(Evveli 8 Kasım sayımızda)
7 Ocak 1917 tarihinde gelen emre göre Meis Adasına harekât 10 gün sonraya planlanmıştı. Plana göre Faktöre limanında saklanan 8 yelkenli kayık, içindeki askerlerimiz ile birlikte sabaha karşı Adaya çıkarma yapacaklardı. Bu esnada her iki topçu bataryası da ateş edeceklerdi. Basit gibi görünen bu harekât Adanın durumu dikkate alınmadığından Mustafa Ertuğrul tarafından endişeyle karşılandı. Mustafa Ertuğrul Adanın durumunun tespitinden ve önceden gizli bir çıkarma yapılarak bir bölgenin ele geçirilmesinden sonra böyle bir hareketin başarı şansı olabileceğini düşünüyordu. Görüşü kabul edilmedi. Bu esnada Kaş’taki askeri faaliyetleri tespit eden düşman birlikleri harekete geçti.
Çanakkale cephesinde de aktif rol almış döneminin uçak gemisi olarak adlandırılan İngiliz “Ben My Chree” gemisi limana gelerek demirledi. Yanında 2 İngiliz Torpido muhribi ve Fransızların Paris II kruvazörü vardı. Bunların Meis limanına gelerek demirlemeleri planın başarıyla uygulanmasını imkânsız hale getirdi. Ancak buna rağmen birliklerin komutanı harekâtın planlandığı gibi icra edileceğinde ısrar etti. Bunun üzerine Mustafa Ertuğrul diğer birlik komutanlarına 10 gün beklemeden hemen harekete geçilmesi önerisinde bulundu. Düşüncesine göre karşıdaki birlikler henüz kendilerinden bir saldırı beklemiyorlardı. Üstelik adada bir muharebe hazırlığı görünmüyordu. Diğer birlik komutanları bu görüşü desteklediler. Durumu bu birliklerin komutanına bildirme kararı aldılar ancak ulaşamadılar. Bunun üzerine harekâta başlamaya karar verildi.
MUSTAFA ERTUĞRUL İRADESİNİ HİÇ BOZMADI…
Mustafa Ertuğrul’un düşüncesi ani bir baskın ateşi ile büyük kruvazörü batırmaktı. Bunun bertaraf edilmesinden sonra harekâtın daha kolay yürüyeceğine inanıyordu. Bu planın saat 13: 00’da icrasına karar verildi. Son hazırlıklar da tamamlandı. Top atışları saat 13: 25’te “Ben My Chree” üzerine yönlendirilerek başladı. Adadaki ve limandaki düşman birlikleri bu ani baskın üzerine önce şaşırdılar ama çok kısa sürede toparlanarak karşılık vermeye başladılar. Karşılıklı atışlar yoğun bir şekilde devam ederken daha önce bahsettiğimiz obüs toplarının cephanesinin olduğu bölge isabet aldı. Barutların olduğu yerde yangın çıkmaya başladı. Bu büyük bir felakete yol açabilir endişesiyle askerlerin çoğu bu yangını söndürmekle uğraştı. İşte bu süreçte muharebe ve atış üstünlüğü karşı tarafa geçti. Birliklerimiz arasında bir moral bozukluğu meydana geldi. Diğer komutanlar sarsılırken Mustafa Ertuğrul iradesini ve inancını bozmadı. Emir ve komutayı üzerine aldı. Seri ve aralıksız top atışları ile adeta bir düello yapar gibi savaştı. “Ben My Chree”ye isabet kaydettirdi. Birkaç atış daha yaptırarak gemiyi tamamen vurdu. Gemi yanmaya başladı. Önce yan yattı. Birçok mürettebat denize atladı. Toplam 36 dakika süren top atışları sonucunda İngiliz Uçak gemisi Ben My Chree batırıldı. Bu geminin isabet alarak batması asker üzerinde olumlu bir moral etkisi yarattı. Arka arkaya isabetli atışlar devam etti. Diğer gemilere de atışlar yapıldı. Bunlardan da isabet kaydettirenler oldu.
Bu noktada Mustafa Ertuğrul bu manzarayı ve mevcut durumu şu ifadelerle değerlendiriyor: “Küçücük toplarım bir makine süratiyle işlerken askerlerimin her biri, bir kayayı andıran sertlikle gözlerini kalkan deliklerinden Akdeniz’in engin ve coşkun koynunda dumanını göklere savurarak inleyen mağrur ve haşin düşmanı doya-doya seyretmekle ne kadar haz duyuyorlardı. Bu eşi bulunmaz manzaraya şahit olmak acaba batarya kumandanı için paha biçilir bir saadet midir? Bu saadeti haklı olarak tattığım dakikada iyice anladım ki, nispetsiz bir düşmanla çarpışmak ve onu yenmek ancak aziz milletime ve damarında ancak bu kanı taşıyan aziz ırkıma nasip olan bir haslettir”.
