1 Mayıs İşçi Bayramı'mız kutlu olsun

Süreyya Terzioğlu

Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatının 1889 Paris Kongresi'nde (II. Enternasyonalin 1. Kongresi), senede herhangi bir günün, birlikte olmalarını ve dayanışmalarının inancıyla işçilerin ortak bir bayramı olmasını kararlaştırıp uyguladılar…Ve artık 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlanır oldu.

Her ne kadar dünya üzerindeki tüm işçi grupları hemen hemen aynı şartlardan muzdarip olup öyle ya da böyle ses çıkarmaya çalışsalar da İşçi bayramı ilk kez 1856 yılında Avustralya'da inşaat işçilerinin yoğun çalışma şartlarının değiştirmesi ve düzenlenmesi amacıyla iş bırakmasıyla gündeme gelmiştir.

Ülkemizde işçi bayramı İlk resmi kutlamaları 1 Mayıs 1923 yılında Ankara'da yapılmıştır.

Avustralya'daki işçilerin göstermiş olduğu bu direniş, derin ses getirince ardından ABD'deki işçiler de 1884 yılında işverenlerden çalışma saatlerinin düzenlenmesi, uzun çalışma saatlerinin azaltılarak hak ettikleri değerin verilmesini talep ettiler. Günün yarısını çalışarak geçiren işçiler 8 saat çalışmak için ayak direyince ve işleri bırakarak tepki gösterince 1886'da geniş kitlelere ulaşan bir hal almış oldu. Ve nihayet 1889 Paris Kongresi'nde bu bayrama onay verilince ABD'li sendikacıların önerisi üzerine o gün "1 Mayıs" olarak belirlendi. İşte o tarihten itibaren 1 Mayıs, dünyanın her yerinde değişik isimlerle de olsa aynı amaçla emekçinin, işçinin bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır.

16 milyonun üzerinde işçi bulunuyor olduğu gerçeği ve her birinin ailesi olduğu da düşünülürse aslında ülkenin yarısının bu konu ile yakından ilgili olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. Sayıları 3 kişi de olsa çalışma şartlarının düzenlenmesi için iş bırakmak, yürüyüş yapmak ve hak aramak zorunda bırakılmak aslında o ülkenin gelişmişlik anlamında aslında ne kadar geriden geldiğinin en büyük işaretidir.

Gelişmiş ,refah seviyesine ulaşmış milletler vatandaşının en iyi şartlarda çalışmasını sağlayarak çalışma şekliyle de en iyi verime ulaşmayı hedeflemeliyken yazık ki, sömüren, suiistimal eden bir yanlış anlayış içerisine düşmüşlerdir.

Ülkenin başında yer alan üst düzey yöneticiler ise konuyla ilgili yasal düzenlemeleri işçilerin haklarını korumak zorunda kalan sendikacıların varlığına mecbur etmeden işçisinin hakkını bizzat korumalı ve savunmalıdır. Yazık ki bunu her ülkede olduğu gibi yurdumuzda da Sendikacılar üstlenmek zorunda kalmıştır. Dünyanın her yerinde ama özellikle Türkiye’de işçilerimizin çalışma şartlarının mükemmel olduğu, üreten, büyüyen, gelişen fabrika kapatan değil fabrika açan ve hak ettiği refah seviyesine ulaşmış bir ülke diliyorum.

Bu bağlamda işçilerimizin bu anlamlı bayramını kutluyor, işçilerimizin sesi. nefesi olan tüm sendikalara da emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.