Gelir dağılımında ve adalet uygulamalarında “adalet” yok. Ülkemizde, son 20-25 yılda sürekli üst grupların giderek zenginleştiği ve alt gelir gruplarının da giderek çoğaldığı bir dönem yaşıyoruz. Muhtaçları çoğaltarak onlara “ölmeyecek kadar” yardım ederek bir çark döndürülüyor ne yazık ki, “yoksulluğu ortadan kaldıracağız” diyenler, yolsuzluğu artırarak muhtacı çoğaltma düzeni kurdular.
Bir memlekette suç oranı düşükse, herkesin evi varsa; herkesin işi varsa, herkesin aşı varsa, hiçkimse muhtaç değilse orada İslamiyet vardır. Orada adalet vardır. Orada o zaman Yüce Allah’ın Ayetleri, Peygamberin Hadisleri yerini bulmuş demektir. Fakirliğin olduğu yerde fikir olmaz. Sadaka düzeni olur. Muhtaçların çoğalması düzeni olur.
Ülkemizde 1000 kişiden 704’ü borçlu, 1000 kişiden 400 kişinin ısınma problemi var, işsizlerimizi milyonlarla telaffuz ediyoruz. Açlık sınırında yaşayan insan sayısı 10 milyonun üzerinde. Son yıllarda cami sayımızda artış var. Hapishane sayımızda da artış var. Fabrika yok. Üretim yok, tarım bitmiş, biz sadece tüketiyoruz. Bir ülkede huzurun olduğu, huzurlu insanların olduğunun en büyük ölçüsü cezaevlerinin çoğalmamasıdır. Cezaevlerinin çoğaldığı bir memlekette gelir adaletinden bahsetmek mümkün değildir, olmazda. Gelir adaletinin olmadığı yerde; hırsızlık, gasp ve soygunda haliyle çok oluyor. Uyuşturucu kullanımı artıyor. Suç oranımız da hiç aşağı rakamlara düşmüyor. Düşürme çabası içerisinde değiller, idare edenlerimiz. Cezaevine “bacasız fabrika” gözüyle bakan idarecilerimiz, siyasetçilerimiz var maalesef.
2002 yılından bu yana 18 yılda, ülkemizde 178 yeni cezaevi açılmış, 137 cezaevinin de inşaatı devam ediyor. Bu bakış açısının olduğu yerde üretim olurmu Allah aşkına? Cezaevleri çok olan değil, boş olan, hatta hiç olmayan ülkelerdedir adalet. İnsanların ekmek dilendiği, yemek artığı istediği yerde gelir dağılımının düzgün olduğunu iddia edemeyiz, ispatta edemeyiz. Her doğan çocuğun 67.000-TL borçlu doğduğu bir yerde, gelir dağılımının düzgün olduğunu söyleyemeyiz. Gelecek neslimizi sürekli borçlandırarak yol yürümemiz mümkün değil. İktidar yanlısı TV’lerde, iktidar yanlılarının internet ortamında vatandaşı tehdit etmelerine ses çıkarmamak, görmemezlikten gelmek değildir adalet. Adalet herkese lazımdır felsefesinden ayrılmamaktır. Uygulamasında vatandaşına bunu göstermektir Adalet, Adliye binalarına “Saray” yazarak “Adalet” olmuyor. Namık Kemal’i yargılayan yargıca baskı yapıyor zamanın Hünkarı. ‘Ceza ver” diye yargıç adalet terazisini uygulayarak ceza vermiyor Namık Kemal’e. Eve gidince kızı yargıca soruyor: “Hünkardan korkmadın mı?” diye.
Yargıcın kızına cevabı; Kızım öyle bir Hünkar var ki, “herkes çıkacak onun huzuruna” işte ben sadece “O Hünkardan korkarım” diyor. Bize böyle yargıçlar lazım. Gücün karşısında eğilen yargıçlar değil. Ülkemizi düzlüğe çıkaracak olan tek yol, adaletin tam tesis edimesiyle olacaktır. Hukukun olmadığı yerde gelir artması, işsizliğin bitmesi, mümkün değil. Toplumun ana temeli adalettir.
Yatırımcı ülkemize gelecekse de hukuka bakıyor. Hukuka yabancı ülkeler süslü binalara bakmıyor. Şatafatlı makam odalarına, lüks makam araçlarına bakmıyorlar. Uygulamaya bakıyorlar, uygulamaya. Biz yaparız herkes te yutar devrinde değiliz. İnternet çağında yaşıyoruz. Herkes uygulamayı, herhangi bir noktayı bile anında öğreniyor. Swap’tan önce adaleti öğrenmeliyiz, hukuku öncelemeliyiz.
Adaletin herkese lazım olduğunu da unutmayacağız. Son günlerde muhalif olduğu söylenen TV kanallarına verilen cezalar, muhalif tek kelam eden vatandaşların anında gözaltına alınmaları, hukukta nerede olduğumuzun açık göstergesi. Zarar vermeyin bu ülkenin geleceğine, zarar vermeyin bu güzel ülkemizin insanlarına adaletinde hukukunda herkese eşit uygulandığı, gelir adaleti sınav adaleti, şeffaflığı harcamadan, yeme içmeye kadar kuruştan trilyona kadar gösterin. Gösterin ki, bu pırıl pırıl gençlik ülkeden gitme telaşı yaşamasın.
Yatırımında başı, işsizliğinde baş düşmanıdır adalet.
Bir Bedevi, Peygamber Efendimize soruyor “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye.
Peygamberimiz “Emanetin zayi edildiği zamanı bekle” diyor.
Bedevi “Emanet nasıl zayi olacak?” diyor.
Peygamberimiz de “Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyameti bekle” diyor. Günümüzde şu anki uygulamada tam böyle bir şey...
Lütfen muhalefet edenleri düşmanlaştırarak, insanları bölmeye çalışarak, hukuku yok ederek yol almayalım. Cezaevlerinin hiç olmadığı, adaletin tam ve eşit uygulandığı, hiç muhtacın olmadığı, torpilin asla olmadığı bir memleket hayal ediyoruz. Bu hayalimize de kıymayın, kıymayın. Umutsuzluğa vakit olmasın, her sabah güneş yeniden doğuyor. Umudumuz güç karşısında, güçlüler karşısında hep diri olmalı, diri olmalı. Buna bütün memleketimizin güzel insanları da inanmalı.
Hedefimiz; Hukuk, Demokrasi ve Adalet olmalı... Adalet olmalı...