SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, basın toplantısında konuştu:
Karamollaoğlu, “Hükümetin yeni oluşturduğu her müessese ve kurumda denetimi saf dışı bıraktığını savunan Karamollaoğlu, hükümetin yatırım ve ekonomi politikalarını yeniden tanzim etmesi halinde, Varlık Fonu'nun fayda getirebileceğini” belirtti.
ÖZEL HABER
AYNUR ÇETİN
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına MEB’in taslak müfredat metnine ilişkin açıklamalarda da bulunan Karamollaoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı’nın İsrail ziyaretini eleştirdi.
KANUN GEÇEN YIL ÇIKMIŞTI
Karamollaoğlu, “Ülkenin en büyük kamu kuruluşlarının Varlık Fonu’na devredilmesine ilişkin olarak, “Aslında bu kanun geçen yıl çıktı. 15 Temmuz olayları zamanında mecliste de doğru dürüst bir görüşülmedi. Fon deyince aklıma nakit kaynak gelir. Onun için de varlık fonları bütçesi fazla veren veya çok kıymetli madenleri olup da bunu pazarlayan böylece elinde ne yapacağını bilmediği nakit kaynağı ülkeler bunu oluşturuyor. Dünyada ilk defa böyle bir imkanı olmadan böyle bir fon oluşturuluyor. Bu bir fon değil, maalesef iflas etmiş ülkenin bu güne kadarki birikimlerini bundan sonra alacakları borçlara karşı teminat olarak göstermek hatta ve hatta ipotek etmek anlamına geliyor. Fon diye bir şey yok” diye eleştirdi.
HANGİ KURUMUN BAĞLANACAK BELLİ DEĞİL
Karamollaoğlu, Varlık Fonu’na hangi kurumların katılacağını da bilinmediğini söyleyerek, “Hükümet maalesef yeni oluşturduğu her müessese ve kurumda denetimi saf dışı etmeye çalışıyor. Denetim var diyorlar. Kendi kendine bir denetim yapıyorsan ben buna denetim diyemem ki. Bizde Sayıştay gibi denetim mekanizmamız var. Bir kurumu Sayıştay denetiminden uzak tutuyorsanız, o zaman ciddi manada orada bir denetim olduğunu söylemek mümkün olmaz” diye konuştu.
BORÇLAR İÇİN TEMİNAT
Karamollaoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Hangi müesseslerimizi yarın alacağımız borçlara karşı teminat olarak gösteririzin listesi. Adına fon demişler. Bu borçlar için teminat. İpotek edilecek malların listesinden başka hiçbir şey değil. Hangi müesseslerini buraya devredileceği tamamen bakanlar kuruluna bırakılmış. Eskiden Ziraat Bankası’nı özelleştirmek isteseydiniz, meclise götürmeniz gerekirdi. Şimdi buna ihtiyaç yok. Yarın bu fonun kapsamı içine hangi kurumların gireceğini kimse bilmiyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK REZERVİ TÜRKİYE’DE
Dünyadaki en büyük bor rezervi Türkiye de. Yeri gelecek tek kelime edilmeden bor madenleri başkalarına tahsis edilebilecek, peşkeş çekilebilecek. Kimsenin ruhu da duymayacak. Böyle bir çalışmaya rıza göstermemiz, mümkün değil. Bu fon düzgün kullanılırsa fayda getirebilir, ancak hükümetin ekonomi politikalarını sil baştan yeniden tanzim etmesi şartıyla. Yeni alacakları borçları o borcu ödeyecek olan yatırımlara tahsis ederlerse o zaman bu faydalı bir fon olabilir. Ümit ederim ki, hükümet fonun düzgün işlemesini sağlar. Kıymet verdiğimiz ne varsa tamamen elimizden çıkar”
YARIN GAP’I DA DEVREDERLERSE…
Karamollaoğlu, Varlık Fonu ile ilgili ciddi bir endişeyi de kamuoyunun gündemine taşıdı. AB’nin Fırat ve Dicle nehirlerinin uluslararası bir konsorsiyuma devredilmesi konusundaki sınırı aşan sular anlaşmasına Türkiye’nin daha önce imza koyduğunu hatırlatan Karamollaoğlu, konunun Varlık Fonu ile doğrudan ilintili olabileceğini söyledi. Yarın GAP’ı bu fona koyarlarsa kimsenin ruhu duymadan bu ırmaklarımız bizim tarafımızdan değil, İsrail’in menfaatlerini koruyacak uluslararası kuruluşlar tarafından yönetilmeye başlanır. Şimdiden bir ünlem koyuyorum” dedi.
