Karadeniz’in Temel ile Fadime’si varsa Mucur’unda “Köyümüz Dalakçı”sı var

Ahi Medya sahibi Murat Köksal, bugüne kadar yapılmayanı yaparak doğduğu büyüdüğü Köyü Dalakçı’da, yaşanmış hikayeleri derleyip fıkralaştırarak “Yarenlikleriyle Köyümüz Dalakçı 1-2” kitaplarını çıkardı.

Karadeniz’in Temel ile Fadime’si varsa Mucur’unda “Köyümüz Dalakçı”sı var
Yayınlanma:
Güncelleme:

Kırşehir Mucur sevdasıyla Ankara’da yaşayan hemşerilerinin örnek aldığı Ahi Medya sahibi Murat Köksal, bugüne kadar yapılmayanı yaparak doğduğu büyüdüğü Köyü Dalakçı’da, yaşanmış hikayeleri derleyip fıkralaştırarak “Yarenlikleriyle Köyümüz Dalakçı 1-2” kitaplarını çıkardı.

Bugüne kadar Karadenizlilerin Temel ile Fadime hikayelerini dinlerdik hep. Hatta çoğumuzun çocukluğu bu güzel yurdum insanı fıkralarıyla geçmiş olabilir. “Yarenlikleriyle Köyümüz Dalakçı 1-2” kitabı ise gerçek yaşanmışlıkları anlatırken, Anadolu insanının kıvrak zekasını ve esprili mizah anlayışını da gözler önüne seriyor. Gelin kitabı ve yazar Murat Köksal’ı yakından tanıyalım...

BİRÇOK ANIMIZ VAR DALAKÇI’DA...

Murat Köksal, Kırşehir’in Mucur ilçesine bağlı olan Dalakçı köyüne mensup. Köksal, köyüne çok bağlı olduğunu ifade ederek Dalakçı’da yaşanmış hikâyeleri derleyip fıkralaştırarak ‘Yarenlikleriyle Köyümüz Dalakçı 1-2’ kitaplarını çıkardı. Ankara doğumlu olduğunu söyleyen Köksal, yedi yaşında Ankara’dan taşınarak köye yerleştiklerini sonrasında ise kendisinin tekrar Ankara’ya iş için geldiğini belirtti. Köyüne aşık bir insan olduğunu ifade eden Köksal, “Her tatilimizi köyümüzde değerlendiriyorduk. Birçok anımız var Dalakçı’da. Geleneksel çocuk oyunlarımızı oynardık, köyümüz çok kalabalıktı, o dönem köyümüzün çocukları ile kurduğumuz gönül bağını günümüze taşıdık” dedi.

murat-koksal1.jpg

DOĞDUĞUM TOPRAKLARLA BAĞIMI HİÇ KOPARMADIM

Günümüze nazaran hâlâ doğduğu topraklarla bağını koparmadığını ve koparmak da istemediğini belirten Köksal, “1999 yılında köyümüzde bir dernek kuruldu. Derneğimizin ismi Dalakçı Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğiydi. Biz de dışarıdan bu derneğe elimizden geldiğince yardım ediyorduk. 1970’li yıllarda Türkiye’nin ilk ve tek köy gazetesini çıkartan Dalakçı köyüdür. Sonrasında seksenli yıllarda bu gazete kapatılmış. Biz de bu derneği kurduktan sonra gençlerle sohbet ederken ‘Bu insanlar yok hâliyle bu gazeteyi kurmuşlar, biz var hâlimize tekrardan hayata geçirelim.’ dedik ve başardık. Sonrasında köyümüz için dergi de çıkardık. Gazete ve dergiyi ilerleyen dönemlerde ekonomik şartlardan dolayı kapattık. Köyümüzle alakalı şundan da bahsetmek isterim, köy enstitüsüne giden ilk 14 kadın bu köydendir. Biz o kadınların yetiştirdiği insanlarız. Tüm bunları toparlayacak olursam eğer, herkesin memleketi tabii ki kendi içinde çok özeldir ama Dalakçı Köyü birçok ilki ve farklılığı içinde barındıran bir yer.”

Ankara’ya tekrardan ağabeyinin yanına geldiğini belirten Köksal, profesyonel olarak yaptığı meslek hayatına dair, “Kırşehir’de ilk ve orta öğrenimimi tamamladıktan sonra ağabeyim Ankara’da TRT’de işe girdiği için ben ve kardeşim ağabeyimin yanına Ankara’ya taşındım. Annem ve babam köyde yaşamlarına devam ettiler. Meslek lisesi elektrik teknisyenliği bölümünü bitirdim. Liseden mezun olduktan sonra bir şirkette personel şefliği yaptım. Bu şirkette biraz çalıştıktan sonra TRT dışarıdan ışık şefi, kameraman vs. gibi elemanlar alıyordu. TRT’nin en başarılı ışık şefi olan Hayri Çölaşan’ın yanında çalışmaya başladım. İlk ışık asistanlığımı Tersine Akan Nehir isimli sinema filminde yaptım. Set ekmeği yedikten sonra bir daha bu sektörden ayrılamadım. 2-3 yıl asistanlık yaptım. 1996 yılında askere gittim. Askere gidip geldikten sonra kendi ışık ekibimi kurdum ve ışık şefi olarak piyasaya adımımı attım. Bu meslekte var olmamı sağlayan insanlara ayrı bir paragraf açmak istiyorum. TRT benim için bir okuldu ve orada Canan Tarancı, İsa Kutan, Hüseyin Taşkın, Muhammed Şimşek gibi birbirinden değerli isimlerle çalıştım. Onlar bana bu işi öğrettiler. Gittikleri işlere hep beni götürüyorlardı, onların sayesinde her geçen gün biraz daha piştim. Şu anki mesleğimi edindim. 1999 yılından bugüne kadar profesyonel olarak ışık şefliği yapmaktayım” dedi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK YERLİ FIKRA KİTABI

