2019 yerel seçimleri öncesinden beri bir tiyatro oynadılar.
Önce, olmayan Başbakanlık makamına pek hevesli, kendince ‘kökten milliyetçi’ Meral Akşener oturdu ‘Kemal’in Masası’na.
Tonton Dede pozlarındaki, CHP ve şürekâsının 30 senedir ‘Madımak Katili’ diye tanımladığı Temel Karamollaoğlu da gecikmedi, masadaki yerini almada.
Tabanı olmayan Gültekin Uysal’ın masadan kapacağı tek bir milletvekilliği bile onun için tatmin ediciydi; Kemal Abisini seve seve arkaladı.
Çokuluslu finans baronlarının içimizdeki Truva Atı rolünü hatasız oynamakta olan Ali Babacan için de Kemal’in Masası’nda rahatsız edici bir şey olamazdı.
Hırsının, kibrinin ve kininin kurbanı olan zavallı eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, “Erdoğan’a vurayım da, nasıl ve nereden olduğu önemli değil…” tavrıyla yerini aldı masada.
Böylece, çadır tiyatrosunun komedi kadrosu tamam oldu.
Koca bir tilki sürüsünü bile kümese sokup, oradan aç çıkaracak kadar kurnaz olan, masa sahibi Kemal Bey, soldan kimseyi yanaştırmadığı masasında, sağın 5 zavallısını çok ucuza kafaladı.
Kimine birkaç milletvekilliği, kimine birkaç bakanlık, hepsine birer Cumhurbaşkanı yardımcılığı…
Tabi, seçim sonrası için bu akitlerin hiçbir garantisi olmadığını, veren de biliyor, aldığını sanan da…
Bugüne kadar kimse üzerinde durmadı, fakat ‘Masadan uzak tutma’ mottosuyla herkese yedirilen bir kurnazlık daha yaşandı bu süreçte.
HDP, masadaki 6’nın 5’i gibi ucuza gitmedi.
Şayet HDP, Kemal’in Masası’nın altına gizlenmek yerine, yedinci eleman olarak sandalyede otursaydı, en fazla Asena Meral kadar itibar görecekti.
Ve ancak onun kadar bir şeyler elde edebilecekti.
Masada oturan HDP’nin kıymeti harbiyesi, belki bir İP kadar bile olmayacaktı.
Ne de olsa ‘meşruiyet sorunu’ vardı.
Hatta talepleri kabul edilmiyor diye masayı devirmeye kalkmış olsaydı, tıpkı Asena Meral gibi, 72 saat içinde kulağından tutulup, süngüsü düşmüş vaziyette, süklüm püklüm yeniden oturtulacaktı, Kemal’ın Masası’na.
HDP, uluslararası suflörlerinin de verdiği akıllı taktiklerle, masanın etrafına ilişmeyip, masa altında final sahnesini bekledi.
Uluslararası ağababalarına vekâleten masanın sahibi olan Kemal Bey, sağ-muhafazakârlık adına kumar masasına oturan zavallıları üttükten sonra, esas oyununu HDP ile oynuyor.
HDP’nin PKK adına ortaya koyduğu tüm taleplerin, Kemal Bey’in CHP’si tarafından kabul edildiğinden şüphe etmeye bir sebep yok.
Zira CHP adına dile getirilen eylem ve söylemlerin satır aralarına dikkatli bakılırsa, HDPKK’nın tüm taleplerinin, birazcık cicili-bicili ambalajlanmış olsa da, CHP’nin de istekleri olduğu görülür.
Velhasıl, Kemal’in Masası’ndaki 6’nın 5’i, bir HDP etmedi.
Yazık oldu zavallılara…