MEB TASLAĞINDAN MEMNUNUZ; AMA EKSİKLİKLER VAR
Karamollaoğlu, MEB’in taslak müfredat ile ilgili bir çalışma başlattıklarını belirterek, “Bir komisyon oluşturduk. Arkadaşlarımız, MEB yetkilileriyle de görüşerek bir rapor hazırladı. Bu raporumuz yakında yayınlanacak. Bir takım müspet adımların atıldığına şahit oluyoruz, bu bizi memnun ediyor. Bir takım eksiklikler olduğunu görüyoruz. Milli ve manevi değerlerin ihyacı yönünde yeterli adımların atılamadığı kanaatindeyiz. Umarım, eksiklikler zaman içinde bakanlık tarafından da dikkate alınacaktır” dedi.
İSRAİL ZİYARETİNE ELEŞTİRİ
Toplantının bir bölümünde Türkiye ile İsrail ilişkilerini ve Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın ziyaretini de değerlendiren Karamollaoğlu, “İsrail’i resmi seviyede yapılan ilk ziyaret gerçekleşti. Garipsediğimiz bir ziyaret oldu. Kültür Bakanı bu ziyareti omuzladı, oldukça da zor bir iş. Ama bizi en çok üzen Sayın Bakan’ın İsrail’e ulaşması ile birlikte İsrail’in Gazze’yi bombalaması şiddetlendi. Sayın Bakan ise orada olduğu müddetçe de Gazze tarafından bir saldırı olmayacağını ümit ettiğini söyledi. Bu biraz garip kaçtı. Gazze’den bir hareket var ise bu İsrail’in yaptığı zulüm ile kıyaslanacak gibi değil” diye konuştu.
TRUMP UZUN ÖMÜRLÜ OLMAYACAK
Karamollaoğlu, değerlendirmelerinde ABD Başkanı Donald Trump’ın 7 İslam ülkesi vatandaşlarına uyguladığı vize yasağını da eleştirerek, “Bu güne kadar yaptığı icraatların tamamına yakını Amerika’da ve dünyada tepki buldu. Hele de iş başına gelir gelmez 7 Müslüman ülkeden Amerika’ya vizelerini almış olmalarına rağmen gidecek olan insanlara izin vermemesi, aslında yapılabilecek en büyük kanundışılıktır. Bu adamın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini Amerikalılar da anlayacak. Bu vazifeyi de devam ettirmesi de pek de uzun ömürlü olmayacak gibi gözüküyor” dedi.
İMAMLARIN AÇIKLAMALARI DOĞRU DEGİL
Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, ‘İmamların referanduma ilişkin yaptığı açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?’ şeklindeki soruya, “Elbette doğru bulmuyorum. Herkesin, devlet memurlarının bir kanaati olur. Bu kanaatlerini de her yerde dile getirebilirler ama caminin içinde bunu dile getirmesi sadece su istimalden ibarettir. Bu doğru değil. Şu an Türkiye’deki en büyük sorun, birbirimizi hasım gibi görme meselesi. Evet diyen şöyle ötekisi böyle, biri vatan haini ötekisi kahraman. Türkiye’de meseleler böyle mütalaa edilemez ki. Bu tarzdaki çıkışlar ortaya konan mevzunun müdafaa edilemediğine işaret eder. Bu da doğru değil. Buna evet diyenler de hayır diyenlerde bu memleketin insanı. Kimse düşmanlık yapmak için böyle bir tavır sergileyemez. Doğru bildiğimizi başka bir arkadaşımızda yanlış tabir edebilir. Bu gün de yarında biz bu memlekette birlikte yaşayacağız. Allah korusun bu memlekete bir saldırı olursa tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi birlikte direneceğiz” açıklamasında bulundu.
Basın toplantısı sonunda Karamollaoğlu, basın mensuplarına ve katılımcılara teşekkür ederek toplantıyı sonlandırdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.