Türkiye’nin ilk ve tek yerli fıkra kitabı olduğunu belirten Köksal, kitabı yazma sürecinin de zahmetli ama bir o kadar da keyifli olduğunu söyledi. Köksal, “Pandemi sürecinde köyümüzde yaşanmış hikâyeleri sosyal medyadan paylaşıyordum. Sosyal medyada paylaşırken biri bana ‘Bu hikâyeleri derlesene, burada silinip gider.’ dedi. Gazi Üniversitesinde Halk Bilimci Asuman Güneş bana destek oldu. Benim o dönem insanlardan dinleyerek aldığım notlar vardı, böyle bir işe kalkıştığımı gören insanlar da aldıkları notları bana attılar ve böylece 150 tane köyde yaşanmış hikâyeyi topladık, fıkraya çevirdik ve 2021 yılında yayınladık. 2022 yılında ikinci kitabımızı çıkardık 2023 yılında 3. kitabı çıkartıp final yapacağız. 2023 yılında çıkartmak istememizin sebebi, cumhuriyetin 100. yılına özel olması” diye konuştu.

HER 2 KİTAPTA DA HİKAYELER GERÇEK

Kitaba dair bilgiler veren Köksal “Her iki kitapta da mekânlar, insanlar ve hikâyeler gerçek. Yarenlik demek, dostça muhabbet demek, eski köy odalarında yapılan dostça muhabbetleri toplayıp fıkra hâlinde getirdik. Bu kitabı okuyan, ilk sıralarda o insanları tanımadığı için anlamakta zorluk çekebilir. Bu kitapta fıkraların sonunda atasözü gibi sözler var, bu sözleri hafızasında yer edinen insanlar kitabı anlarlar. İkinci kitabımız birinci kitabın devamı niteliğinde. Biz ilk kitabı çıkardığımızda inanılmaz bir geri dönüt aldık okuyucudan. İnsanlar ikinci kitabı sordular. Beklediğimizin üzerinde bir talep oldu. İkinci kitabımızın şöyle bir özelliği var; dışarıdaki insanların da köyümüzü biraz daha tanımaları için köydeki araziler, köydeki sülaleler ve köyümüzü anlatan bir destanı koyduk. Yaşanmışlıklara dair her şey bu kitabın içinde” ifadelerini kulandı.

Geri dönütlerin de gurur verici ve bir o kadar güzel olduğunu söyleyen Köksal, “İkinci kitaba geri dönütlerimiz de çok güzel. Genelde en güzel yorumları elli yaş üstünden alıyorum. Örneğin doksan yaşında Hüseyin Amca vardı, kendisi Gazi Onkoloji bölümünde tedavi görüyor, kitap istedi, gözünden yaşlar geldi, ‘Ben bunların hepsini biliyorum ama unuttum, çok güzel bir iş çıkarmışsın tebrik ediyorum.’ dedi. İnsan bu olaya şahit olunca gurur duyuyor. Kitap ilk çıktığında 70 yaşında bir kitle vardı, elimden geldiğince onlara birebir teslim etmeye çalıştım çünkü onların hikâyeleri ve emekleri vardı kitapta, geri dönütleri de çok güzeldi. Kırşehir Belediyesi ve İzmir Bayraklı Belediyesine çok teşekkür etmek istiyorum. Bu maliyetli ve cesaret gerektiren bir iş. Güzel bir ekiple ortaya çok güzel bir iş çıkardık. Aynı zamanda kitap sayesinde ulaştığımız insanlar olabiliyor, mevkii makam sahibi bu insanlardan yardım alarak köyümüzün gençlerine burs bulma imkânı yakaladık, özellikle kız çocuklarımız bu konuda öncelikli” dedi.

Kitabı yazmasının amaçlarından bir tanesinin de gelecek kuşaklara bir belge niteliği taşıması olduğunu belirten Köksal, “Her geçen gün insanlar geçmişinden, doğduğu topraklardan kopuyor. Bu kitaplar yazılı ve ömürlük bir belge. Çocuğumuza ve çocukluğumuza, geçmişi geleceğe taşırken onlara bir belge bırakmak istedim. Burada benim anılarım da var, benim anılarımı da bilsinler. Kendi çocukluğumdan örnek vereyim, evimizde oturuyoruz 4-5 arkadaş hepimizin birer tane çocuğu var, sadece cep telefonu ve bilgisayar arkadaşlığı yapıyorlar. Bunların hiçbirini bilmiyorlar. Ben bu kitabı yaparken kendi çocuğumu da işin içine dâhil ettim, bilgisayardan düzenlemelerini ona yaptırdım. Var olan geleneğimizi devam ettirmek istedim. Mesela çocuklarıma şunu da söylerim, ‘Ben ölürsem mezarımın köyde olmasını isterim.’ Bunun sebebi ise beni ziyaret etmeye köyüme gelsin, oradan kopmasın. Beni köye bağlayan sebeplerden biri de annem ile babamın da orada olması. Aynı zamanda orada çok güzel, unutamadığım anılarım var” diye belirtti.

2023 YILINDA ÜÇÜNCÜSÜ GELİYOR

Öte yandan kitabın üçüncü serisi içinde dip not düşen Köksal, “2021 yılında birinci seriyi çıkardık, 2022 yılında kitabın ikinci serisini çıkardık, 2023 yılında da Cumhuriyetimizin 100. Yılında “Köyümüz Dalakçı”nın üçüncü serisini çıkaracağız. Şimdiden bunun hazırlıklarına başladık” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.