Sinema tutkunları için Olcay Bağır'dan kılavuz çalışma: Sinesözlük
Olcay Bağır’ın ilk kitabı "Sinesözlük" raflardaki yerini aldı. Pek çok dergi ve gazetede sinema, deneme, araştırma/inceleme yazıları yayımlanan Olcay Bağır, çalışmasını anadolugazete.com.tr'ye anlattı.
ÖZEL HABER: ALİ DEMİRASLAN
Pek çok dergi ve gazetede sinema, deneme, araştırma/inceleme yazıları yayımlanan Olcay Bağır, ilk kitabı "Sinesözlük" ile okurun karşısına çıktı. Geçmişte "GodFather" ve "Sine K" gibi sinema dergilerinin ve "Tanı" adındaki kent kültürü dergisinin genel yayın yönetmenliğini de yapan Bağır, Karakarga Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan kitabıyla ilgili soruları yanıtladı.
Sinesözlük kitabını yazmaya nasıl karar verdiniz?
Yönettiğim sinema dergilerinde her sayıda birkaç sinema terimini okurlar için kısaca açıklıyorduk. Fakat bir sayfada üç terim yer alıyordu. Yüzeysel bir sözlük havasındaydı ister istemez. Bu dergilerimiz battıktan sonra bu sözlük işi yarıda kalmış bir hikâye gibi geldi bana. Daha kapsamlı ve muntazam bir çalışmayla bu yarım hikâyeyi bitirmek istedim. Ortaya bu kitap çıktı.
101 MADDEDEN OLUŞAN SİNEMA SÖZLÜĞÜ
Kitabınızı kısaca nasıl anlatırsınız?
Sinesözlük, onlarca kaynaktan süzülen saf bilginin anlaşılır ve akıcı bir üslûpla yorumlanıp yazılmasıyla ortaya çıktı. Kitap, adından da anlaşılacağı üzere bir sinema sözlüğü. Araştırma-inceleme türünde bir kitap. Türkiye'de basılmış başka sinema sözlükleri de var elbette. Sayıları çok fazla olmayan bu kitaplar, daha çok ansiklopedik bilgiler verip başlıkları kısaca açıklıyor. Bunu yaparken de daha çok akademik bir dil kullanıyor. Ayrıca “binlerce” başlıkta açıklanan kavramlar bir bütün halinde değil, bölük pörçük haldeler ve “binlerce parçaya” ayrılmış durumdalar.
Sinesözlük ise sadece 101 maddeden oluşuyor ve bu 101 maddede sinema tarihi, türler, akımlar ve alana dair terimler yalın bir dille anlatılıyor. Kitabın alt başlığından da anlaşılacağı gibi bir tür “sinemaya giriş” kitabı olmak amaçlandı. Bu çalışmayı okuyanlar genel hatlarıyla bütün sinema dünyasına hâkim olacaklar.
Sözlüğü hazırlarken en çok hangi bölümü yazmayı sevdiniz?
Sanırım “Sinematograf” maddesiydi diyebilirim. Çünkü sinemaya dair tüm hikâyeyi başlatan icat Sinematograf alet. Hareketli görüntüyü kaydeden bir makine bu. Böyle bir özel anlamı var yani. Her şeyin temeli! Ayrıca kitapta da bahsettiğim ilginç bir anekdot var bu makineyle ilgili. Bu yüzden de çok hoşuma gidiyor bu bölüm.
Bu anekdota göre sinemanın, daha doğru ifadeyle Sinematograf’ın mucidi Fransız Lumière kardeşler, sinemayı “sanat” yapanlardan biri olan Georges Méliès’e, “Sinematograf geleceği olmayan bilimsel bir icattır” diyor. Bu sözlerin bugün gülümsemeyle anılması gayet normal elbette. Lumière kardeşlerin, hatta Méliès’in tahminlerinin ötesinde sinema sadece bir sanat değil, “çok kollu bir sanat” oldu zaman içinde. Tiyatro, edebiyat, müzik, dans ve daha nice estetik disiplinleri kendi içinde harmanladı.
OKUR İÇİN SİNEMA KONUSUNDA BİR GENEL KÜLTÜR OLUŞTURMA İDDİASI
Sinesözlük’ün nasıl bir iddiası var?
Sinema alanında elbette çok fazla kitap var. Ancak Sinesözlük'teki neredeyse her bir madde üzerine ayrı bir kitap hazırlanabilecekken derli toplu bir şekilde tümünü tek kitapta toplama fikri çok daha cazip geldi.
Okur için sinema konusunda bir genel kültür oluşturma iddiasındaki Sinesözlük, derinlemesine sinema okumalarına da bir ön hazırlık olabilecek bir nitelik taşıyor. Kısacası Sinesözlük, güvenilir kaynaklarla desteklenmiş ve titizlikle hazırlanmış, sinema alanında kaynak kitap olma iddiasındadır.
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.