İşman: Ekonomik krizle birlikte mobbing vakalarında artış var

Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı, “Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de ekonomik krizle birlikte maalesef mobbing vakaları da arttı. Dernek olarak daha da artacağı kanaatini taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

İşman: Ekonomik krizle birlikte mobbing vakalarında artış var
Yayınlanma:
Güncelleme:

Günümüzün en büyük sorunlarından birisi de mobbing. Hayatımızın her alanında karşılaştığımız mobbing bazen intiharlara bazen de geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sokabiliyor bizleri. Ülkemizde her yıl 1-7 Şubat tarihleri arasında 1-7 Şubat Mobbing ile Mücadele Haftası olarak kutlanıyor. Bu anlamla haftada söyleşiler, etkinlikler ve konferanslar verilip insanları mobbing konusunda bilgilendiriliyor ve aydınlatılıyor.

Dünyanın birçok yerinde bu sorunla karşı karşıya gelmiş kişinin başına gelen mobbing nedir diye hiç düşündük mü? Mobbing, insanların yani bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba psikolojik baskı yapması olarak tanımlanmaktadır. Anadolu Gazetesi muhabiri Aleyna Erzurumlu bu önemli hafta öncesi Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman ile siz değerli okuyucularımız için bir röportaj gerçekleştirdi. İşte bu güzel röportajı sizlere sunuyoruz.

Aleyna Erzurumlu: Mobbing ile Mücadele Derneği hangi amaçla kuruldu? Mobbing ile Mücadelede ükemizde durum nedir?

İlhan İşman: Biz bu derneği çalışma barışının korunması, onurlu çalışma hakkının gözetilmesi, deneyimli birikimli insan kaynağımızın doğru kullanılması, heba edilmemesi pozitif işyeri ortamlarının oluşturulması için; Mobbing ile Mücadele etmek amacıyla 2010 yılında kurduk. Ülkemizde bu alanda kurulan ilk dernek. Derneğimiz 2019 yılından başlayarak her yıl şubat ayının ilk haftasını, 14 il temsilciliğimizle birlikte, ülke genelinde Mobbing ile Mücadele Haftası olarak kutluyor. Kurulduğumuz yıldan bugüne binlerce mağdura destek olduk. Covid süreciyle birlikte maalesef işyerlerinde mobbing arttı. Rakamlar da mobbingin arttığının bir göstergesi 2021 yılında bir önceki yıla göre %4 artış söz konusu. Uluslararası Çalışma Örgütü İLO rakamlarına göre de salgın başladığından bugüne; altı gençten biri işini kaybetti. İşi devam edenlerin çalışma süreleri de %23 azaldı. Rakamlarda görünen o ki geleceğe dönük olarak istihdamın daralacağı, sonuçta mobbingin artacağının da önemli bir göstergesi. Türkiye’de ekonomik krizle birlikte maalesef mobbing vakaları da arttı. Dernek olarak daha da artacağı kanaatini taşıyoruz.

Aleyna Erzurumlu: Mobbing ile Mücadelede kararlıyız diyerek bir kararlılık beyanı açıkladınız bu beyanın amacı nedir?

İlhan İşman: 1-7 Şubat Mobbing ile Mücadele Haftasında; bu yıl ki temamız "Mobbing ile Mücadelede Kararlıyız". Dernek olarak Mobbing ile Mücadele Kararlılık Beyanını yayımlayarak, kamuoyu ile paylaştık. Kamu, özel sektor ve STK'ların bilgisine sunduk. Amacımız ülkemizde Farkındalığı artırmak ve Mobbing ile Mücadele bilincini geliştirmek. Bakın ilk Başbakanlık Psikolojik Tacizle Mücadele Genelgesinin yayımlanmasından bugüne 11 yıl geçmiş. Ancak maalesef halen ülkemizde müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunumuz yok. Hadi kanunu yapamadık, en azından İLO’nun İşyerinde Şiddet ve Tacizi tanımlayan, önlenmesi için yapılması gerekenleri ortaya koyan, 190 sayılı sözleşmeyi Türkiye olarak imzalayarak kararlı bir duruş ortaya koyabilirdik. Biz dernek olarak her fırsatta sözleşmenin imzalanması ile ilgili açık çağrımızı dile getirdik. Uluslararası anlaşmalara, Anayasamıza ve kanunlarımıza rağmen hala mobbingin önlenmesi ile ilgili ağır aksak ilerliyorsak, kayıtsız kalıyor, yok sayıyor, görmezden geliyor ve sonuç olarak mobbing artarak devam ediyorsa, burada mobbingi önlemeye dönük bir duruş, bu konuda toplumsal bir uzlaşma ve kararlılığın ortaya konulması gerektiği kanaatini taşıyoruz. Kamu Sektörü olsun, özel sektör olsun, STK’lar olsun kimler “Biz mobbingi önlemeye kararlıyız” diyorsa, Mobbing ile Mücadele Kararlılık Beyanımız ortada. Kim biz kararlıyız diyorsa, kararlılıklarını özgür iradeleri ile ortaya koymak ya da koymamak kendi duruşları, takdirleridir diye düşünüyoruz.  Kamuoyu da kararlılıkla ilgili bu durumu değerlendirecek, takdir edecektir.

