İspiyonculuk
Bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylemiş bulunduğu bir sözü ya da o kimseye yönelik yapmış bulunduğu bir işi gördüğünü veya duyduğunu öne sürerek ulaştırma, aktarma, götürme, Yasal olmayan yollardan gizlice çıkar sağlamak amacıyla, insanların arasını bozma, birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirme, söz getirip-götüren, arkadan çekiştiren, arabozucu, fitneci, kimseye gammaz, İspiyoncu, söz taşımaya nemime, (kovuculuk) denir. Yalan katılırsa iftira da olur. İspiyonculuk yapan laf taşıyan insanlara dinimizde “nemmah” denir. İnsanların konuşmalarını dinleyen ve başkalarına aktaran insanlar vardır. Onlara ise dinimizde “kattad” denir. İspiyonculukla bir tutulur.
Dinimizde ispiyonculuk, kovuculuk, jurnalcilik, gammazlık ayetlerde (“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi adet edinen herkesin vay haline!”104/1), Başkalarını hakir ve zelil etmeyi âdet haline getiren o kişi, bazılarını parmakla gösterir, göz ile işaret eder. Nasipleri dolayısıyla taan (çekiştirir) eder. Bazı şahısları da kötülüğe boğar. Bazılarını yüzüne karşı aşağılar, bazılarını da gıybet eder. Laf taşıyarak dostlar arasında kavga çıkarır, kardeşlerin arasını bozar. Başkalarına kötü isim takar, onlarla alay eder ve eksikliklerini ortaya çıkarır. (“Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık- Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan) .Hayrı engelleyip sürdüren saldırgan, olabildiğince günahkâr, Şunların hiçbirine itaat etme; yemin edip duran, aşağılık, (herkesi) kötüleyen, söz götürüp getiren…”68/10, 11, 12 ), (“İyiliği emret, kötülükten vazgeçtirmeye çalış!”3/104 -2/44) hem de hadislerde yasaklanmış, günahtır, kötü ahlâk olarak görülmüş, haramdır. Peygamber efendimiz (s.a.v) “Kovuculuk yapan, laf taşıyan kimse cennete giremez” buyurmuş ve “ispiyonculuk yapanlar benden değildir” demiştir.
Hasan-ı Basri hazretleri “sana laf getiren kimse bil ki senden de başkasını laf götürür buyurmuştur” Bir kimse Hasan-ı Basri hazretlerine gelmiş ve geçenlerde bir kişinin sizin arkanızdan ileri geri konuştuğuna tanık oldum demiştir. O’da “ne zaman, nerede ve orada sen ne yapıyordun?” diye sormuştur. İspiyoncu kişi onu evinde yemeğe gittim der. O’da “ne yedin orda der. Sekiz çeşit yemek sayar. Hasan-ı Basri hazretleri ”Ey fasık karnına sekiz çeşit yemek sığdı da, o laf mı sığmadı” der ve ispiyonculuk yapan kişiyi Benden uzaklaş diyerek yanından kovar. “Hem ahrette cezası ağır olduğu gibi, dünyada da insanların aralarının açılmasına sebep olur” der. Onun için "Taş taşı da, söz taşıma" derler. Her iki kimsenin de cennete girebilmesi için Allahu Teâlâdan af dilemesi bu huyundan vaz geçmesi gerekir. Bu iki günahta gıybetten ağırdır. Bu tür insanlar kütü ahlak sahibi insanlar olarak anılır. Dostlar arasında bu duruma sırtından hançerlenmek denir.
Gıybet ile kovuculuk (nemime) arasında fark vardır. Gıybette, bir kimse hakkında konuşma doğruysa gıybet yapılmış, konuşulanlar yalansa, hem gıybet hem iftira edilmiş olur. Jurnalciler ve ihbarcılar da ‘kovucu’ konumunda olup, anlatılanlar, kendisi ile konuşulan kimseyi ilgilendiren bir konuda olmaktadır: ‘Senin hakkında şunu dedi veya senin aleyhinde şunu yaptı’ türünden konuşmalar kovuculuktur. Kendisine söz götürülen kimsenin sıradan biri olması ile herhangi bir konuda yetkisi bulunan bir görevli olması arasında fark yoktur. Bu bakımdan jurnalciler ve ihbarcılar da ‘kovucu’ konumundadır. Ancak, Allah (c.c.) için yapılan şahitlik bunun dışındadır. Çünkü burada gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin sağlanması söz konusudur.
Aile ve toplumu rahatsız edici, birlik ve dirliği bozucu fitneden ve fesattan yana bozguncu, küçültücü söz ve davranışlar içinde olanlara değer verilmemesi, onlara uyulmaması gerekir. Çünkü onlar toplumun temeline dinamit koyan bir fitnecidir. Cenâb-ı Hak, toplumu rahatsız ve tedirgin eden bu davranışta bulunmayı asla arzu etmemektedir. Bu tür kötülükler den uzaklaşmak için iman ve salih amele ihtiyaç vardır. Gerçek imân bütün faziletlerin ve iyiliklerin kaynağı; insan-ı kâmil (olgun insan) olmanın maya ve cevheridir. Salih amel ise, kötülükleri örten bir davranıştır.
Musa Aleyhisselam zamanında kıtlık olur. Hz. Musa'nın beraberinde, İsrailoğulları yağmur duasına çıkarlar. Üç gün üst üste yağmur duası yaptıkları halde yağmur yağmaz. Bunun üzerine Hazreti Musa: - Ya Rabbi üç gündür yağmur duasına çıkıyoruz. Kulların sıkıntıda, fakat sen yağmur vermiyorsun. Sebebi nedir? diye Allah'a niyazda bulunur.
Allah Teala Musa Aleyhisselam'a şöyle vahy eder:- Ey Musa içinizde bir tane gammaz (insanların kusurlarını arkalarından konuşan insan) var. Ondan dolayı duanızı kabul etmiyorum.
Hz. Musa: - Ya Rabbi, onun kim olduğunu bize haber ver de, biz onu içimizden çıkaralım, der.
Bunun üzerine Hz. Allah şöyle buyurur: - Ya Musa! Gammazlığı kullarıma yasaklayan benim. Yasakladığım şeyi ben kendim mi yapayım? Bunun üzerine hep beraber tevbe edip tekrar yağmur duasına çıkarlar ve yağmur yağar.
Allahu Teâlâ herkese dedikodudan, gıybetten, ispiyonculuktan, yalandan uzak duran eşler ve dostlar nasip etsin. Hayatta arkadaşlarımızı ve eşimizi seçerken bunlara çok dikkat etmemiz gerekir. Selam ve duayla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.