“Mobbing İnsanlık Suçudur”
“Mobbing Farkındalık Haftası” kapsamında 'Kamuda Mobbing ile Mücadele Paneli' düzenlendi.
5.2.2020 tarihinde Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezinde gerçekleşen ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticilerinin yanı sıra çalışanların büyük ilgi gösterdikleri panelin açılında bir konuşma yapan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan, ABD ve Avrupa’daki bir çok insanın mobbinge maruz kaldığı gibi ne yazık ki ülkemizde de mağdurların bulunduğunu söyledi.
Arslan: Çalışma hayatında ayrımcılık yasaklanmıştır
Arslan, mobbingin geldiği bu nokta itibariyle insan yaşamını da tehdit eden bir olgu olduğunu vurgulayarak; “Çalışma hayatında ayrımcılığı yasaklayan açık hükmün yanı sıra “işyerinde yıldırma” bir ayrımcılık türü olarak tanınmış bulunmaktadır. Kanunda cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş olarak sıralanan ayrımcılık temellerine dayanılarak kişiyi işinden soğutmak, dışlamak, bıktırmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan eylemler işyerinde yıldırma olarak tanımlanmış ve yasaklanmıştır.” diye konuştu.
Atalay: Mobbinge maruz kaldım
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da yaptığı konuşmada mobbingin sadece çalışma hayatında değil, yaşamın her alanında yaşandığına dikkat çekerek, bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet etti.
Konfederasyon Genel Başkanı olarak kendisinin de mobbinge maruz kaldığını dile getiren Atalay, şunları kaydetti:
"Toplu iş sözleşme sürecinde söylemediğim hatta aklıma dahi gelmeyen bir söz üzerine canımı çıkardılar. Her akşam haber bültenlerinde verdiler. 'Mahkemeye vereyim' dedim, arkadaşlar 'TÜRK-İŞ Başkanı mahkemeye vermez' dediler. 'Eylem yapalım' dedim, o da olmaz, 'RTÜK'e şikayet edelim' dedim o da olmadı. Cenab-ı Allah adaletli olmayı, iyilik yapmayı, yakınlarına bakmayı emreder. Fenalığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Bu üç yasağı ve üç emri uyguladığınız zaman bir sorun kalmıyor. Mobbingin ortadan kalması için eğitimli toplum, bilinçli ve iyi bir nesle ihtiyacımız var." dedi.
Kahveci: Gücü elinde bulunduran psikolojik baskı yapıyor
Türkiye Kamu-Sen Önder Kahveci ise gerek kamu gerek özel sektörde çalışma hayatının önemli sorunlarından birisi olarak kabul edilen mobbingin, her kademedeki çalışanın karşılaşması muhtemel bir olumsuzluk olduğunu söyledi. Özellikle liyakat ve ehliyet ilkelerinin çalışma ortamlarında zedelendiğine dikkat çeken Kahveci şunları söyledi:
“Özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda sıkça görülen ve gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun kişilere sistematik olarak baskı uygulaması durumunu ifade eden mobbing kesinlikle bir insanlık suçudur. Mobbing, duygusal bir saldırıdır ve yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden; taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye ya da gruba yönelir. Rasgele olmayıp kasıtlı ve planlı olan “mobbing”in amacı, kişiyi ya da grubu iş yaşamından dışlamak, pasif hale getirmek ve yıpratmaktır.”
Kamu Kurumlarında hızla artan mobbingin çalışanların verimini düşürdüğünü vurgulayan Kahveci, “bununla birlikte psikolojik taciz olgusunun tek bir nedenle açıklanamayacak kadar kapsamlı ve karmaşık olan yapısı, olayların tespiti ve değerlendirilmesi noktasında birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır Ülkemizde bu konuya ilişkin yaptırım içeren, detaylı mevzuat eksikliği, belirsizlik ortamında çalışanlara her türlü baskının rahatlıkla yapılabildiği bir durum yaratmıştır” diyerek mevzuat eksikliğine değindi.
Bulut: Esnek çalışma mobbingi artırıyor
Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut da yaptığı konuşmada, özellikle sağlık sektöründe ciddi sıkıntıların olduğunu belirterek esnek çalışma sisteminin mobbingi artıran nedenlerin başında olduğunu söyledi.
İşman: İşyerinin kanseriyle mücadele ediyoruz
Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman ise, sosyal diyaloğun sağlanması, sürdürülebilir çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, beşeri sermayemiz olan deneyimli, birikimli insan kaynağımızın doğru kullanılmasının izlenmesi, işyerlerinde ayrımcılıkla mücadele edilmesi, toplumda mobbing farkındalığının artırılması, mobbing mağdurlarına hukuki ve psikolojik destek verilmesi, ülkemizde mobbing ile mücadele edilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Mobbingi; çalışma barışını ortadan kaldıran, onurlu çalışma hakkını ayaklar altına alan, bir işyeri kanseri olarak tanımlayan İşman sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu ve STK’ların birbirlerini dinlemeleri, anlamaları, iletişim kurmaları, birbirlerine güven duymaları, beraber çalışmaları ve sorunlara ortak akılla çözümler üretmeleri gerekir. Hem kamunun hem de STK’ların istekli ve iyi niyetli olması, bu işbirliği için hukuki anlamda düzenlemelerin yapılması, ortak bir sinerji oluşturulması, sistem kurgulanması ve standartların belirlenmesi gerekir. STK’larla ortak veya beraber çalışma, işbirliği yapma konusunda teşvik edilmesinin ülkemiz ve insanımızın yararına olacağına yürekten inanıyoruz.”
Programın açılış konuşmalarından sonra 'Kamuda Mobbing ile Mücadele Paneli' başladı.
Mobbingle Mücadele Derneği’nden Dr. Mustafa Kemal Topçu, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, Kamu Denetçiliği Kurumundan Didem Yeter Güler, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitliği Kurumundan Dr. Hicran Atatanır ve Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Leyla Polat panelist olarak konuyla ilgili detaylı açıklamalarda bulundular.
Panele, Türk-İş Eski Başkanı SGK Yönetim Kurulu Üyesi Salih Kılıç, TÜRKAV Başkanı Ebubekir Korkmaz, İLKSAN Başkanı Tuncer Yılmaz, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile çok sayıda kamu çalışanı katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.