Şehir Plancıları Odası: "Ankara'nın trafik düzeni motosikletler için yeterince güvenli değil"
Ankara'da motosiklet kullanımı son yıllarda hızla artarken, bu artış kazaları da beraberinde getiriyor. Şehir Plancıları Odası, trafik güvenliğinin sağlanması için eğitim ve uzun vadeli planlamaların gerekliliğinin altını çizerek, kentteki ulaşım sorunlarının çözümüne yönelik acil adımlar atılması gerektiğini belirtiyor.
ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de motosiklet kullanımı son yıllarda hızlı bir artış gösteriyor. 2019'da trafikteki motosiklet sayısı 3 milyon 331 bin 326 iken, bu rakam 2020'de 3 milyon 512 bin 576'ya, 2021'de 3 milyon 744 bin 370'e ve 2022'de 4 milyon 141 bin 914'e yükseldi. 2023 yılında ise motosiklet sayısı 937 bin 482 artarak önemli bir rekora ulaştı. Özellikle pandemi döneminde motorlu araç kullanımında belirgin bir artış gözlenen şehirlerin arasında Ankara da bulunuyor.
"PANDEMİ DÖNEMİNDE BAŞLAYAN ALIŞKANLIK DEVAM EDİYOR"
Pandemi sürecinde motosiklet ve scooter gibi araçların kullanımı hız kazanmasıyla birlikte motosiklet kazaları da belli ölçüde artış gösterdi. Ankara da motosiklet trafiğinde öne çıkan iller arasında yer alırken, Başkent'in trafik yapısının bu artışa ne kadar elverişli olduğu tartışma konusu oldu.
Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Merve Nalçakar, anadolugazete.com.tr'ye verdiği röportajda, Ankara'nın mevcut trafik düzeninin motosikletler için yeterince güvenli olmadığını belirtti. Nalçakar, “Motosikletler, scooterlar, mopedler, trike’lar ve ATV'ler pandemi döneminde kullanımın hızla arttığı araçlar arasında. Bu artışa paralel olarak gerekli altyapı ve güvenlik düzenlemeleri önem taşıyor. Ankara’nın topografik yapısı, motorlu araçların güvenli kullanımına her bölgede uygun olmayabilir." dedi.
"KAZALARININ ÖNLENMESİNDE YALNIZCA YASAL DÜZENLEMELER YETERLİ DEĞİL"
Ankara'da motosiklet ve çeşitli trafik kazalarının önlenmesinde yalnızca yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgulayan Nalçakar, denetim ve eğitim eksikliklerine de dikkat çekti: “Trafik kültürü, şehirden şehre değişiyor. İstanbul’da ve Ankara’da trafik anlayışları farklılık gösteriyor. Trafik bilinci artırılmalı ve sürücüler diğer yol kullanıcılarına karşı empati geliştirmeli. Sadece uyarı levhaları ve sosyal medya kampanyalarıyla bu sorunun çözülmesi mümkün değil. Bu nedenle yasal düzenlemelerin yanı sıra etkin denetim de şart. Ne yazık ki, yasalar denetim olmadan yeterli olmuyor."
Nalçakar, belediyelerin ve valiliklerin trafik eğitimi konusunda daha fazla çaba göstermesi gerektiğini de vurguladı.
"ANKARA ULAŞIMI HALKIN İHTİYAÇLARINI TAM ANLAMIYLA KARŞILAMIYOR"
Ankara’da özel araç kullanımının minimize edilmesi gerektiğini savunan Nalçakar, toplu taşıma altyapısının yeterli olmadığını belirterek şunları kaydetti:
"Yeni yollar yapmak, trafiği yalnızca kısa vadede rahatlatabilir; ancak bu, uzun vadede yeni araçların trafiğe girmesine neden olur. Özel araç kullanımının minimize edilmesi, hem ekolojik açıdan faydalı olacak hem de trafik yoğunluğunu azaltacaktır. Toplu taşımayla 80 kişiyi bir yerden başka bir yere taşıyabilirken, özel araç kullanımında bu kişilerin her birinin araç sahibi olması gerekmektedir. Bu noktada toplu taşımanın daha erişilebilir ve etkin olması kritik öneme sahip. Ankara’nın bir Başkent olarak bu konularda geri kaldığını düşünüyorum. Metro sistemimiz ve otobüs hatlarımız mekânsal kullanımlarla örtüşmüyor. Ne yazık ki, kentte günü kurtarmaya yönelik, anlık sorunları çözmeye odaklanan planlar yapıyoruz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.