Son kez evinde uyumak isteyen Selvi Teyze gözünden oldu

Ankara’da, 50 yıldır yaşadığı gecekondu kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmadan önce son kez uyumak için giden yaşlı kadın, eve giren hırsızlar tarafından feci şekilde darp edildi.

Son kez evinde uyumak isteyen Selvi Teyze gözünden oldu
Yayınlanma:
Güncelleme:

Olay, 1 Kasım’da Mamak ilçesi Şahap Gürler Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Şahap Gürler Mahallesi’nde bulunan bir gecekonduda yaşayan Selvi Uzun’un evi birkaç gün içerisinde kentsel dönüşümden dolayı yıkılacaktı. Gecekondunun elektriğini ve suyunu kesip evde sadece birkaç eşya bıraktıktan sonra oğlunun evine geçen Uzun, oğluna, “Lütfen ablamla son kez evimde yatayım. 50 yıllık evim, bir anda kopamam” dedi.

Annesinin isteğini kırmayan Harun Uzun, akşam saatlerinde annesini ve teyzesini gecekonduya bıraktı.

“Hırsızlar öldüresiye darp etti”

Gece saat 00.00 sıralarında evin arka tarafında bulunan pencerenin demirlerini kırarak gecekonduya giren hırsızlar, Uzun ve ablasını öldüresiye darp ettiler. Uzun’un sağ gözü tamamen görmez hale gelirken, sol gözü ise kısmen görüyor. Vücudunun her yerinde darp izleri olan Uzun’un elinde derin bıçak izleri olduğu görülürken, parmaklarının birçoğu kullanılamaz hale geldi. Uzun’un kardeşi ise hafif şekilde yaralandı.

Yaşadığı olayı İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Selvi Uzun, “Değneği elimle tuttum bırakmayınca, ellerimi ve gözümü bıçakla kesti. Gözümü çıkardı” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Yatsıyı kıldım, ablam uyuyordu ben de uyumaya geçtim. Daha sonra ablam kalktı ‘Selvi beni öldürüyorlar’ diye bağırdı. Ablama 2 sefer vurduklarını duydum. Ablamın yanına gideyim diye ayağa kalktığım anda değnekle vurarak beni geri yatağa düşürdüler. Peş peşe vurdular değnekle. ‘Yavrum bana niye vuruyorsun, ben sana ne yaptım da vuruyorsun’ dedim. O da ‘Benim paraya ihtiyacım var. Parayı nereye koydun. Seni şuracıkta öldürürüm, doğrarım bağırma’ dedi. Bir gözüm tamamen gitti. Parmaklarımı ve ellerimi kestiler. Gözüme de bıçak vurdular. Kafama çok vurdu kaç dikiş var başımda bilmiyorum. Hastanede gözümü tamamen alacaklardı, ben yerinde dursun dedim. Diğer gözüm de az görüyor. Arkadan gelen bir ses vardı o da ‘Bırak artık öldüreceksin’ diyordu. 2 kişinin sesini duydum. Biri bana çok vurdu.”

Maskeli takan, vicdansız hırsızlar

Onu darp edenin, zayıf ve ince birine benzediğini belirten ve yüzüne maske taktığını vurgulayan Selvi Teyze, “Beni nasıl bıraktılar bilmiyorum. Başımdan ılık ılık akan şeyin kan olduğunu anlamadım. Başıma biri sıcak su döktü diye düşünüyordum. İçeride ablamın sesini duymayınca kendimi yola attım. Komşunun kapısına varmışım ama hatırlamıyorum. Ablamı bulun diye onlara bağırdım. Onlar ambulans falan çağırmışlar. Hastaneye götürmüşler beni o anı bile hatırlamıyorum” şeklinde konuştu.

“Bir gece daha evimde yatayım dedim”

Evde son gecesinin olduğunu belirten Uzun, “Bu gece evimde yatayım dedim. 50 senelik evim kiraya çıkıyorum. Her taraf yıkıldı bir biz kaldık. Evimin gidişine dayanamıyorum bir gece daha evimde yatayım dedim. İşte son gecede bana bunu yaptılar. Allah’tan diliyorum, bana bunu yapanın yanına kalmasın. Benim canımı yaktılar başkasının canını yakmasınlar” ifadelerini kullandı.

