Ahiret gününe iman

Süleyman Göksu

İmanın beşinci şartı Ahirete İmandır. Ahiret günü, bütün ölüler diriltilip kabirlerinden kalkarlar. Hepsi mahşer meydanına toplanır, amel defterleri verilir ve hesaba çekilirler. Sevap ve günahları tartılır, sırat köprüsünden geçerler. Cennet ehli cennete ve cehennem ehli cehenneme girerler. Ebedi mükafat ve ebedi azap haktır.

Dünya için takdir ettiği müddet sona erdiğinde Allâhü Teâlâ’nın emriyle Sur’a bir defa üfürülür, kıyamet kopar. Allâhü Teâlâ’nın diledikleri hariç göklerde ve yerde olan ruh sahiplerinin tamamı ölür. 

Kıyametin ne vakit olacağını Allah’tan başkası bilmez. Lakin yaklaştığının alametleri Ayet ve Hadislerle bildirilmiştir. 

Buhari’deki Hadis-i şerifte bildirildiği üzere ölülerin acbüzzeneb denilen kemikten başkası çürüyüp yok olur. Sur’a ikinci defa üfürülür ve ölülerin cisimleri ondan iade olunur ve ruhları verilerek tekrar diriltilirler. Bütün yaratılmışlar kabirlerinden kalkıp mahşer meydanında toplanır, orada elli bin sene beklerler. 

Amel defterleri: Hayır ve şer işledikleri bütün amellerin yazıldığı kitapları müminlerin sağından, kâfirlerin solundan ve arkasından ellerine verilir. Az çok bütün amellerinden hesaba çekilir, hayır ve şer bütün amelleri tartılır. Amelinin yazıldığı kitabını sağ tarafından alıp hayırlı amelleri fena amellerini geçmiş kimsenin hesabı kolay olur ve sevinçli halde ehline dönüp cennetlere ulaşır. Amma amel defteri arkasından sol eline verilen ise ölmeyi temenni ederse de bu ona fayda vermez, cehenneme atılır. 

Sırat; cehennem üzerine boylu boyunca uzatılmış kıldan ince ve kılıçtan keskin köprüdür. Mahşer halkının tamamı ona gelir. Mü’minler iman ve amellerinin nurlarıyla ve cennetlerle müjdelenmiş olarak sırattan geçer, cennete girer. Münafık ve kafirler ise küfür zulmetleri içinde olduklarından cehenneme düşerler. 

Kıyamette Peygamberimizin (s.a.v.) havzından içmek, günahkarların cennete girmeleri ve makamların yükselmesi için Peygamberimizin ve diğer peygamberlerin şefaat etmesi vesair Ayet ve Hadislerle bildirilen şeyler haktır.