Yıldırım Kaya: Akademisyenlerin kadroları yandaşlarla doluyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında YÖK’ün yayınladığı yeni yönetmelikle birlikte üniversitelerde yeni bir kadrolaşmanın önünün açıldığını ifade etti

Yıldırım Kaya: Akademisyenlerin kadroları yandaşlarla doluyor
Yayınlanma:
Güncelleme:

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında YÖK’ün yayınladığı yeni yönetmelikle birlikte üniversitelerde yeni bir kadrolaşmanın önünün açıldığını ifade etti

İşte Yıldırım Kaya'nın konuşması: 

ÜNİVERSİTELERİN NORM KADRO SORUNU

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) 2 Kasım 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine Ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik” ile üniversitelerdeki öğretim elemanı norm kadrolarının nasıl belirleneceğine ilişkin esaslar düzenledi. YÖK’ün yayınladığı bu yönetmelikle birlikte, üniversitelerin norm kadro sorunu da yeniden gündeme geldi.

Yönetmeliğe göre, 31 Aralık 2019 tarihine kadar üniversiteler YÖK onayını almadan akademik personel alabilecek. Ancak, 2019 yılı ve sonrası için kamu üniversitelerinin norm kadro onaylarının tamamı Saray’a bırakılmış ve şu ana kadar Sivas Cumhuriyet Üniversitesi dışında hiçbir üniversitenin kadro onayı yapılmamış durumdadır.

6 bini aşkın akademisyen KHK’larla üniversitelerden ihraç edildi. FETÖ ile uzaktan yakından alakası olmayan, sırf muhalif olduğu için işinden atılan akademisyenlerin kadroları yandaşlarla doldurulmaya başlandı.

Üniversitelerde yeni bir kadrolaşmanın yolunu açacak olan, Yönetmelikte yer alan düzenlemenin özeti şöyle:

YÖK, üniversitelerin bölüm ve fakültelerindeki “asgari norm kadro” sayısını, üniversiteler de YÖK’ün belirlediği “asgari kadro” sayısına göre “norm kadro” sayılarını belirliyor.

Bu belirlemeye göre;

Yükseköğretim kurumları, asgari kadro sayısının “iki katına”

Yükseköğretim Kurulu tarafından Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma kapsamında belirlenen yükseköğretim kurumları, ihtisas alanlarıyla doğrudan ilgili birimleri için asgari kadro sayısının “üç katına”

Araştırma Üniversitesi olarak belirlenen yükseköğretim kurumları ise “dört katına” kadar norm kadro planlaması yapabiliyor.

Yukarıda yer alan düzenlemelere ek olarak,

Üniversiteler, YÖK’ün onayı olmaksızın Saray tarafından onaylanan asgari norm kadro alımlarını kendileri yapabilecek.

Norm dışı kadroların alımında ise tek yetki YÖK’te olacak.

Yönetmelikte yapılan bu düzenlemelerin ardından üniversiteler ve kamuoyu aşağıda yazılı sorulara yanıt verilmesini bekliyor…

Üniversiteler herkesin dillendirdiği gibi, sadece “ders veren kurumlar” olmadığına göre, YÖK “asgari kadro”yu belirlerken hangi kriterleri göz önünde bulunduracak?

Akademik kariyer yapmak isteyen gençlerimiz bu şartlar altında, hayallerini nasıl gerçekleştirecek? Hedefimiz gençlere yer açmak olması gerekirken, onların akademik kariyer yapmalarının önüne bariyerler koymak neden?

Bu koşullar altında yıllarca bekleyip hak ettiği kadroyu alamayanlar ne yapacak?

Beyin göçünden muzdarip olan, yurtdışına çıkanları da geri çağıranlar, geri dönecek olan akademisyenleri hangi kadrolarda istihdam edecek?

Norm kadro alımı rektörlerin inisiyatifine bırakıldığında hakkaniyetli bir seçim yapılacak mı? KPSS’den yüksek puan alıp mülakatta elenen öğretmenlerimizin yaşadığı mağduriyetler, üniversitelerimizde de yaşanmaya devam edilecek.

Norm kadrolar dolu olduğundan, genç beyinlerimiz ne kadar başarılı olursa olsun kadro alamayacak, istediği yere gelemeyecektir.

“Asgari kadro”nun yetersiz olduğu üniversitelerde, büyük mağduriyetler yaşanacak, norm dışı kadrolarda çalıştırılanlar uzun yıllar kadro alamayacaktır. Norm dışı kadronun alımı YÖK’e bırakıldığı için norm dışı çalıştırılmalar da çok zorlaşacaktır. 

Şunu hepimizin bilmesi gerek, liyakate göre değil de siyasete göre bilim insanı yetiştirmeye çalışan bir ülke iflah olmaz!

Bu yönetmelik Türkiye’ye bilimin yolunu açan değil kapatan bir yönetmelik olma özelliği taşıyor. Beyin göçünü geri getirmek bir yana, beyin göçünü daha da hızlandıracak bir içeriğe sahiptir.

2017-2018 YÖK istatistiklerine göre kamu üniversitelerinde araştırma görevlileri ve diğer unvanlarda çalışanlar hariç;

• 22 bin 30 profesör

• 13 bin 335 doçent

• 31 bin 368 doktor öğretim üyesi

• 28 bin 350 öğretim görevlisi

Toplamda 95 bin 83 akademisyen görev yapmaktadır.

Üniversitelerin norm kadro taleplerini incelediğimizde, yukarıda sayıları verilen dört unvan üzerinden akademisyen ihtiyacının yaklaşık olarak 30 bin civarında olduğunu görüyoruz.

Yönetmelikteki saydığımız eksikliklerin yeniden düzenlenerek, genç beyinlerin önünü açacak uygulamaların hayata geçirilmesi, kadro bekleyen bilim yuvalarındaki akademisyen açığının zaman kaybedilmeden kapatılması gerekiyor.

 

Kaynak:Bülten

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.