Son olarak hükümete seslenen Selvi Uzun, “Devletimiz de duysun beni. Bunları onların yanlarına bırakmasınlar. Böyle pislikleri toplasınlar” dedi.

“Korkudan çuvalların altına saklanmıştı”

İHA muhabiri ile birlikte olayın yaşandığı gecekonduya gelip o geceyi anlatan Selvi Uzun’un oğlu Harun Uzun, “Eve geldiğimde annem kanlar içindeydi. Annem kanlar içinde ağlayarak, bana ‘Teyzen yok Harun’ deyince elime bir sopa aldım etraftaki boş gecekondularının içine baktım. Olayı tam anlayamadık. Annem kanlar içinde ağlıyordu. Teyzem kayıptı. Daha sonra Teyze’mi evin içinde bulduk. Korkudan çuvalların altına saklanmıştı. Eve nereden girdiklerine baktığımız zaman, pencerenin demirlerini kırıp içeri girdiklerini anladık. Kapılarda zorlama yoktu” şeklinde konuştu.

“Sağlam olan gözünü kaybetti annem”

Annesinin sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Harun Uzun, “Sağlık durumu şu an çok kötü” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü:

“Sağlam olan gözünü kaybetti annem. Diğer gözü zaten az görüyordu o da baya bir yara almış. Kafasında, kaşında dikişler var. Baya açıldığı için zımbalı dikişler atmışlar. Vücudunun her tarafında morluklar var. Kollarından parmaklarına kadar. Göğüs kafesine vurmuşlar, göğüs kafesi kırılmış. Annem sopayı tutunca onlara yalvarmış, ‘Bana vurmayın ben size ne yaptım’ demiş. 72 yaşındaki kadına güçleri yetmemiş annemin sıkı şekilde tuttuğu sopayı alamamışlar elinden. Alamayınca bıçakla annemin parmaklarının arasına, üstüne, koluna ve her yerine baya derin bıçak yarası açmışlar. Muhtemelen annemin tanıyabileceği kişiler ki kısık sesle konuşmuşlar. Para istemişler biri darp ederken diğeri de yeter bırak demiş öldüreceksin demiş. Ondan sonrasını annem hatırlamıyor. Komşunun evine kadar gitmiş ama nasıl gitmiş hatırlamıyor.”

“Ben herkese düşman gözüyle bakar hale geldim”

Annesinin psikolojisinin çok bozulduğunu söyleyen Uzun, “Hala korkuyor. Hastanede 10 dakika yalnız bıraktık korktu. Beni gelir öldürürler diye tekrar bizi çağırdı. Ailem de çok korktu. Tuvalet kapısına kadar artık kilitliyorlar. Ağabeyimin evi de oralardaydı. Onlar da evlerini taşıdılar. Orada duramadılar bu olaydan sonra. Devletimize ve polisimize güveniyoruz. Allah razı olsun onlardan baya ilgilendiler. Cinayet büro dahil o gece buraya geldi. Parmak izleri kesin bir sonuç çıkaracak dediler ama biz biraz sabırsızız, bir an önce yakalansınlar istiyoruz. Çünkü bunlar belki karşıma geçip bana geçmiş olsun diyorlardır. Şu anda ben herkese düşman gözüyle bakar hale geldim. Acaba ‘anama el kaldıran bu mu’ diye düşünüp duruyorum. Annem kanser hastası. Onun elinde tansiyon dahil ölçülemiyordu. Kan alımı yasak sol elinden. Nasıl kıydılar, nasıl bu kadar bıçak vurdular kollarına” ifadelerini kullandı.

“50 yıllık evinde son kez uyumak istedi, nasıl kıydılar ona böyle”

“Annem, 50 yıllık evinde bir gece daha kalmak istedi” diyen Harun Uzun, şöyle devam etti:

“‘Anne dedim kalma, elektrik ve suyu da kestim kalma gel bizim yanımızda dur’ dedim. ‘Oğlum dayanamıyorum ben burayı çok zahmetle yaptım’ dedi. Burada doğup büyüdük. Ben de annem hastalanmasın, içinde kalmasın diye, vicdan azabı çekmesin diye bir gece daha kalsın dedim. Gece çalıştığım için yanında duramadım. Annemi oraya bırakıp ‘Allah’a emanetsin anne’ dedim oradan ayrıldım. Ve bir gecede bunlar başımıza geldi.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.