Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ahir zamanda öyle topluluklar olacak ki, onlar mescitlerini süsleyecekler fakat kalplerini (ibadetten, ihlâstan mahrum bırakıp fitne, fesat, gıybet vs. ile) harap edecekler.
Elbiseleri için gösterdikleri dikkat ve itinayı dinleri için göstermeyecekler.
Dünya işleri iyi olduğu zaman dinleri ile alakalı hususlara hiç aldırmayacaklar.”
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o zamanda mescitlerde bin, hatta daha fazla kişi namaz kılacak. Fakat içlerinde bir tek (kâmil) mümin olmayacak.” (Kenzü’l-Ummâl)
Kim din kardeşinin yardımında olursa…
Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir.
Kim bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah da onun dünya ve âhiret kusurlarını örter.
Kim bir sıkıntıda kalanın işine yardım ederse, Allah da dünya ve ahirette o kimsenin işlerini kolaylaştırır.
Kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da o kulun yardımında olur.
Bir kimse ilim talep etmek için bir yola girerse, Allah bu sebeple ona cennetin yolunu kolaylaştırır.
Allâh’ın evlerinden (mescitlerden) birinde toplanıp, Allâh’ın kitabını okuyup aralarında onu birbirlerine anlatan topluluğu melekler kuşatırlar. Onların üzerlerine sekînet (huzur) iner ve rahmet onları kaplar. Allâhü Teâlâ katındaki (melek)lerine onları anar. Kimi ameli geri bırakırsa, nesebi onu ileri geçiremez.” (S. Müslim) Yani bir kimse hiç amel etmez veya ameli eksik olursa şerefli bir sülalede olması onu kurtaramaz.