Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hz. Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hz. Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hz. Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)
Evet sevgili okuyucular kaldı mı böyle bayramlar artık. Peygamber efendimiz (sav) bile ne güzel demiş bayram sevinç günleridir diye.
O sevinci neşeyi bizim içimizde bıraktılar. Zaten fazla kalmamıştı o eski bayramlar şimdi hiç yok artık. Sahi bayram yaklaşırken insanlar da bir telaş olurdu tatlı bir telaş kimi ailesinin yanına giderdi.
Büyük sofralar kurulurdu. İlk kahvaltı Aile ile birlikte olurdu. Dede torun sevinç içinde yapılırdı her şey Çocuklar bayramlıklarını başuçlarına koyar sabahın olmasını beklerdi.
Artık çocuklar bile üzgün diledikleri ve hayal ettikleri gibi bir bayram kalmadı. Sevinç ve neşeleri yarım tıpkı yaşadıkları bayramlar gibi.
Ailemize gidemiyoruz Sarılıp ellerini öpemiyoruz onlarla o büyük sofralarda birlikte olamıyoruz maalesef. Evet her şeyin başı sağlık tabii ki ama bu sadece bizim için mi geçerli.
Ya da bizim çocuklarımız için mi geçerli adı üstünde tam kapanma yaptık ama açık olan bir şeyler var göze batan benim yüreğimi sızlatan bir şeyler var.
Benim ülkemin çocukları evlerinde balkonları da oynuyor turist çocukları denizde parkta güneşin ve bol D vitamininin tadını çıkarıyor bende evde çocuğuma D vitamini veriyorum.
Nasıl bir sistem?
Kapının önünde bile korkarak oynuyor bu ülkenin çocukları. Tamam kapanma oldu, olabilir sonuçta sağlık için alınan bir karar lakin o zaman adı gibi olsun
Ali içer de Alex dışarda olmaz, Leyla evde Olga dışarda olmaz. Ben buna karşıyım kimse kusura bakmasın.
Bakın bize hep bir panik ve korku havası vermişler.
1990’lar Ozon tabakası On yıl içinde yok olacak.
2000’ler Buzullar on yıl içinde eriyip yok olacak.
2021 Şarbonlu biyolojik terör hepimizi yok edecek.
2002 West Nil virüsü
2003 Sars virüsü.
2005 Kuş gribi
2008 Finansal kriz
2009 Domuz gribi
2012 Maya takvimi sonlanıyor
2013 Kuzey Kore 3. Dünya Savaşını başlatacak
2014 Ebola virüsü
2015 Terör örgütü
2016 Zika virüsü
2018 Küresel ısınma
2019 Karbon Emisyonu
2020 Covid-19 virüsü
2021 mutasyonlu virüs.
Ne güzel diyor bir ayeti kerimede
“Allah sizi (önce) topraktan, sonra meniden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O'nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar, Allah'a kolaydır. "
Fatır süresinin 11 nolu ayeti
Her yıl önümüze bir sürü şey çıkmış olumsuz öyle değil mi bizim bu duruma alışık olmamız lazım aslında.
Artık korkuyu paniği bir kenara bırakalım daha güzel nasıl yaşayabiliriz geleceğimizi nasıl kurabiliriz kaybetmeden nasıl yaşarız bunları öğrenelim.
Başkalarının bizim üzerimizde kurduğu paniği ancak biz gerçekten istersek yok ede biliriz. Ancak biz ister ve inanırsak bu korku tünelinden çıkabiliriz.
Kuş grip den telef olan tavukları düşünün yazık. Bir de domuz gribi aşısı vardı o ne oldu sahi onu düşünün. Senaryo aynı sadece yönetmeni değişti.
Evet kıymetli okuyucularım. Bir yazımın daha sonuna geldim. Hepinize hayırlı Bayramlar dilerim. Rabbim daha nice güzel Bayramlara erişmemizi nasip etsin İnşallah sağlıcakla kalın
Saygılarımla…