Ankara'da hasta sayısı yarı yarıya azaldı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü” dedi. Bakan Koca, Ankara'daki hasta sayılarının da yarı yarıya azaldığını açıkladı.

Ankara'da hasta sayısı yarı yarıya azaldı
Yayınlanma:
Güncelleme:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

“Ankara'da hasta sayısı son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldı”

Ankara’daki vaka sayısının son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldığının bilgisini veren Bakan Fahrettin Koca, “Salgın devletin vatandaşlarına karşı yükümlüklerini de hedef almaktadır. O yüzden mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp leke aramaktan farksızdır. Yolun en güç kısmını açtığımızı inanıyorum. Tedbirleri titizlikle devreye soktuğumuzda korkunun yerini özgüven alıyor. Son 3 haftada yapılan bölgesel müdahalelerin sonuçlarını gördük. Yüksek artışlardan söz ettiğimiz birçok ilimizde başarı sağladık. Geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır, Van, İzmir, Samsun'a değerlendirme ziyaretleri yapmıştık. Değerlendirmelere civar illeri de dahil ettik. Bir haftayı da İstanbul da yapılan gözden geçirmeye ayırdık. Böyle toplam 23 ilimizin sağlık altyapımızı inceleme fırsatı bulduk. 2 haftaki önceki toplantımız da Ankara'daki durumu değerlendirmiş sayılarda artışın yüksek olduğunu ifade etmiştim. Bu artış sadece Ankara’yla ile sınırlı değil Anadolu’nun birçok bölgesini etkileyen bir durumdu. En fazla dikkat çeken yer Ankara’ydı. Ankara'da hasta sayısı son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldı. Bunu hastanelerimizdeki yoğunluk azalıştaki durumu anlamak mümkündür. Testlerin erken sonuçlanması, tedaviye erken başlanması, filyasyon ekiplerinin arttırılması, temaslı izolasyon semptomlulardan hızla numune alınması ve izolasyon etkili etkili olarak bilinen hususlardır” dedi.

“İstanbul’un 2 katı olan vaka sayısı, İstanbul’un da altına indi”

Ankara’daki vaka sayısı hakkında konuşan Koca, “Aile hekimlerinin yanı sıra Ankara üzerinde kurulan çağrı sisteminde 110 görevli evleri arayıp semptom takibi yapıyor. Son 1 ayda oluşturduğumuz 120 kişiden doktor ekipleri evlere giderek hasta takibi yapıyor. 3’er kişiden oluşan 780 filyasyon ekibimiz sahada sadece Ankara için söylüyorum. Bu tedbirlerle son 10 gün içinde günlük hasta sayısı yüzde 60’a yakın bir şekilde azaldı. İstanbul’un 2 katı olan vaka sayısı, İstanbul’unda altına indi. Buna paralel olarak yoğun bakımda yatan hasta sayımızda, ağır hasta sayımızda da azalmış oldu” diye konuştu.​​​​​​​


Koca, yaklaşık 33 milyon insana korona virüs bulaştığını aktarırken, “Bir milyona aşkın ölüm gerçekleştirdi. Avrupa’da vaka sayılarında artış var. Dünya Sağlık Örgütü, salgında hayatını kaybedecek insan sayısının 2 milyonu geçeceğini ileri sürüyor. Zaman zaman bizim sizlerle paylaştığımız bir anlamda küresel ölçekli korona tablosu diyebileceğimiz veriler devletlerin DSÖ’ye yaptığı resmi beyanları esas almaktadır. Dünya vaka sayı tespit konusunda istekli değildir. Dünya nüfusunun bu denli hareketli olduğu bu çağda, yaşanan bir salgında endişe verici olan tespit edilen vakalar değildir. Endişe verici olan vaka tespit edilmemesidir. Salgında gözle görülmeyen her risk izole edilmiş riskten çok daha korkutucudur” diye konuştu.

