Ahirete dair bazı tabirler

Süleyman Göksu

Ahiret Günü: Kainat yok olduktan sonra yeniden bir takım âlemlerin yaratılacağı, bütün ölülerin tekrar hayat bulacağı günden itibaren başlayan nihayeti olmayan bir zamandan ibarettir.

Kıyamet: Bütün mahlûkatın yok olup kainatın ömrünün biterek tamamen harap olacağı gündür. Bütün ölülerin tekrar dirileceği güne de denir. Bu bir kıyamet-i kübra; büyük kıyamettir.

Her insanın ölümü ise kendi hakkında bir kıyamet-i suğra; küçük kıyamettir.

Surun Üfürülmesi: İsrafil aleyhisselamın “Sur” denilen ve mahiyetini ancak Allahü Teâlâ’nın bildiği bir şeye üfürmesinden ibarettir. Bu iki defa olacaktır.

Hz. İsrafil’in ilk defa sura üfürmesinden meydana gelecek pek şiddetli bir ses ile yerde, gökte bulunanlar öleceklerdir. İkinci defa üfürmesi üzerine bütün ölülerin ruhları, yeniden teşekkül eden cesetlerine dönerek yattıkları yerden kalkacaklardır.

Haşir: Kıyamette ruhların cesetlere dönerek “Mevkıf-i Arasât; Arasat meydanı” denilen düz mahalde toplanmalarıdır.

Kitapların Verilmesi: Dünyada iken herkesin yaptığı güzel ve çirkin amellere dair Kiramen Katibin meleklerinin tuttukları amel defterlerinin sahibine verilmesidir.

Defterler müminlere sağ taraflarından, kâfirlere sol ve arka taraflarından verilecektir.

Mizan: Mahşerde herkesin amellerinin (sevap ve günahının) miktarını bildiren şeydir. Allahü Teâlâ’nın adaletinin tecellisine vesile olacaktır.

Sual: Allâhü Teâlâ’nın dilediği hususları kullarından sorması demektir. Bütün yaratılmışlar, insanlar ve cinler amellerinden dolayı hesaba çekilecek Cenab-ı Hakk’ın adaleti tecelli edecektir.

Havz-ı Kevser: Mahşerde Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ihsan buyurulacak olan gayet geniş bir havuzdur. Sütten beyaz, miskden daha güzel kokulu olan suyundan müminler içerek şiddetli hararette n kurtulacaklardır.

Şefâat: Ahiret gününde günahkâr müminlerin af ve mağfireti, ibadet ve itaat edenlerin daha büyük mertebelere kavuşmaları için peygamberlerin ve evliyanın Allahü Teâlâ’dan istirhamda bulunmalarıdır.

Sırat: Cehennem üzerine kurulmuş son derece ince ve keskin bir köprüdür. Herkes bunun üzerinden geçecektir. Cennete gidebilmek için başka yol yoktur. Müminler amellerine göre bir süratle geçerler. Kâfirler ve müminlerin asileri geçemeyip cehenneme düşerler.

Cennet: Allâhü Teâlâ’nın bütün mümin kulları için hazırladığı hatır ve hayale gelmeyen ve dünya nimetleriyle asla kıyas olmayan, cismani ve ruhani nice nimet ve lezzetlerin bulunduğu sekiz tabaka olan büyük mükafat evidir.

Cehennem: Bütün kâfirler ile asi müminlerin azab görmesi için yedi dereke olan bir azab evidir.

Allah, dünyamızı ve ahiretimizi mamur eylesin.