Türkiye üzerine oynanan oyunlar

FETÖ-PKK-PYD-İŞID Hep torbadan aynı el tarafından çekilen markalı oyunlardır. Ne zaman ki ülke kalkınma yolunda çaba gösterse, o el torbaya elini uzatır...

Türkiye üzerine oynanan oyunlar
Yayınlanma:
Güncelleme:

FETÖ-PKK-PYD-İŞID Hep torbadan aynı el tarafından çekilen markalı oyunlardır. Ne zaman ki ülke kalkınma yolunda çaba gösterse, o el torbaya elini uzatır oynayacağı markayı belirler. Ordu gibi ayrı bir kültüre, itirazsız itaate, liyakat ve disipline dayalı bir kuruma siyaset el uzatır adam kayırma tercih belirleme gibi konular ön plana çıkarılarak yol alınmaya kalkılırsa son istenmeyen yola girer. Ordunun genetik yapısı siyasi endişe ve korkuyla değiştirilmeye-yozlaştırılmaya kalkılırsa bunu fırsat gören o üst akıl dediğimiz torbaya uzanan el torbadaki markayı çekerek oyununu oynamaya başlar. Bu oyunu gerçekleştirebileceği en güçlü kurum da ordudur. Öğle de olmuştur. Darbeye göz göre göre kalkışanlar hem acemice hem de acelece hain bir saldırı gerçekleştirmişler. Halkın siyasi bir ayırım yapmadan cumhuriyete ve demokrasimize sahip çıkarak meydanlara inip tankların önüne yatması alkışlanacak bir kahramanlık dayanışması olmuştur. Siyasi partilerin de bir araya gelerek aynı doğrultuda kenetlenmeleri, demokrasi için birlikte bir duruş sergilemeleri bildiriye ortak olmaları Demokrasi tarihimize altın harflerle kaydedilecektir. Biz her türlü uyarıya rağmen geçmişte bu görüntüyü veremeyen toplumu kamplara ayrıştıran-ötekileştiren ve demeçleriyle ülkeyi yalnızlaştıranların da bu günahta payları olduğuna inanıyoruz. Ülkenin bu duruma geliş sürecinden dönülerek pay çıkarılacağını varsayarak, her türlü kişisel kaprislerini bir tarafa bırakarak hukuka-demokrasiye-insan hak ve özgürlüklerine-devlet aklına sahip çıkılarak ülkenin yeniden yol alacağına inanmak istiyoruz. Bu güne kadar gelinen süreç boyunca defalarca uyarılar yapıldığı halde buna göz yumup görmezden gelenler hep vebal altındadırlar. Daha düne kadar TSK başta olmak üzere çeşitli kurumlarımıza sızan bu hain çete mensupları değişik yollarla siyaseti kullanarak vaatler vererek-hile yollarla sınavlar oluşturarak kurumlarımızda yer edinmişlerdi. Bu durum hem siyasi muktedirlerimiz hem de medya ve halkımız tarafından da biliniyordu. Bir bakıp ta görmeyen sizdiniz. Geçmişte bir terör örgütünün liderince kandırıldık diyenler, bu gün devlet aklıyla Hukuk ve Demokrasi kavramlarıyla ırk –dil din-mezhep ayrımı yapmadan yol alamazlarsa yarın başkaca örgütler tarafından da kandırılabileceklerdir. Partizanlığın-adam kayırmanın yolunu kurumlardan kesmediğiniz müddetçe yarın başkaca bilinmezlere kapı aralamış olacaksınız. Demokrasi için halkını meydanlara çağıranlar kin ve intikamla hareket etmemelidirler.  Suçlananlar ne kadar suçlu iseler onları bu yola itenler de onlara göz yumanlarda orduyu Ergenekon-Balyoz-Ay Işığı gibi kumpas yalanlarıyla da karalayıp –yaralayanlarda bunu fırsata çevirenlerde o kadar suçludurlar. Yurt genelinde kurumlarımızdan atılan, gözaltına alınan, tutuklananların sayısı dudak uçuklatacak kadar büyüktür. Bu sadece buzun su üstündeki görünen yüzüdür. Tutuklu olsalar da kandırılmış olsalar da yargılama süreci içersinde işkence ve kötü muamele hem dışarıda görünen demokrasi mücadelesinin meşruiyetine gölge düşürecektir. Durum çok ciddidir. MİT-Genelkurmay bana bağlansın demek yarınlar da daha büyük sorunlar doğuracaktır. Bu tür önlemler sorun çözmez. Sorunu daha da büyütür. Sevk ve İdare de oluşan zafiyet-ihmal