ABD, memleketimizi ablukaya aldı. Av köpekliğinden başka yapabileceği hiç olmamış bu gün de Almanya’nın müstemlekesi olan Yunanistan ile Fransa’ya küçük provokasyonlar yaptırıyor. 60 bin tank ile hangi tatbikat yapılır? 600 uçak hangi adaya nasıl bomba yağdırır? Karadeniz’de tatbikat yapmalarından Rusya rahatsız. Savaş gemileri adeta limanlara sığmamaktadır. Denizaltılar ve diğerleri helikopter vs. adeta bir cehennemi geleceğe doğru gidiyoruz. Afrin harekatından sonra Çin, “Türkiye kim oluyor da bu harekatları ABD, Rusya ve Çin’e rağmen yapabilmektedir” demiştir.

Eski Ankara büyük elçisi de bir makalesinde, “Birileri Türkiye’ye haddini bildirmelidir” deme küstahlığını göstermiştir. Bütün bunlar bu günkü sıkıntının sebepleri arasındadır. Bazı komplo teorisyenleri “2023 veya 2030 da bir üçüncü dünya savaşı çıkacak” diyorlar. Zaten Çin de 2030’da dünya lideri olmak için çabalıyoruz” diyor. Bu savaş ya yanı başımızda Akdeniz’de veya Çin’in yanı başında, sarı denizde” diyorlar.

Bundan elli yıl önce bir şair, “üçüncü dünya savaşı topla tüfekle, dördüncü dünya savaşı kazma kürekle” demiş. Yani üçüncü dünya savaşında bütün mükemmel silahları, bütün öldürücü ölüm makinelerini kullanan dünya bu güne kadar kazanılan medeniyet abidelerini yok edecek, dördüncüye geride kalanlarsa ancak ilk çağdaki gibi “kazma kürekle savaşacak” demek istiyor. İşte böyle bir birbirini boğazlama yarışı insanlığın sonu olacak.

ABD’yi ne kadarı keser bilen var mı? Adaların silahlandırılarak Türkiye’yi Ege’ye veya Akdeniz’e hapsetmek yeterli mi? Yoksa Kıbrıs’ı tamamen vermek mi keser? Zaten Kofi Annan zamanındaki referandumda bereket Rumlar “hayır” dediler. Tamamını ve bedava istediler. Rahmetli Rauf Denktaş’a neler etmediler. Geçenlerde yakın zamanda Cenevre’de yapılan görüşmelerde de “güvelik, garantörlük ve asker çekme konusunda çok büyük tavizler verilmiş ancak Rumlar “daha fazlasını istemişler”, “Çekip gidiniz” demişler.

Suriye, Libya, Kuzey Irak ve Karabağ’dan çekilmek taviz vermek ne kadar keser bunları. Hatta Tayyip Bey aday olmasa keser mi? “Biz seninle çalışmak istemiyoruz” derken senin gibilerle de çalışmayız” demek istemektedirler. Zaten bu konuda AB ve Arap Birliği’ne özellikle Ortadoğu Araplarına da aynı şeyi söylemişler. İçlerinden sadece Angela Merkel kabul etmemiş. “Tarafsızız” demiş. Fransız ve Yunan koşmuşlar.

Peki Kılıçdaroğlu ile Meral Hanımın iktidar yapılması keser mi? Ne kadar taviz verirlerse razı olursunuz? 6. filo İstanbul’a demir attığında 68’lilerin “Yankee go home” sloganları atmaları neticesinde hapse atılmaları bir kısmının ölmesi Kılıçdaroğlu ve avanesinin vicdanını kanatmaz mı?

Git gide çelik kafes çelik yeleğe dönüşmektedir. Bu da Türkiye’yi sıkmaktadır. Hareketlerimizi kısıtlamaktadır. Dışarıya karşı birlik görüntüleri verelim. Gerginliği azaltalım. Bu sadece muhalefet için değil iktidar için de geçerlidir. Filistinliler gibi ağlamak işe yarmamaktadır Allah korusun. Sonumuz hayrolsun!