Amacının hastalıkla etkin mücadele olanın vakaya ulaşabileceğinin bilgisini veren Koca, şu ifadeleri kullandı:
“İlerlemiş vakanın müracaatını beklemez. Salgını bir nevi doğal seyrine bırakmak ve sadece aşıya odaklanmak yerine mücadeleyi günü güne verir. Bunun örneği Türkiye’dir. Bu dönemde sosyal davranışlarımız değiştiği gibi ruh durumumuz da değişti. Bazı konularda fikir birliğine kolay ulaşıyoruz, bazı konularda zorlanıyoruz. Belirsizlik karşısında toplumda endişe tartışmalı bir hava olması olağandır. Bunun aşılabilir bir düzeyde tutulabilmesi birlik ve beraberlik ruhuna zarar vermemesi önemlidir. Herkes bir yorum ve bir sorun sürebilir. Başka kaygılar ortaya koyabilir. Bu noktada unutulmaması gereken toplumun ortak bir meselesini ele aldığımız bunu yaparken de görünen ve çıplak gözle görünmeyen çıkarlarını korumamız gerçeğidir. Yapılan eleştirilerde pergelin bir ayağı bu noktada olmalıdır.”

“Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü”

Aşı için 2-3 aylık süre kaldığının bilgisini veren Koca, “Tünelin ucundaki ışık göründü. Bazıları bu tünelden emek vermeden sırf konuşarak başarılı çıkmak istiyor ve hazır alacakaranlıktayken yarın unutulacak bazı iddialar ileri sürüyor. Bu yolun emekçilerin hakkı vardır. Bu tedbirlere uyan ve devletine net güven duyanlarında hakkıdır. Herşey den önce kelimeleri yerli yerinde kullanmak gerekir. Salgınlar birlikte hayatımıza giren bazı kelimeler oldu. Aşı konusunda katledilen yol bu kelimelerde bazı değişikliklere yol açtı. Artık dalgalardan tiklerden değil tedaviden bağışıklıktan bahsediyoruz. Testten, vakadan ağır hastadan bahsediyoruz” diye konuştu.

“Her vaka hasta değil, çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var”

Testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenlerin olduğunu belirten Koca, “Her vaka hasta değil, çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var ve büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor. İz sürücüler olan filyasyon ekibimiz ağırlıklı olarak bunları tespit ediyor. Bu kişilere asonmatik pozitifler diyoruz. Bunların sağlık açısından önemi bulaştırıcı yani taşıcı olmalarıdır. Eğer tespit ile izole edilmezlerde salgının büyümesine yol açarlar. Gerekli destekle izole edildiğinde bu kişilerin testi ortalama 1 hafta sonra zaten negatif çıkmaktadır. Söz konusu şartlar yerine getirildiği için bu gruptakiler salgın için artık 1. öncelikle yeri yoktur. Her gün açıklanana ve üzerinde durduğumuz yeni hasta sayısı asıl dikkat konusu olmalıdır. O halde durumun özeti şudur: test sonucu pozitif çıkanların her biri bir vakadır. Bunların büyük kısmı belirti göstermeyen taşıyıcılardır. Kalan kısmı ise hastalık bulgusu olup tedavi altına alınan hastalardır. Bir kısmını evde önemli bir kısmını da hastanede takip ve tedavi ediyoruz. Hastanede tedavi altına aldıklarımızı ayrıca yatan hasta olarak raporluyoruz” şeklinde konuştu.

“Hayatta olanı ölmüş gösteremeyeceğiniz gibi, öleni de hayatta göstermeniz mümkün değildir”