ve yetersizlik giderilerek yola devam edilmelidir. Şimdi bunların hepsinin tarihin karanlık sayfalarına terk edilerek demokrasi ve hukuk-devlet aklının yön verdiği yolda ilerlemek istiyoruz. Kalkışma da bulunanların sadece orduda yapılandığını sanmayınız. Ekonominin köşe başlarını tutanların da Uluslararası işbirlikçileriyle beraber ülke ekonomisine zarar verecek girişimlerde bulunacağını varsayarak önlemler alınmasında yarar vardır. FETÖ-PKK-PYD-IŞID hep aynı elin torbadan çıkardığı ve kendi emelleri için uygulamaya koyduğu oyunlardır. Müttefik ve dost kabul ettiklerimizin artık ayan beyan ortaya çıkan tutumlarına karşı bizim daha bir dik duruş ve Milli çıkarlarımıza yönelik bir tutum sergilememizin gereği vardır. PYD terör örgütü değildir diyen sözde müttefikimiz güney sınırımızda oluşturdukları bölgeden Akdeniz ‘e uzanacak bir çıkış kapısı aramanın ve bu oyunu oynamanın peşindedir. Bu ihtimali taşıyan gerçeklere ulaşıldığında o bölgede elde edecekleri üs ve güç Türkiye’nin stratejik önemini de azaltacaktır. Türkiye’nin NATO içersindeki önemi de ağırlığı da değer kaybına uğrayacaktır. Darbe girişimi sonrası müttefikimizin uzun bir zamandan sonra beklediğimiz açıklamanın yapılmaması, PKK’nın bu aradaki duraklaması tereddütlerimizi doğrular niteliktedir. Darbe başarılı olsaydı PKK Güney illerimizde bir kaos yaratarak kalkışmaya teşebbüs edebilecekti. Bu ihtimaller zinciri hep aynı üst aklın ve aynı elin ülkemiz üzerinde oynamak istediği oyunlardır. Bu ve benzeri nedenlerledir ki oynanan oyunlar Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması üzerine kuruludur. Sıkıştığı ve açığa çıktığı varsayılan üst aklın karşı atağa geçerek elinde koz olarak tuttuğu Zarraf davasını yönlendirerek ülkemizi zora sokacağı göz ardı edilmemelidir. Aceleyle alınan kararlar, imama kızıp Cami’yi terk etmeye benzer. Askerin ve polisin aldığı disiplin ruhu-emre itaat-saygı hiyerarşisi-liyakat ve edindiği eğitim uzun çabalar sonrası kazandırılır. Bunu kazanan asker de poliste bunu ölümüne fedakarca uygular. Askeri liseleri kapatalım sivil okullardan yetişsinler demek oluşmuş bu genetik yapıyı yıkmakla eşdeğer olur. Eğitim sistemimizdeki içler acısı müfredat  zaten ortadadır.Unutmayalım ki bu günkü kalkışmanın altında yatan nedenler arasında siyasi muktedirlerin demeçleriyle sevk ve idaredeki yanlışların hukuksuzlukların kişisel tavır ve tutumların sebep oluşturduğu sorunlar vardır. Bir yanlış aranıyorsa o da siyasi dokunulmazlık elde edinenlerin yüzlerine yaktığı sahte din maskesiyle verdikleri demeçlerinde aranmalıdır. Zira ülkeyi bu hale getiren en büyük vebal TSK ve Polisin içine siyaseti sokanlarındır. İnanın hiç inandırıcı değilsiniz! Her şeyin farkındaydınız. Ve her şey sizlerin bilgisi ve gözleri önünde oldu. Şimdi anladınız mı din maskesi ile siyaset yapmanın yanlışlığını! Ektiğiniz tohumların üst akıl ve o karanlık eller tarafından nasıl hasat edildiğini! İşte bunun içindir ki hep Atatürk’ün çizdiği Laik-Demokrat-Cumhuriyet ilkelerinden ayrılmayınız diyoruz. Bu ilkelerin ülkenin çimentosunu oluşturduğunu söylüyoruz. Bu ilkeler için ölen şehitlerimizi minnetle anıyoruz. Ergenekon-Balyoz-Ay ışığı gibi kumpas yalanları ile karalanan-yaralanan –harcanan gururu ile oynanan hapislere atılan o kahraman Türk subaylarının hepsine bir özür borcumuz vardır. İtibarları rütbeleri kendilerine iade edilmeli özür dilenmelidir. Ölenlere rahmet hayatta olanlara minnet borcumuz vardır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.