Aleyna Erzurumlu: En çok mobbing şikayetleri hangi sektörlerden geliyor? Bunlarla ilgili sayısal veriler var mı?

İlhan İşman: Dernek olarak Ülkemize ve insanlarımıza olan vebal borcumuz, sosyal sorumluluğumuz gereği, iyiniyet ve pozitif bir yaklaşımla elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içerisindeyiz. Sayısal veriler vermeyelim ama sıralamalardan söz edelim. Kamu Sektörüne baktığımızda Sağlık Bakanlığı her yıl olduğu gibi yine birinci sırada. Sıralama şöyle devam ediyor MEB, çocuklarımızın geleceğini emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, okullarımız, Belediyeler ve İktisadi Teşekkülleri, bilim yuvası olması gereken Üniversiteler, TSK, Tarım ve Orman Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Ulaştırma ve altyapı Bakanlığı, Enerji ve Tabikaynaklar Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kamu Bankaları, Ceza İnfaz Kurumları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Kamuda bir taraftan hak, hukuk, adalet ve hakkaniyetten söz ediyoruz. Karar verme ve sorun çözme süreçlerinde etkileşimi, müzakereyi ve uzlaşmayı esas alan iyi yönetişim ilkelerinden söz ediyoruz. Her fırsatta; Öngörülebilirlik, Şeffaflık, Hesapverebilirlik,

Sorumluluk, Hakkaniyet, Katılımcılık, Etkililikden söz ediyoruz, kamu etiğinden söz ediyoruz ama gereklerini yerine getiriyor muyuz? Uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimizi yerine getiriyor muyuz? Onurlu çalışma hakkını gözetiyor muyuz? Çalışma Barışını geliştirmek için gayret gösteriyor muyuz? Kurum Kültürünü geliştirmek, Pozitif işyeri ortamları oluşturmak için çalışıyor muyuz?

Aleyna Erzurumlu: Pekiyi kamu böyle de özel sektör ne durumda? Hangi sektörlerde mobbing yaygın?

İlhan İşman: Bakın orda da sıralama şöyle: sanayi sektörü, mağaza, restoran ve market sektörü, hizmet sektörü, özel sağlık kurumları, turizm sektörü, iletişim hizmetleri özellikle çagrı merkezleri, özel güvenlik hizmetleri, bankacılık ve finans, sonra devamında özel eğitim kurumları, inşaat sektörü, nakliye sektörü, apartman görevlileri, temizlik hizmetleri ve vakıf üniversiteleri olarak liste uzayıp gidiyor. Sonuçlar üzücü olduğu kadar kaygı verici.  Derneğimize yapılan başvurulara göre, özel sektör olsun, kamu sektörü olsun mağdurların, % 69’u mobbing konusunda işyerlerinde gerekli önlemlerin alınmadığını söylüyor. Mobbing mağdurlarının % 85’i bu konuda yetkili kişi ve makamlara seslerini duyuramadıklarını dile getiriyor. Mobbing gören kişilerin %76’sı ise işlerinden istifa etmeyi düşündüğünü belirtiyor. Durum gerçekten içler acısı. Kurum ve Şirketlerin bu konuyu ciddi bir biçimde ele alması ve çalışanlarına adil, huzurlu ve pozitif işyeri ortamlarını oluşturmaya özen göstermeleri gerekiyor.

ekran-resmi-2022-02-03-11-17-54.png

Aleyna Erzurumlu: Mobbing bu kadar yaygınken Mobbing yapanların en çok uyguladığı yöntemler neler?

