Terk edilme korkusu çocukları yalnızlaştırıyor

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, her çocuğun yaş aldıkça farklı duygularla tanıştığını, bunlardan birisinin de özellikle 3-4 yaşındaki çocuklarda görülen anne ve babayı kaybetme korkusu olduğunu ifade etti.

Terk edilme korkusu çocukları yalnızlaştırıyor
Yayınlanma:
Güncelleme:

Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, çocuklar için anne ve babanın hayatta karşılaştıkları korkular ve zorluklar karşısında güvenilecek tek liman olduğunu belirterek, “Örneğin bir bebek ilk defa gördüğü insanlara yabancılık çektiği için korkarak bakar. Hatta onu kucağınıza alıp sevmek istediğinizde muhtemelen ağlamaya başlayıp anne ya da babasının kucağına gitmek isteyecektir. Çocuklar özellikle okul öncesi dönemde karanlıktan korkarlar. Bu nedenle pek çok ebeveyn gecenin bir yarısında odalarına gelen minik bir misafirle karşılaşmışlardır. Bu da bize çocuklarda belirli korkuların belirli yaş evrelerinde ortaya çıktığını göstermektedir” dedi.

“Korku belli bir dereceye kadar çocuğunun gelişiminin parçası”

“Normal gelişimin ve kişisel olgunlaşmanın bir parçası olan korku elbette rahatsız edici ve olumsuz bir histir. Ancak bu his hayatla mücadele ederken çocuğun kendini koruması için öğrenmesi gereken bir duygudur” diyen Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:

“Bu dönemde çocuğun yaşadığı tüm korkular gelişim sürecinden kaynaklanamaz. Anne babanın ve sosyal çevrenin çocukla iletişim kurarken, yanlış tutum ve davranışları korkuların oluşmasına neden olur. Ebeveynlerin evhamlı olması, evde çalan bir telefon sesine panikleyerek cevap vermesi bile çocukların korkuları üzerinde etkili olabilir. Çocuklar hayatın gerçeği olan ölüm kavramını 3-6 yaş arası dönemde fark ederler ve ölümü sorgulamaya başlayıp bununla ilgili sorular sorabilirler. Anne babayı yitirme korkusunu çocuk çok yoğun olarak hissetmeye başlaması hayatını olumsuz yönde etkiler. Zihninde sürekli olarak anne ve babayı kaybetme korkusu çocuğu sürekli kaygılı ve endişeli bir ruh hali içine sokar. Küçük yaşlardaki çocuklar sevdiklerinin öleceğini ya da onlar tarafından terk edilecekleri duygusuna kapılırlar. Ölüm korkusu çocukta kaygı bozukluğuna neden olabilir. Bu dönemde çocuk annesinin alışveriş yapmak için evden çıktığında gidip bir daha geri dönmeyecek olmasından endişe eder. Okula ya da yuvaya giden bir çocuk annesinin onu okuldan almayı unutacağını düşünerek 'ya annem beni almaya gelmezse' diye düşünebilir. Çocuk evin içindeyken bile annesini gözünün önünden ayırmak istemez. Evin içinde anne bir odadan başka bir odaya bile geçse onu göremediği zaman çocuk etrafında dört dönmeye ve ağlamaya başlar.”

Anne baba nasıl bir tutum sergilemeli?

Ebeveynlerin çocuklarla iletişim kurarken tutum ve davranışlarına son derece dikkat etmeleri gerektiğini belirten Dr. Yavuz, “Araştırmalara göre ebeveynlerin 'çocuk daha çok küçük, unutur gider' diye düşünerek çocuğu kandırması ya da verdiği sözleri yerine getirmemesi çocuklarda güven kaybına neden olabiliyor. Bazen ebeveynler özellikle yaramaz çocukların hareketlerini kontrol altına almak için korkutarak isteklerini yaptırmaya çalışırlar. 'Beni üzmeye devam edersen hastalanıp ölürüm', 'sözümü dinlemezsen seni sevmem başka çocukların annesi olurum' gibi ifadeleri çocuk ciddiye aldığı için her an annesi ya da babasının onu bırakıp gideceği düşüncesiyle daha da kaygılı olurlar. Bu kaygı onların tüm hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kendilerini güvende hissetmedikleri için gece uyuyamaz, arkadaşlarıyla oyun oynarken saldırgan bir tutum sergiler, odaklanma sorunu yaşadığı için derslerinde başarısız olabilirler. Ebeveynlerin yapması gereken öncelikle çocuğunun küçük de olsa bir birey olduğunu unutmamasıdır. Onların duygularını hafife almamak, korkularından dolayı onları yargılamamak gerekir. Çocuk ciddiye alınmadığını hissederse duygusal dünyasında telafisi çok zor hasarlar meydana gelebilir. Çocuklar için dünyadaki en önemli şey anne ve babası tarafından ne olursa olsun sevildiğini hissetmektir. Çocuğunuzu korkularından özgür kılmak için empati kurmaya çalışın yalnız kalmaktan korktuğunda yargılamak yerine 'ben de senin yaşındayken yalnız kalmaktan korkardım' gibi onu anladığınızı hissettirecek cümleler kurun. Çocukların gözünde anne baba her durumda korkmadan kendini ifade edebileceği, sorunlarını paylaşabileceği sevgi dolu bir kucak olmalıdır” dedi. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.