Teknolojik hastalık 'Hikikomori'

Japon hükumetinin yaptığı bir araştırma, Japonya’nın genç nüfusunun yarıdan fazlasının toplumdan uzaklaşmayı ve izole bir hayat sürmeyi tercih ettiğini ortaya çıkardı

Teknolojik hastalık 'Hikikomori'
Yayınlanma:
Güncelleme:

Kişilerin altı ay veya daha uzun süre boyunca okula ve işe gitmeyip, herhangi bir sosyalleşme faaliyetine katılmayarak evden çıkmaması durumu Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı tarafından “Hikikomori” olarak adlandırılıyor. Kültür Servisi'nin Independent'ten aktardığına göre araştırma, yaşları 15 ila 39 arasında değişen 541,000 kişinin kendini toplumdan soyutlayarak yaşadığını ortaya koydu. Rakamlar 2010 yılında yapılan tahminlere göre düşük olsa da, kendini en az 7 yıl boyunca eve kapatanların %35’lik bir dilimi oluşturduğu oldukça çarpıcı bir gerçek olarak belirlendi. Araştırma aynı zamanda gençlerin yanı sıra yaşları 35-39 yaşları arasında olan Japonya vatandaşlarının kendini eve kapatma oranının iki katına çıktığını gösterdi. İlk olarak 1990’lı yıllarda meydana çıkan Hikikomori, henüz tıp literatüründe bir hastalık olarak yer almıyor ve önerilen bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Doktorlar ise gençlerin toplumdan uzak yaşamayı seçmesinde psikolojik ve kültürel etkenlerin payının yüksek olduğu görüşünde. Hikikomori erkeklerde ve eğitimli orta sınıfta daha yaygın görülüyor. Hikikomori’den muzdarip kişiler genellikle bilgisayar oyunları oynayarak ve çizgi roman okuyarak vakit geçiriyor. Psikologlar bu durumun tembellikten kaynaklanmadığını belirtiyor. Japon psikolog Tamaki Saito verdiği bir röportajda Hikikomori’yi şu şekilde özetliyor: “Onlar dışarı çıkıp sosyalleşmek, arkadaş veya sevgili edinmek istiyor ama yapamıyorlar.” Hikikomori sadece Japonya’ya özgü değil. 2015’te gerçekleştirilen bir araştırma Amerika, Çin ve İspanya gibi ülkelerde de buna benzer durumların ortaya çıktığının altını çizdi. Hikikomori Nedir? Teknolojinin yarattığı bir hastalık olarak görülen hikikomori, kişinin bilgisayar ekranı ile sanal alemde iletişim bağımlılığı geliştirip, kendini sosyal çevreye kapatmasıdır. Bu bağımlı iletişim öyle bir hale geliyor ki, kişi yaşamdaki tüm sorumluluklarını ertelemeye ve aksatmaya hatta temel fizyolojik ihtiyaçlarını bile bilgisayar karşısında karşılama başlıyor. İlk başlarda birçok ihtiyacı karşılar gibi görünen ve keyif veren insan doğasına aykırı olan bu yaşam biçimi zamanla karamsarlık, mutsuzluk, yaşamdan tat almama gibi depresif bir ruh halinin gelişmesine neden oluyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.