İlhan İşman: Dernek istatistiklerimize göre her 10 kişiden 4’ü mobbing kurbanı, mobbing yapanlar arasında erkeklerin oranı daha yüksek, Erkeklerin mobbing’ine uğrayanların oranı %46, kadınların mobbingine uğrayanların oranı ise %35, Erkek mobbingcilerin oranının yüzde 65, kadın mobbing’cilerin oranının yüzde 54 olduğunu belirteyim. Yaş aralığına baktığımızda en çok mobbinge uğrama yaşı 29-33 yaş arasında, neredeyse her yüz kişiden 43’ü mobbing mağduru, mağdurların %70’i mobbing’i ispatlamakta zorlandığını, %87’si bu konuda yetkili kişi ve makamlara seslerini duyuramadığını söylüyorlar. Mobbingin oluşum sebeplerine baktığımızda sırasıyla; Zorbanın kişilik özelliği, örgüt yapısı ve iklimi, verimsiz çatışma ortamı,  iş mevzuatları ve işyeri kurallarına uyulmaması,  ekonomik sebepler, mağdurun kişilik özelliği, işin niteliği, yönetimsel problemler, iş görev tanımının net olmaması, iletişim kanallarının kapalı olması, işin stresli olması. Mobbing başvurusunda bulunan çalışanlar en çok sırasıyla “istifaya zorlama, kötü muameleye maruz kalma ve görev yeri değişikliği, hakaret, sözlü taciz, ayrımcılık, tutanak tutulması, yasal hakların kullandırılmaması, iftira, fiziksel şiddet ve cinsel taciz” den şikâyet ediyorlar. İş yükünün artırılması, tehdit, iletişimin kesilmesi, iş akdinin sonlandırılması, iş yapmasına engel olma, objektif olmayan performans değerlendirmesi, olur olmaz her konuda, her fırsatta soruşturma açılması, ceza verilmesi, iş verilmemesi, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, yapılan işlerin küçümsenmesi, dedikoduya maruz kalma, olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek şayia çıkarılması, yeteneklerin çok altında işleri yapmaya zorlanma, performansın engellenmesi de karşılaşılan mobbing davranışları arasında. Bu davranışlar sonucunda mağdurlarda depresif bozukluk, kaygı bozukluğu, panik atak, uyku bozukluğu, stres bozukluğu, uyum bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu v.b. hastalıklar ortaya çıkıyor. Mağduru yeniden iş hayatına kazandırmak da uzun zaman alıyor ve çok maliyetli oluyor. Tüm bu süreçler yaşanırken maalesef mobbing konusundaki yasal haklar bilinmiyor, yasal hakların neler olduğunu bilmeyenlerin oranı neredeyse % 60.

Aleyna Erzurumlu: Mobbing vakaları ölüme ve asayiş olaylarına da yol açıyor mu?

İlhan İşman: Mobbing en çok mesleğiyle bütünleşmiş, işyerine en çok katma değeri sağlamak için çalışan, iyi niyetli çalışkan insanların başına geliyor. Allah korusun; işyeri cinayetleri, intiharlar, fiziksel şiddet ve dayanılmaz psikolojik şiddet. Çalışma arkadaşını öldürüp intihar eden insanlar. Verimliliğin kaybolması, insan ilişkilerinin sekteye uğraması, bireysel, ailesel ve toplumsal çözülüşün hızlanması, çalışanın konuşma yetisini yitirmesi, kalp krizi, felç geçirme, alkol ve uyuşturucu bağımlısı olma, özgüvenin yitirilmesi, insanlarla güven ortamının ortadan kalkması, beşeri sermayemiz olan deneyimli birikimli insan kaynağımızın heba edilmesi hepsi mobbing sonucu ortaya çıkıyor.

Aleyna Erzurumlu: Mobbingle mücadelede neredeyiz? Önlemler yeterli mi?

