Geçen hafta içinde ziyarete gelen ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton efendi İsrail’dan havlıyor. “Türkiye bizden izinsiz operasyon yapamaz” diye haddini aşıyor. Hatta bazıları Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Yemen’i de yanlarına alıp Türkiye’ye karşı bir ittifak kuracaklarmış(!) ABD’nin çekildiği yerlere Arap askeri yerleştirilecekmiş (!) Diğer taraftan da Arap Birliği kendine hayrı olmayan kurum şimdi el altından Suriye’yi tekrar birliğe almak istemektedirler. Bir şartları var o da “İran’ın Suriye’deki etkisini yok edeceksiniz” şartı. Buna aracılık eden de kendi sınırlarından çıktığı zaman tutuklanacak olan, ancak Türkiye sayesinde gezip tozan insan hakları ihlalcisi Sudan devlet başkanı Ömer el Beşir. Bu kadar nankörlük Arap’ta vardır” diyenlere kızardım ama demek haklılarmış. ABD’nin, dönekleri bir araya getirme gayretlerinin altında Türkiye-İran ilişkilerinin en son buluşma ile geldiği noktadır. Başka bir sebebi yoktur. Zaten şartları da mezhepçi İran yayılmacılığı ve Suriye’den çıkmasıdır.
Geçen yıl da bu heyette yer alan, daha önce Türkiye’de büyükelçilik yapan, “İyi Türkçe biliyor” diye övdüğümüz James Jefry denilen enik de Afrin harekatından sonra bir gazetede yazdığı yazıda, “Türkiye haddini aşıyor, birileri bunlara haddini bildirmeli” diye yazı yazacak kadar alçalan adam da geliyor. Şimdi de güya “çekilme ile sorumlu” temsilciymiş. Her şeyden sorumlu yaptılar ama hiçbir iş beceremedi. İnşallah bu defa da beceremez. Bu mikser demenin bile miksere hakaret olduğu zağar it de gelecek.
Pentagon’un salyalıları bakalım gelmeden aldıkları cevabın altından nasıl kalkacaklar. Yeni kıvırmaca yapacaklardır mutlaka. Surda bir gedik açılmıştır. Artık ne Bolton densizi, ne Jefry dengesizi kuru sıkıyla engelleyemez. Bu it sürüsüyle Sayın Erdoğan görüşmez inşallah. Böylece kaçıncı sınıf olduklarını ve hadlerini bilerek kuyruğu kıstırıp kaçarlar. Varınca da “bizi muhatap bile almadı” diye şikayetlenirler. Bu söylenenler Türkiye-İran beraberliğini ittifakını bozmak için yapılan gözdağı verme işidir. Bu durumda Türkiye’nin desteklediği İran’ı kolay dize getiremeyeceklerini bildikleri için yapıyorlar. Türkiye, İran’ı terk etsin istiyorlar. Ama Türkler Farslar gibi dönek değildir ki. Zarar da görecek olsalar sözlerinden dönmezler. Rusya’nın bunlardan hatta Suriye’nin kaça bölüneceğinden, kimin hangi parçayı alacağından haberi elbette var. Türkiye-İran-Rusya ittifakında özellikle Rusya ile uğraşmazken bizi ve İran’ı ayırmak istemektedirler. İran tek kalır yıkılırsa Türkiye tehlikeye girer. Türkiye sıkıntıya girerse İran ayakta duramaz. Öyleyse İran’ın mollaları akıllarını başlarına alıp kıvırmayacaklar. İran mezhepçi yayılmacılık hayalinde vaz geçecek.
Sayın Erdoğan’ın değil de ikinci adamların onlara cevap vermesi de tebrik edilecek bir husus. Ha gayret az kaldı ABD emperyalizmini yıkmaya!..