Atatürk’ün bağımsızlık temeline dayalı stratejik dış politikasını tersyüz etmiş ve ABD ile askeri ve eğitim 1939, 1947 anlaşmaları imzalanmıştı. Osmanlıyı parçalayan, Balkanlarda, Ortadoğu’da milyonlarca Türkü katleden, yakıp yıkan, işgal eden İngiltere ve Fransa ile anlaşmalar yapılmıştı.
1946 yılında 16 subay NATO eğitiminden geçirilmek üzere ABD ye gönderilmişti.
1950 yılında iktidara gelen Menderes ile de NATO ya girebilmek için orduda ABD karşıtı subaylar, generaller tasfiye edilmiş, ABD’ci komuta kademesi oluşturulmuştu.
Kore’ye asker gönderilerek yüzlerce askerin kaybı karşılığı NATO’ya girilmişti.
NATO Gladiosu oluşturulmuş, Türkiye’deki Amerikan karşıtı unsurlara karşı gayrinizami savaş teknikleri ile operasyonlar düzenlenmişti.
İstihbarat örgütü MAH, ABD ve İsrail istihbaratınca düzenlenmiş, eğitilmiş ve iç içe geçen yapı oluşturulmuştu.
Menderes iktidarına karşı Ordu içinde huzursuzlukların artması üzerine ABD, Gladio ile asker içi örgütlenme sağlanarak darbe yaptırılmıştı. Heyecanlı coşkulu bağımsızlıkçı subaylar da bu anaforun içine girmişti.
Türkiye, Şubat 1952’de NATO’ya girdi. Sadece 7 ay sonra, NATO, üsler kurdu. 1962’de Küba krizinde, ABD, Türkiye’de nükleer başlıklı Jüpiter füzelerini yerleştirmişti. NATO Güneydoğu Kara Kuvvetleri merkezi İzmir’e taşındı. İzmir’e NATO Hava üssü kuruldu. Libya katliamlarını yapan hava harekatı, İzmir merkezli yürütüldü.
İzmir'de dağın içinde devasa büyüklükte bir NATO’nun Savaş Karargâhı, üssü var. Karargâh dağın altında. İçi şehir gibi, nükleer saldırıya dayanıklı, birkaç yıl yetecek kadar yiyecek stoku var. Spor salonları, atış poligonları var. Dağın içinde galerileri geniş, asansörler ve kapılar sensörlü. İzin aldığında bile bazı bölmelere girilebiliyor. Fotoğraf-video yasak. Komuta merkezi, uzay üssü gibi. Gökyüzünü tarayan radarları, İzmir limanının derinliklerini, akıntılarını gösteren zemin haritası var
1911 yılında Osmanlı-Türk toprağı olan Libya’nın işgali üzerine Mustafa Kemal dahil Türk askeri İtalyan işgaline karşı savaşa gittiler. Batı emperyalizmine karşı mücadele eden Türkiye yüzyıl sonra 2011 yılında bu kez haçlı-Batı emperyalistleriyle birlikte olup Libya’da katliamda ve kentlerin yakılıp yıkılmasında rol aldı.
Ecdadın tarihi çizgisine, kimliğine yani mazlumun yanında yer alıp zalimle mücadele anlayışına zıt bu ihaneti, tarihte affetmeyecek, Türk Milleti de affetmeyecektir.
Bakın; Türkiye’de örtülü ABD işgal üsleri nerelerde:
* Ankara, Karamürsel, Sinop, Hakkari, Hatay, Erzurum Kargapazarı; dinleme üsleri.
* Ankara Cevizlibağ, Elmadağ, İstanbul, İzmir; dinleme ve harekat merkez üsleri.
* Adana-Hatay Toroslar; CIA, Gladio eğitim üssü.
* Tekirdağ Çorlu Havaalanı; Lojistik destek üssü.
* Konya; AWACS erken uyarı uçakları bu üste.
* Gaziantep-Batman Havaalanı; Lojistik destek amaçlı havaalanları. Heronların üssü.
* Sabiha Gökçen Havaalanı; Lojistik destek havaalanı.
* Mersin Taşucu Limanı; Limanda liman ve helikopter pisti var.
* İskenderun Limanı; Türkiye’nin en geniş konteynır alanına sahip bulunuyor.
* Adana İncirlik; Nükleer bombaların yer aldığı, ABD’nin bölgedeki tek harekat üssü.
* Diyarbakır; Hava üssü, NATO askeri var.
* Şırnak-Silopi; Lojistik depolama yeri.
* Mardin; İncirlik Üssü’ne ve İskenderun’a gelen ABD asker ve teçhizatları için geçiş yeri.
* Şanlıurfa; yakıt ikmal üssü.
İşbirlikçiler için, Batı-haçlı savaşlarını sürdürenlerin dostu derken, boşuna mı diyoruz. Bir de siz düşünün olmaz mı? Günün Sözü: Kişinin söylediğine değil de icraatlarına bak kim olduğunu anlarsın.