İlhan İşman: Mobbing ile mücadelede ağır aksak ilerliyoruz. Ama yapılan hiçbir şey yok dersek haksızlık etmiş oluruz. Başbakanlık Genelgesinin Yayımlanması, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kurulması, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun oluşturulması, borçlar kanununun 417. Maddesi ile işyerlerinde çalışanın fiziksel ve ruhsal bütünlüğünün korunmasının işverenlerin sorumluluğu olduğu hükmünün getirilmesi ülkemiz adına çok önemli kazanımlar. Önlemler yeterli mi? Elbette değil. Toplumsal bilinç, ortak akıl ve toplumsal dayanışma önemli. Bu alanda STK’ların artması, çok önemli gelişmeler. Kurumların kurumsal kapasitelerini geliştirmek, İK birimlerinde mobbing uzmanlarına yer vermek, psiko-sosyal riskleri ortadan kaldıracak önlemleri almak, ehliyet ve liyakat sahibi kişilerin sayısını artırmak, fonksiyonel ve işlevsel hale getirmek, hak, hukuk, adalet ve hakkaniyeti gözeterek objektif kararlar alınmasını sağlamak gerekiyor. Tabii ki en kısa sürede müstakil bir mobbing ile mücadele kanununun çıkarılması ülkemiz adına çok önemli. Daha önce de belirttiğim üzere İLO’nun 190 Sayılı Sözleşmesini imzalayarak işyerinde şiddet ve tacizin önlenmesin de ülkemiz adına önemli bir kazanım olacaktır kanaatindeyim.

Aleyna Erzurumlu: Derneğin geleceğe dönük vizyonu nedir?

İlhan İşman: Biz Mobbing ile Mücadele Derneği olarak pozitif bir yaklaşımla mobbing farkındalığını geliştirmek, toplumda mobbing ile mücadele bilincini artırmak için çalışıyoruz. Mobbing temel eğitimi ve temel analiz uzmanlık eğitimleri veriyoruz. Gelecekte akreditasyon programları ile “Bu işyerinde Mobbing Yoktur” belgesi verecek bir dernek olma amacını taşıyoruz. Bu alanda hazırlıklarımız, çalışmalarımız sürüyor. Ankara Barosu ile işbirliği içerisindeyiz. Avukatlar ve stajer avukatlara hizmet verecek, bir “Mobbing Merkezi” kurulması için ortak akılla destek vereceğiz. Şu anda 14 il temsilciliğimiz var. Önümüzdeki süreçte il temsilciliği sayısını artırmak istiyoruz. Mobbing ile Mücadele Haftası kapsamında üniversiteler ile işbirliğimiz sürüyor. 16 Şubat’ta İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde, Üniversite, TÜRK-İŞ ve derneğimiz işbirliği ile mobbingin tüm yönleriyle ele alındığı, akademisyenler ve uzmanlarla birlikte çözüm önerilerinin tartışılacağı “Mobbing ile Mücadele Sempozyumu”muz var. Yine İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, İzmir Diş Hekimliği odası, Adli Bilimciler Derneği ve Mobbing ile Mücadele Derneği işbirliği ile 24 Şubat Perşembe günü İzmir’de “Mobbing ile Mücadele Sempozyumu” gerçekleştireceğiz. Bu akademik çalışmaların ülkemizin yararına olduğunu düşünüyoruz. Bu vesile ile destek veren, katkı sağlayan STK’lara, akademisyen hocalarımıza teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Bu arada belirtmek gerekirki, günümüzde, yaşanan Mobbing olaylarına göre açılan dava sayısının yeterli olduğunu söylemek maalesef mümkün değil. Ancak Mobbing davalarında artış var mı? Evet var. Bu arada Mobbing ile ilgili manevi tazminat davalarında haksız zenginleşme nedeniyle düşük tazminata hükmedilmesi, mağdurun yaşadıkları karşısında, adalet duygusunu zedelediğini de belirtmemiz gerekiyor. Herşeye rağmen, onurlu çalışma hakkının korunduğu, çalışma barışının sağlandığı, pozitif çalışma ortamlarının arttığı, ülkemiz adına daha fazla katma değer üreten pozitif işyerlerinin çoğalacağına yürekten inanıyoruz. “İnsanı Yaşat ki devlet yaşasın” diyen kadim bir medeniyetten gelen insanlar olarak Mobbing ile Mücadelede kararlı olduğumuzu bir kez daha yineliyorum.

İlhan bey, insanlarımızı aydınlatma anlamında büyük önem taşıyan ve mobbing hakkında verdiğiniz bu güzel bilgiler için teşekkür ediyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.