Türkiye’deki veriler hakkında iddialara açıklık getiren Koca, bu konudan da bir tartışma galibiyeti bekleyenlere ise seslendi. Koca, “Sayısal bir galibiyet arıyorsanız lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin kayıtlarımıza saygı gösterin. Ölüm sayılarıyla skor arayışında olanlar, sayıları gerçeğinden yüksek göstermeye çalışanlar nerede dayanak arıyor? Türkiye’de ölüm verileri 2 kaynakta toplanmaktadır. Biri belediyelerimizin e devlet veri tabanında yer alan defin sayılarıdır. Diğeri Türkiye İstatistik Kurumudur. Söz konusu 2 ayrı veri tabanının birlikte kullanımı yanlıştır. Ayrıca ölüm raporları bulanan bazı kategorik bilgiler yanlış yorumlanıyor. Öncelikle ölüm konusu sayısında açıklık getirmek istiyorum. Ölüm bildiriminde kullanılan form yeni değildir. 2013 yılından beri kullanılmaktadır. Bu belgede yer alan iki hane önemlidir. Bu hanelerden biri ölüm şekli diğeri ise ölüm nedenidir. Ölüm şeklinin ise amacı şu bilgiyi vermektedir. Ölen kişi mesela adli bir vaka veya normal ölüm mü ? Bu sorunun cevabı doğal ölüm ve adli vaka sonucu ölümdür. Bu haneye hastalığa bağlı diğer ölümün izahı için bulaşıcı hastalık veya bulaşıcı olmayan hastalık açıklaması da eklenmiştir. Kayıtlar bu yılki ölümlerin yaklaşık onda birinde ölüm şeklinin bulaşıcı hastalık sonucunda doğal ölüm olduğu göstermektedir. Onda 9’u ise bulaşıcı olmayan hastalık veya yaşlılık olarak işaretlenmiştir. Bu hanedeki bilgi ölümün nedenini hastalık bazında göstermez. Bunda kovid-19 ölüm sayıları anlaşılmaz. Bulaşıcı tek hastalığın kovid-19 olduğunu düşünen varsa yanılıyor. Raporda ölüm nedeni hanesi asıl bilgiyi veren kısımdır. Bu hanede hastayı takip eden doktorun kayıdır 2’inci bir hekim tarafından onaylayarak kesinleşir. Defin sonrası alınan kesin ölüm raporunda hastanın onaylanmış ölüm nedeni bu hanede yer almaktadır. İstatistiklerde kovid-19’un ölüm nedeni olarak gösterilebilmesi buradaki dayanır. Vefat sayılarına ilişkin yanıltıcı iddialar bazı belediyelerin açıklamalarına dayanıyor. Belediyelerin e devlet veri tabanında yer alan mezarlık bilgi sisteminde söz konusu ildeki defin sayıları yer alır. Defin raporları ise kişilerin öldüğü ilde verilir. Ölen kişi ya öldüğü ilde veya resmen ikametinin olduğu ilde ya da ailesinin uygun gördüğü yerde ilde defnedilebilmektedir. 3 ayrı yer 3 ayrı il söz konusudur. Belediyelerin verileri kendi illerinde defin sayılarını ortaya koyar. TÜİK verilerinde dağılım ölen kişilerin ikamet adresine göre yapılmaktadır. Yani kişi İstanbul'da yaşadığı halde ikamet adresi Sivas ise TÜİK onu Sivas olarak kaydeder. Dolayısıyla belediye ile TÜİK onu başka kaydeder. Bu farkı yılın 9’uncu ayında görürsünüz. Fakat 31 Aralıktan yeni yıla devir ettiyse toplam vefat sayıları 2 kaynakta eşitleri. 11 il belediyesi verilerine bakıp, sonuç çıkarmak yanlıştır. Yılın sonu beklenirse TÜİK verileri ile diğer verilerin çakıştığı zaten görülecektir. Şu bilinmelidir devletin ve salgınla mücadelenin itibarını zedelemek isteyen kendi itibarını zedeleri. Birinin ölümünü ise saklama imkanı yok, 2020'deyiz. Hayatta olanı ölmüş gösteremeyeceğiniz gibi, öleni de hayatta göstermeniz mümkün değildir. Yıllık öngörülen yüzde 2,2 artışla bunun şimdi 336 bin 518 olması beklenmektedir. Şu ana kadar Kovid-19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleşmiştir. Aradaki fark 7 bin 244'tür. Kovid-19 kaynaklı tespit edilen ölüm sayısı ise 8 bin 62'dir. Kovid-19 ölümlerinin bulaşıcı hastalık başlığı altında verilmediği açıktır. Bunları sırf bulaşıcı hastalık sebebiyle ölüm diye Kovid-19 hanesine yazan varsa yanılıyor” açıklamasında bulundu.


“Yaş ve kronik hastalık önceliğini gözeten bir aşılama programı olacak”

Aşı konusunda önceliğin yaş ve kronik hastaların olduğunu aktaran Bakan Koca, “Aşı konusunda denemelerin çok ötesine geçildiğini vurgulamak isterim. Türkiye olarak tedarik girişimlerini başlattık. Yaş ve kronik hastalık önceliğini gözeten bir aşılama programı olacak. Bağlantılı olduğumuz ülkeler aşıdan sonuç aldıklarını rapor ettiler. Bu sürece paralel olarak yerli aşı çalışmalarımız devam ediyor. Halen 13 çalışma var. Bunlardan faz-1 deneylerine başlamak olanlar var. Hayvan deneyleri büyük ölçüde tamamlanmıştır. Çok yakında kendi aşımızın üretimine başlayacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.