19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun

Cemal Kayı

Hazırlıklar aylarca öncesinden başlardı. Haftada bir buçuk gün tatildi. Cumartesi günü öğleye kadar eğitim vardı. Buna rağmen Cumartesi ders bitimi evlerimize gider, yemeğimizi yedikten sonra tekrar okula gelir, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için çalışmalar yapardık. Bu çalışmalarımızın adı; “PROVA” idi. Öğretmenler her zamanki gibi inançlı, idealist, fedakâr cefakârdılar... Ne halı sahalarımız, ne de kapalıspor salonlarımız vardı...

Kırıkkale Keskin ilçesinin Adına, TAŞ MEKTEP denilen binasında o günün koşullarına göre “EĞİTİM ARAÇ GEREÇLERİ” eksizsizdi. Tabiat Bilgisi Laboratuvarının raflarında ilaçlı kavonanozlar içerisinde muhafaza edilen her türlü hayvan örneklerini, (yılan, akrep, fare, kurbağa vb.) cam korunaklar içinde dondurularak doldurulmuş kuş çeşitlerini altında açıklamalı plaketleriyle görebilirdiniz.

Bir ulusu kalkınmasında en önemli etkenin “EĞİTİM” olduğunu bilen Cumhuriyetin kurucuları eğitime en büyük önemi vererek genç Cumhuriyetin yoksul bütçelerinden en önemli payı eğitime ayırmışlardır.

Bilhassa “HASAN ALİ YÜCEL” döneminde Dünya Klasikleri Türkçeye çevrilmiş, “KÖY ENSTİTÜLERİ” kurulmuş, geleceğin çağdaş Türkiye’sinin imarı için zeki gençler yurtdışına eğitim için gönderilmiştir.

Öğretmenlerimiz bunlarla da yetinmemiş olmalılar ki, bahar aylarında okulun güney tarafından geçen “Öz”den (çay) yılan ve kurbağa getirerek eterle bayıltıp sınıfta organlarını inceler raporlar hazırlayarak hazırladığımız raporlara göre not alırdık. Bazı arkadaşların eter kokusundan baygınlık geçirdikleri bile olurdu...

El işi dersimiz, atölyemiz, alt katta sinema salonumuz ve film makinamız vardı. Eğitsel amaçlı siyah beyaz filmler izlerdik. Şu anda bile Avrupa'da, benim çalıştığım okul dahil tüm orta dereceli okullarda; “Elişi, yemek ve atölye” dersleri verilmektedir.

19 Mayıs Tören Gösteri kıyafetlerimiz, siyah kısa şort, (Daha doğrusu siyah don) ve beyaz atletti. Gösteride sergileyeceğimiz hareketlerin “PROVA” sına okulun toprak bahçesinde haftalarca önceden başlayıp defalarca tekrar ederek hatasızını en mükemmelini öğretmeniyle öğrencisiyle bulmaya çalışırdık...

Mayıs ayı, “BEREKETİN, RAHMETİN” ayıdır. Sular coşar çağlar, toprak kabarır, her kuytudan, her köşeden her yamaçtan baş döndürücü kokularıyla rengârenk kır çiçekleri yemyeşil çayırlar üstünde ılgıt ılgıt esen yelle salınarak doğanın türküsünü mırıldanırlar... Arpalar ekinler diz boyu, “TAVUK SAKLANIR” olmuştur... Bozkırın ortasındaki, subaşlarındaki ağaçlar yeşil yaprakları arasındaki dallarıyla meyveye donanırlar... Doğa Dünya, insan içindir canlılar içindir. İnsana yaşaması, sağlıklı nesiller yetiştirip aldığı emaneti bir sonraki kuşağa aktarması görevi verilmiştir...

Mayıs ayı coşturur sizi... Çünkü, bu gün 19 Mayıstır. 19 Mayıs tarihten silinmek istenen bir ulusun; “EMPERYALİZME” kafa tutarak ölmediğini, tarihten silemeyeceklerini, Dünyaya haykırarak ;”KUVAYI MİLLİYENİN” vücut bulduğu tarihin, “SAMSUN’DAN” yakılan kıvılcımıdır. İşte o kıvılcım, Anadolu’yu sarmış, Amasya’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan, Kayseri’den, Kırşehir’den ANKARA'YA ulaşmıştır.

19 Mayıs günü köylerden traktörler dolusu insanlar düğüne gelir gibi gelirlerdi. Onlar, Arabistan çöllerinde, Yemen’de, Filistin’de, Galiçya’da adını sanını bilmedikleri ülkelere gidip te gelmeyen, Osmanlının sadece savaştan savaşa hatırladığı Anadolu'nun, Bozkırın, Boztoprağın yoksul insanlarıydılar... Beraberlerinde köylerinden getirdikleri minderlerini okulun bahçe duvarının dibine serip otururlar, allı morlu, sarılı yeşilli rengârenk giysileriyle alanı çiçek bahçesine çevirirlerdi.

Birey olarak, ulus olarak coşardınız o gün. Kabınıza sığmayıp, “BAYRAM'A” coşkuya ortak olmak isterdiniz... Koşular, beden hareketleri, eğlenceler, yarışmalar yapılır;

Yiğitlik sembolü “KÖROĞLU” türküsü;

Benden selam olsun Bolu Beyine

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır

At kişnemesinden kalkan sesinden

Dağlar dile gelip seslenmelidir.

Davulla zurnayla dosta düşmana duyurulurken;

“KILIÇ KALKAN EKİBİ”

Heey, hey! Naraları arasında meydana çıkar, döneminin gerçek savaşçıları gibi çeşitli figür ve hareketlerle gösterilerini tamamlarlardı...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.