdim ama İzmir’den yapıyorum. Zampara Seyfettin 2 filmimi Youtube’a yükledim, oradan da takip ediliyor” diye konuştu. Cavcı, 1995’te yayınlanan Zampara Seyfettin filminin, reyting getirmez diye futbol maçının karşısına konulduğunu ancak filminin maçtan daha fazla reyting aldığı anlaşılınca konu ile ilgili kanalda toplantı bile yapıldığını söyledi.
“Tatlıses’i ziyaret edeceğim”
Güncel bir şöhretinin olmadığını ancak yolda görenlerin kendisini tanıdığını ifade eden Cavcı, şunları söyledi: “Bugün biri beni durdurdu. Benimle ilgili bir şey soracak sandım ama ‘İbrahim Tatlıses İzmir’e yerleşmiş doğru mu ağabey?’ dedi. İbrahim Tatlıses’le ‘Aşıksın’ filminde rol almıştık. Aslında İbrahim Tatlıses’i ziyaret etmem lazım ama henüz edemedim. Rahatsız etmek istemedim ancak sanırım gitmem gerekiyor.”
“Büyük şanstı”
Cavcı, ilk sinema deneyimi olan Hababam Sınıfı Güle Güle’de rol alma hikayesini de şu sözlerle anlattı: “Ertem Eğilmez tipimi çok beğenmişti. Beni çağırdı ama ne rolünde oynayacağımı bilmiyordum. Sınıfta kalabalıkta oturacağım sanmıştım. Gittiğimde Ertem Eğilmez ‘Osman çok güzel bir şey oynayacaksın ama sakın korkup panik yapma’ dedi. Yaramaz bir tipi oynamıştım. Bu büyük bir şanstı. O filmin senaryosunu Yavuz Turgul yazmıştı. Ardından yine Yavuz Turgul’un Muhsin Bey filminde Şener Şen ile oynadım. Bu da çok büyük şanstı.”
Halkın eski sinemayı aradığını savunan Cavcı, “Halk, ‘eskiler çok iyiydi’ diyor. Bunu demek isterken ‘eskiler bizdendi’ demek istiyorlar aslında. Şimdi çok Amerikanvari, AVM sinemaları yapılıyor. Senaryo kötü, yönetmen kötü. Film çekmeyi bilmiyorlar. Kötü hocalardan iki numara öğreniyorlar. Teknoloji çok ileri ama içerik olarak boş. Bir sürü beceriksiz adam işi bilmeden sinema yapıyor. Yeşilçam’ı küçümsediler ama kendileri hiçbir şey yapamıyor. Sanırım senaryoları fotokopi ile çoğaltıyorlar. Hepsi birbirine benziyor. En son seyirci komediye gelmemeye başladı” dedi.
“Yeşilçam’ın değeri tekrar keşfedildi”
Cem Yılmaz’ın Arif v 216 filmi hakkında da konuşan Cavcı, şunları söyledi: “Durumun farkına varan Cem Yılmaz bir film yaptı, Yeşilçam’ın değeri tekrar keşfedildi. Bu önemli bir şey. Nihayet anladılar. Şimdi bir de internet fenomenlerinin filmleri var. 3-5 sene sonra hiç hatırlanmayacaklar. İnsanları bıktırdılar. Seyirci bu kadar da aşağılanmaz. Tabii ki zeki projeleri tercih edeceklerdir. Bu filmler hatırlanmayacak ama soylu işler hep kalıcı olacak.”
“Dolmuş haberine güldüm”
İstanbul’da dolmuşa binerken görüntülenen Cavcı, haberi yapan muhabirin kötü niyetli olmadığını belirterek, “Benim arabam var ama o gün park sorunu nedeniyle dolmuşa bindim. Ayrıca neden binmeyecekmişim? En zengin tiyatrocu olan Ali Poyrazoğlu otobüs kartını düşürünce, Şener Şen metroya binince çekmişler. Binmesinler mi? İlla her yere arabasıyla mı gitmek zorunda? Trafikte nereye park edecek arabasını? Ben çok doğal buluyorum. Habere de çok güldüm” diye konuştu.
Atölyesinde eski film afişleri bulunduran Cavcı, o günleri zaman zaman özlediğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.