Kılıçdaroğlu'ndan gündeme dair sert eleştiriler
Kemal Kılıçdaroğlu, tv100'de Kübra Par ve Gürkan Hacır’ın sorularını yanıtladı ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AKP ile başlattığı "normalleşme" politikasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, iktidarla müzakere yerine mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin gündemini meşgul eden Narin cinayetiyle ilgili olarak, devletin sorumluluğunu sorguladı: “85 milyon derin bir üzüntü içinde. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Katil kim?” dedi. Bu durumun devlet yapısındaki çürümeyi gösterdiğini belirtti.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile yapacağı ziyareti de doğruladı, “Genel başkan olarak seçildikten sonra kendisini ziyaret etmemiştim, o nedenle ziyaret edeceğim” şeklinde ifade etti.
TEĞMENLERE DESTEK
Kılıçdaroğlu, teğmenlerin yemin törenindeki tartışmalı "Atatürk'ün askerleriyiz" yemini üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Genç teğmenlerin yeminini savunarak, bu yeminle ilgili rahatsızlık duyanları sorguladı. "Erdoğan'ın oturduğu odada Atatürk'ün fotoğrafı yok mu?" diyerek, askerlerin Atatürk'ün devrimlerine bağlı olduklarını vurguladı. Kılıçdaroğlu, ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden kahramanların anılmasının önemine dikkat çekti ve rahatsızlık duyanların başka bir yere gitmesi gerektiğini belirtti.
Tüzük değişikliği konusuna değinen Kılıçdaroğlu, CHP'nin altı ok ilkelerinin her programda yeniden yorumlandığını ifade etti. Yazılı metin olmadan görüş bildirmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, kurultayda yapılan açıklamaların, tüzüğe karşı olumlu düşündüğü anlamına gelmediğini vurguladı. Tüzük kurultayına katılmamasının sebeplerini açıklarken, son dakikada gelen bilgilerin hazırlık yapmasına engel olduğunu belirtti.
KENDİNİ SAVUNDU
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi isimlerin gündemdeki tartışmalarının CHP’ye yarar sağlayıp sağlamayacağı sorusuna yanıt verdi. "Yaptığım çıkışların hangisi partinin aleyhine?" diyerek, eleştirilerin yersiz olduğunu savundu. Özgür Özel'in normalleşme sürecine itiraz etmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, partinin içindeki tartışmaların derinleştiğini ve bunun CHP'yi tartışılan bir parti haline getirdiğini belirtti.
Siyasi normalleşme konusunda diğer partilerin liderlerini örnek göstererek, "Normalleşerek iktidar olunamaz" dedi. CHP'nin yeni yönetiminin 40 yıl sonra birinci parti olmasını ise halkla kurulan ilişkiler ve halkçılık ilkesiyle açıkladı. Kılıçdaroğlu, "İktidarla müzakere olmaz, mücadele olur" ifadesini yineleyerek, yerel seçimlerdeki başarıları örnek gösterdi. Mansur Yavaş ve İmamoğlu'nun yüksek oy oranlarının, CHP'nin mücadeleci tutumuyla elde edildiğini vurguladı. Normalleşmenin ancak halkla olabileceğini ve halkı karşısına alarak başarılı olmanın mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı yardımcılığı tartışmalarının neden sürdüğüne dair değerlendirmelerde bulundu. Seçimlere ne kadar zaman kaldığını hatırlatarak, bu konunun tartışılmasının gereksiz olduğunu belirtti. "Memleket ateş yeri, zamanı geldiğinde partinin yetkili organları bu konuları ele alacak" dedi.
"HİÇBİR YERDE CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAĞIMI SÖYLEMEDİM"
Kılıçdaroğlu, kendi adaylığı hakkında "Hiçbir yerde cumhurbaşkanı adayı olacağımı söylemedim" ifadesini kullandı. Altılı masa içindeki kararların oy birliğiyle alındığını vurguladı. Kamuoyunda kendisine yönelik eleştirilere de yanıt vererek, "Kendi aramızda tartıştık ve Ortak Mutabakat Metni hazırladık" dedi.
Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaretine ilişkin olarak, düşünce özgürlüğünün önemine dikkat çekti. "Siyasetçi düşüncesi dolayısıyla tutuklanamaz" diyerek, Türkiye'de demokrasi ve düşünce özgürlüğü konusundaki sorunlara vurgu yaptı. Demirtaş’ın durumunun, Türkiye’nin siyasi geçmişiyle bağlantılı olduğunu belirtti. Ziyaretinin ardından Demirtaş’ın moralinin iyi olduğunu ve siyaseti yakından takip ettiğini aktardı.
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.