Arıcan: "İstiklâl Marşı’mızı sonsuza kadar onurla okuyacağız”
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Gazi Üniversitesi’nde “Mehmet Âkif Ersoy ve İstiklâl Marşı” konulu konferans verdi.
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Gazi Üniversitesi’nde “Mehmet Âkif Ersoy ve İstiklâl Marşı” konulu konferans verdi.
22 Nisan 2021 tarihinde gerçekleşen programın açılışında bir konuşma yapan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız üniversitenin kuruluşunun 95. yılı faaliyetleri çerçevesinde her ay “Mehmet Âkif Ersoy ve İstiklal Marşı Konferansı’nın düzenleneceğini söyledi.
Âkif, ufku geniş idealleri yüce olan bir insan
Genel Başkan Musa Kâzım Arıcan da yaptığı konuşmada, “Mehmet Âkif Ersoy adını çok sık duyduğumuz, okuduğumuz çok meşhur biri. Ama o meşhurluğu kadar belki fikriyatını, düşünce dünyasını çok idrak etmediğimiz bir değerimizdir. Özellikle bu coğrafyanın sorunlarını tespit etme anlamında Âkif’in bir mütefekkir olduğunu, Âkif’in filozofik bir yönü olduğunu görüyoruz. Yani Âkif sadece İstiklal Marşımızın şairi değil, Âkif aslında bir imparatorluk insanı, cihan devleti mefkuresi ile yetişmiş birisi. Ufku çok geniş, idealleri çok yüksek ve yüce olan bir insan.” dedi.
Mehmeh Âkif Ersoy’u, düşünce dünyası ve eserlerini daha iyi anlamak için Âkif’in nasıl, hangi ortamlarda yetiştiğine bakmak gerekir” diye konuşan Başkan Arıcan, “Âkif’in “ilk hocam” dediği babası cihan devletinin payitahtında, merkezinde bulunan Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi. Yetiştiği Fatih Medresesi ise ülkemizin farklı şehirlerinin yanı sıra İslâm dünyasının çeşitli ülkelerinden gelen ilim ve tefekkür erbabı kişilerin geldiği bir mekan. Akif, işte bu şahsiyetlerle oturmuş, konuşmuş, ülkemizin ve İslam ülkelerinin meselelerini, çözüm yollarını onlarla tartışmış, değerlendirmiş, ilim ve bilim insanları ile hem hal olan birisi.” diye konuştu.
Milli Mücadelede Âkif
Başkan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu’nun her cepheden düşman saldırısına maruz kaldığı bir dönem de Gazi Mustafa Kemal Paşa Samsun’dan Anadolu’ya geçerek bir mücadele başlattı. 1920 de Meclisin kurulmasıyla birlikte Milli Mücadeleye destek verecek şahsiyetler Ankara’ya davet edildi. İşte o davet edilenlerin ilki ve en önemli şahsiyetlerinden biri, şair, yazar, düşünce insanı, mütefekkir Âkif’tir. Âkif görev insanı, bu daveti kabul ederek geldiği Ankara’da İslam Şairi olarak karşılandı.
İşte bu dönemde; Bir yanda uzun süredir devam eden savaşlar, toprak kayıpları, her aileden şehit ve gaziler var, insanlar yorgun ve bitap düşmüş ve neredeyse ümidin kesildiği bir an. Halka moral verecek, umut aşılayacak inançlarımız ve değerlerimizden hareketle bir şiire, bir marşa ihtiyaç var. o günün Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından Maarif Vekili Rıza Nur’a askerimizin moral ve motivasyonunu yükseltmek, halkımızı mücadeleye daha fazla dahil etmek amacıyla bir Milli Marş yazılması gerektiği ifade edilir. İstiklal Marşı yarışması düzenlenir. Dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi, Âkif’e bir mektup yazarak İstiklal Marşını yazmasını istiyor. Hatta, tek çaremiz sensin diyor. Ödülden dolayı bu yarışmaya girmeyen Âkif ısrarlar sonucunda, ödülü almayacağını da belirterek bu teklifi kabul etmek zorunda kaldı, İstiklal Marşını iki gün içinde yazdı ve teslim etti. 17 Şubat 1921 tarihinde Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yayımlandı. 12 Mart 1921 günü de İstiklal Marşı gündemiyle toplanan Meclis’te Mehmet Akif’in şiiri İstiklal marşı olarak kabul ediliyor.”
İstiklâl Marşının kodları
Başkan Prof. Dr. Arıcan, “İstiklal Marşı sadece Milli Mücadeleyi anlatan bir marş değil. Ben, İstiklal Marşını beş “i” ile özetliyorum; Diyorum ki; bu şiir de “İman” var, “İlim-İrfan” var, “İsyan” var, “İstiklal” ve “İstikbal” var. İstiklal Marşı işte tüm bu değerlerle yazılmış bir eserdir. Akif daha sonra kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için şu ifadeleri kullandı: " O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın.” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.