Sakarya Destanı’nda 10.Gün (01 Eylül 1921)
1 Eylül’de General Papoulas’ın emriyle 3’üncü Yunan Kolordusu Polatlı’ya, 1’inci Kolordusu Çal Dağı’na, 2’nci Kolordusu da Kızılkoyun-Güzelcekale çizgisine yüklendi. Basrikale Tepe istikametinde düşman taarruzları devam etti ve başarılı olamadılar.
Çal Dağı bölgesinde düşman taarruzları gece ve gündüz boyunca devam etti. Büyük zayiat verildi. Özellikle 57’nci Tümenimizden üçü alay komutanı, beşi tabur komutanı olmak üzere çok zayiat verdik. 8’inci Tümenimiz de bu muharebelerde 900 er zayiat verdi.
Haymana’yı ele geçirmek isteyen 1’inci Yunan Kolordusu’nun 12’nci Tümeni, bir gün önce başladığı taarruzlarını Ardıç Tepeleri ve batısında sürdürdü. Haymana’nın 2 kilometre güneyindeki sırtlar hattına kadar ilerlediler. Mezartepe mevzilerinin büyük bölümü düşman eline geçti.
Dua Tepe
POLATLI BUGÜN DE KURTULDU
Bugün Polatlı bölgesinde savaşan Türk Mürettep Kolordusu karşısındaki Albay Platis'in takviyeli 7’nci Tümeni, dünün aksine, kuvvetinin çoğunu demiryolunun kuzeyine kaydırmış ve bütün ağırlığı ile Yarbay Abdurrahman Nafiz (Gürman) komutasındaki 1’inci Tümen üzerine yüklenmişti. Etkili bir topçu ateşi ile desteklenen Yunan birlikleri akşama doğru Türk mevzilerine girmeyi başarmışlar, Basrikale Tepesi’nin büyük kısmını ele geçirmişlerdi. Türk cephesi gerilemiş, fakat Polatlı bugün de kurtulmuştu.
4’üncü Grup cephesinde ise Yunan 3’üncü Kolordusu’nun 3 Tümen ile 61’inci ve 5’inci Kafkas Tümenleri’ne yönelttiği taarruzlar, bu tümenler tarafından durduruldu ve geriye atıldı. 3’üncü Yunan Tümeni, iki kilometre kadar geriye çekilmek zorunda bırakıldı.
Basrikale Tepe Mevzileri
ÇAL DAĞI’NDA İKİ TARAFIN DA KAYIPLARI AĞIRDI
Çal Dağı, bugün de korkunç çarpışmalara sahne oldu. Albay Şükrü Naili komutasında taarruzla Çal Dağı’nın büyük kısmını ele geçiren 15’inci ve 24’üncü Tümenler, gece yarısından az sonra 2’nci Yunan Tümeni’nin karşı taarruzu ile tekrar çekilmek zorunda kalmıştı. Bir saat sonra dört alayla tekrarlanan Türk saldırısı ile bu sefer Yunan Tümeni geri atıldı. Yunanlılar tekrar karşı taarruza geçtiler. Bu gel-gitler, bu nefes almaksızın gecenin karanlığında parlayan süngüler arasında geçen yakın muharebeler sonunda iki taraf da direncinin ve takatinin sonuna gelmişti. İki tarafın da kayıpları ağırdı.
Türk Cephe Komutanlığı 2’nci Grubu, olduğu gibi 3’üncü Grup emrine verdi. Buna rağmen 8’inci ve 57’nci Tümenler, Haymana'yı güneye karşı örten ilçeye iki kilometre uzaklıktaki yüksek sırtlar hattında da tutunamayarak geriledi. Fakat az sonra Haymana'nın hemen güneyindeki son yüksekliklere, âdeta tırnaklarıyla yapışarak düşmanın daha fazla ilerlemesine engel oldular.
HEM ER HEM SUBAY ZAYİATI ÇOKTU
Özellikle bugünkü savaşlar sonunda 3’üncü Kafkas Tümeni hemen hemen elden çıkmış, birlikler birbirine karışmış, emir ve komuta düzeni allak bullak olmuştu.
Dünkü ve özellikle bugünkü harekât, Yunan Ordusu’nun artık bir kuşatmadan ümidini kestiğini ve cepheyi Çal Dağı-Haymana arasından yarmak için gayretlerini topladığını gösteriyordu.
Bugünkü savaşlarda 57’nci Tümen’in, üç alay ve beş tabur komutanını, yani bütün alay komutanlarıyla neredeyse tabur komutanlarından hepsini şehit ve yaralı olarak kaybetmesi, bunlardan ayrı olarak subay zayiatının bugün 85'i bulması, savaşın ne kadar kanlı geçtiğini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. 8’inci Tümen’in de bugünkü savaşlarda er zayiatı 900'ü bulmuştu.
Birinci Meclis
MECLİS’TEN TELGRAF VAR
Bugün Büyük Millet Meclisi’nden, Alagöz’deki Başkomutanlık Karargâhı’na aşağıdaki telgraf gelmişti;
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkomutan Paşa Hazretlerine, Bugünkü oturumda Türkiye Büyük Millet Meclisi, oy birliği ile aşağıdaki maddelerin yüce katınıza ulaştırılmasını karar altına almıştır;
1. Yüce Meclis, erler, subaylar ve komuta heyeti hakkında her zamankinden çok şükran ve güven hisleriyle doludur.
2. Meclisin, Allah'ın yardımına ve Peygamberimizin ruhaniliğine dayanarak savaşmakta olan ordunun behemahal zaferi elde edeceğine inancı tamdır.
3. Meclis, temsil ettiği bütün millet adına ordunun, erinden en büyük komutanına kadar bütününe selâm ve içten en iyi dileklerini sunar. Meclis topluluğunun yüksek duygularına aracı olmakla iftihar ettiğimi arz ederim efendim.’’
Türkiye Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanı Adnan (Adıvar)
Meclisin bu bildirisi, Cephe Komutanlığı eliyle bütün birliklere yayımlandı.
Kartal Tepe Mehmetçik Anıtı
HOMURDANMALAR BAŞLAMIŞTI
Düşmanın Polatlı ve Haymana’ya kadar geldiğini duyan Ankara halkı arasında yalnız Mustafa Kemal'e değil, Meclis'e karşı da homurdanmalar başlamıştı. “İzmir'de uslu uslu oturan Yunan'ı kalktılar kışkırttılar, yarın Yunan’la bizi baş başa bırakacaklar’’ diyorlardı. Ankara boşalıyordu. Kayseri'de Büyük Millet Meclisi için toplantı salonu bile hazırlanmış ve Başkanlık Divanı için yüksekçe bir kürsü bile yaptırılmıştı.
Diğer taraftan, milletvekillerinden bir kısmı Sakarya boylarında birliklerinin başında dövüşmekteydiler. Doktor milletvekilleri de bu ölüm kalım günlerinde cephede ve Ankara hastanelerinde göreve koşmuşlardı. Diğer bir kısım milletvekilleri ise yine Meclis'in emriyle Başkomutanlık yükümlülük bildirilerinin uygulanması için koşuşturup durmaktaydılar. Asker toplanması, malzeme toplanması için bölgeleri dolaşıyor, halkı aydınlatıyor, Askerlik Şubeleri’ni ve Menzil depolarını denetleyerek ikmalin aksaksız yapılması için didinip duruyorlardı.
Kadim Koç
Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA) Koordinatörü
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.