İNGİLİZ VE FRANSIZ TORPİDOLARI KAÇMAYA BAŞLADI…
Bundan sonra limanda bulunan diğer 2 İngiliz Torpidosu ile Fransız kruvazör Güney ve Kuzey istikametlerinde kaçmaya başladılar. Kuzeye kaçan İngiliz Torpidosuna da isabet kaydettirdi ve onu da yaraladı. Gemilerin kaçması üzerine Adada konuşlanmış Fransız toplarına atışa başlandı. 12 atım sonrası onlar da susturuldu. Hemen bunun arkasından da adadaki telsiz istasyonu top atışı ile susturuldu. Limanda bulunan 200’e yakın yelkenli gemi ve sandala her bir top için 50 atım hakkı verilerek atış yapıldı. Bu hedeflerin de tamamına yakını batırıldı. Akşam 17: 00 sularında düşman mevzileri tamamen susturuldu. 9 Ocak 1917 tarihinde Birinci Meis baskını denilen muharebe sonunda; İngilizlerin 4 uçaklı ve dönemin uçak gemisi olarak kabul edilen “Ben My Chree” adlı savaş gemisi batırıldı. Bir İngiliz muhribi yaralanarak savaş dışı bırakıldı. 200’e yakın yelkenli gemi ve sandal batırıldı. Adadaki telsiz binası, gazhane ve birçok askeri bina vuruldu. Düşman topçu bataryaları susturuldu. Muharebede 1 erimiz yaralandı ve kaldırıldığı Hastanede şehit oldu. 600 top mermisi kullanıldı. 500 obüs mermisi isabet alarak yandı.
MEİS’TE İKİNCİ HAREKAT
Bu bölgede 18 Ocak 1917 tarihine kadar her hangi bir askeri faaliyet olmadı. Tek tük atışlar oluyordu. Bu süreçte birkaç yelkenli daha batırıldı. Bu durum üstünlüğü üzerine kumanda merkezi yeni bir emirle yeniden aynı şekilde Meis adasına çıkarmanın yapılmasını istedi. Mustafa Ertuğrul bu plana yine aynı gerekçelerle karşı idi. Çünkü her ne kadar düşmana karşı bir üstünlük sağlanmış ise de Adanın mevcut durumu konusunda ayrıntılı bir çalışma yapılmadığı için böyle bir harekâtın aşırı riskli olduğu düşüncesindeydi. Ama plan bu şekilde uygulanacaktır.
Yelkenli Gemilerimiz planlandığı gibi “Faktora” limanından sabaha karşı harekete geçti. Çok ağır ilerlediklerinden gün aydınlandığında Meis Adası yakınlarına vardılar. Bu bir risk oluşturdu çünkü gemiler Adadan görünür olmuşlardı. Adada alarm verildi. Bu harekâtı duyan civarda saklanmış bulunan Paris II gemisi yetişerek yelkenlileri topa tuttu. İsabet alan yelkenlilerimiz kısa sürede yanmaya ve batmaya başladılar. 3 yelkenli hemen battı. Diğerleri de korunaksız kaldı ve bölgeden güçlükle uzaklaşabildiler. Mustafa Ertuğrul Paris II üzerine yönlendirdiği top atışları ile bu geminin daha büyük zayiat yaratmasını engelledi. Bölgedeki diğer birliklerin de emir ve komutasını üzerine alarak mevcut muharebe üstünlüğünü devam ettirdi. Çekilen, uzaklaşan, zor durumda kalan ve yaralanan askerler ve birliklerimizin yardımına koşuldu. 86 asker sığındıkları yerlerden kurtarıldılar. Ancak 36 askerimiz bu muharebede şehit oldular. Bunun üzerine Mustafa Ertuğrul’un da tenkit ettiği ve çok zayıf bulduğu ve bu şekilde icrası halinde büyük kayıplara neden olabilecek Meis Adasının işgali planından vazgeçildi.
FRANSIZ GEMİSİ “PARİS’İN BATIRILMASI
Bölgede bu şekilde, mevcut durumun muhafazasına ve siperlerin güçlendirilmesine ağırlık verildi. Mart 1917 sonuna kadar bu şekilde mevzide kalındı. Bu esnada Antalya’ya intikal emri geldi. 14 Nisan’da Antalya’ya geldiler. Bundan sonra bir süre askerin tedavisi ve eğitimi ile uğraşıldı. Bu faaliyetler yürütülürken Fransızların Paris II ve Aleksandra adlı gemileri sahile çok yaklaşmadan kıyıda bulunan un fabrikalarına, su kaynaklarına ve hedef teşkil eden yerlere gemilerden topla atışlar yapmaktaydılar. Bu atışlar Antalya kıyılarında bulunan yerleşim yerlerine ve fabrikalara büyük zararlar veriyordu. Bu gemiler zaman-zaman insanların topluca bulundukları yerlere de ateş ediyorlar ve halkın bölgeyi terk etmelerini sağlamaya çalışıyorlardı. Amaçları karaya asker çıkarabilecekleri bir bölge yaratmaktı. Bu maksatla Kemer merkezine yakın birkaç köye, gemilerden top atışı yapıldı. Yakınlarındaki yelkenlileri yakalayarak yaktılar. Amaçları bölgeye erzak ve iaşe girişini engellemek ve halkın yaşama şartlarını zorlaştırmaktı.
Bu tür düşman faaliyetleri Mustafa Ertuğrul’u rahatsız etmekteydi. Bölgedeki bağlı bulunduğu komutanlıktan bu olaya müdahale etmek için izin istedi. Bu izin kendisine verildi. 5 Aralık 1917’de Antalya’dan gizlice ayrılarak 7 Aralık günü Ağva Kemer yakınlarındaki hâkim bir buruna yerleşti. 2 gün içinde de buradaki tahkimatını tamamladı…
Devamı vardır…