Dr. Mevlüt Şahin

Dr. Mevlüt Şahin

Potasyumlu gübrelerin ağaçları soğuktan koruma üzerine etkileri

Potasyumlu gübrelerin ağaçları soğuktan koruma üzerine etkileri

Bitkilerin temel yaşam olayları üzerine en etkili iklim faktörü sıcaklıktır. Bahçe bitkilerinin gelişebilme sıcaklıkları yaklaşık olarak 5-36 0C' arasındadır. Düşük sıcaklıkların bitkilere olumsuz etkisi soğuk ve don zararı şeklinde ortaya çıkmaktadır. Don zararı suyun donma sıcaklığının  altındaki sıcaklıklarda oluşur ve bütün bitkilerde zarar yapar.                                                Kış süresince dinlenme halinde bulunan meyve ağaçlarında sıcaklığın çok düşük seyretmesi tür ve çeşide bağlı olarak değişen oranlarda hasara sebep olabilmektedir. Meyve ağaçlarında gövde ve ana dallar  oldukça düşük sıcaklıklara dayanabilmektedir. Örneğin elmada gövde ve ana dallar -35,-40 oC, kirazda -30,-40 oC, erikde -20, -25 oC ye kadar zarar görmemektedir. Genç dallar ve çiçek tomurcukları daha düşük sıcaklıklarda (-2,-4 oC)  zarar görmektedir. Azotlu gübrelerin ihtiyaçtan fazla verilmesi ağaçların erken uyanmalara sebep olur. Erken uyanan ağaçlar ilkbahar geç donlarından zarar görebilmektedir. Bunun yanında sonbaharda veya kış başlangıcında erken azotlu gübre uygulamaları veya azotlu gübrelerin tamamının bir defada verilmesi meyve ağaçlarının soğuktan zarar görme riskini arttırmaktadır.                      Potasyumlu gübreler bitkilerin odun dokularının daha sağlam yapılı olmasını sağladığından, ağaçların soğuktan zarar görme riskini azaltmaktadır. Potasyum yapraklardaki azot metabolizmasını dengeleyerek, bitkideki kuru madde miktarının arttırılmasını sağlar. Kuru madde miktarının arttırılması da kış soğuklarına dayanıklılığı sağlamaktadır. Özellikle erik, kiraz, vişne, badem ve ceviz gibi bitkilerde hasattan sonra fosfor ve potasyumlu gübrelerle gübreleme yapılması kış soğuklarından sürgünlerin daha az zarar görmesine sebep olmakta, verimde ise artış sağlanmaktadır.                                                                                                               Meyve ağaçlarının yapraklarının alt ve üst yüzeylerinde bitkilerin solunumunu sağlayan gözenekler(stomalar) bulunur. Meyve ağacı türüne bağlı olarak 1mm2 de 200-800 adet gözenek bulunmaktadır. Gözeneklerin açılıp kapanmasını sağlayan bekçi hücreleridir. Bu küçük hücrelerin içerisindeki suyun artması veya azalması gözeneklerin açılıp kapanmasını sağlamaktadır. Enzimatik reaksiyon sonucunda oluşan bu olay potasyum iyonu ile meydana gelmektedir.  Ortamdaki potasyumun azlığı veya fazlalığı gözeneklerin açık kalma veya kapalı kalma süresini yani su sarfiyatını etkilemektedir. Kök bölgesinde yeterli potasyumun bulunması ve potasyumlu gübrelerle gübrelenmiş meyve ağaçlarında su sarfiyatı daha az olmaktadır.                                                                                                                                           Yeterli sulama yapılmazsa ağaçlar su stresi yaşamak zorunda kalırlar. Su azlığı sebebiyle, bitkilerde hücre büyümesi ve bölünmesi azalır, hücre duvarı ve protein sentezi olumsuz etkilenir, yapraklarda absisik asit birikimi artar, yapraklar yeterli fotosentez yapmaz hale gelir, yapraklarda erken yaşlanma belirtileri görülür. Tüm bu olumsuzlukları bir arada yaşayan ağaçların kış soğuklarından ve donlarından kendini koruyabilmesi elbette mümkün olmamaktadır.                                                                                                                                        Toprak analizleri yaptırılarak potasyum eksikliği tespit edilen yerlere potasyumlu gübre verilmesi gerekir. Bu gübrede de fosforlu gübreler gibi ekim ve dikim zamanında toprağın 15-20 cm derinliğine verilip üstü kapatılmalıdır. Bütün bunların yanında Potasyum bitkilerde kök gelişmesini ve büyümesini olumlu şekilde etkilerken bitkilerde yatmayı önler, erkencilik sağlar, azotun etkinliğini artırır, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı olumlu şekilde etkiler.                                                                                                                                                Meyvelerin renk, büyüklük, tat ve aromalarına olumlu etki yaparken depolanmaları sırasındaki ağırlık kaybının az olmasını, pazarlama oranının artmasını ve pazarlanacak yerlere taşınmaları sırasındaki kaybı en aza indirmek suretiyle kaliteyi artırır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mevlüt Şahin Arşivi