Akaryakıt şirketleri lehine bir anayasa mahkemesi kararı ve ÖTV matrahlarının güncellenmesi

Dr. Öğr. Üyesi Kerem Öncü

Akaryakıt şirketleri lehine bir anayasa mahkemesi kararı, kamu alacaklarına uygulanacak faize zam ve ÖTV matrahının güncellenmesi

Geçtiğimiz hafta birden fazla önemli olay oldu. 14.11.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7782 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kamu alacakları için gecikme zammı oranı her ay için %2,5’ten %3,5’e çıkarıldı. Aynı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri C, Sıra no 7 sayılı Tahsilat Genel Tebliği ile tecil faizi oranı yıllık %24’ten %36’ya çıkarıldı. Bunun dışında 18.11.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7803 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile elektrikli araçlar için ÖTV matrahı güncellendi. Buna göre motor gücü 160 kilovatın altında bulunan ve %10 ÖTV’ye tabi elektrikli otomobiller için uygulanan matrah, 1.250.000-TL’den 1.450.000-TL’ye yükseltildi.

Bu gelişmeler içinde en önemlisi ise, Anayasa Mahkemesinin Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinin 2. fıkrasının g bendinde yer alan “…ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur” hükmünü iptal etmesiydi.

İptal edilen madde, EPDK’ya lisansa tabi faaliyetlerle ilgili olarak her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetleri geçici olarak durdurma ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye lisans vermeme yetkisi sağlamaktadır. Bu yetkinin kullanımı ise, Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesinin a, b fıkraları kapsamında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçlarının veya ç fıkrasında düzenlenen ödeme kaydedici cihazla ilgili suçların işlendiğinin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi şartına bağlıdır. Bu durumun EPDK’ya iletilmesi ile birlikte, EPDK, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar faaliyetleri durdurabilir.

Yakın zamana kadar özellikle Anadolu’daki akaryakıt şirketleri bu madde nedeniyle ağır bir tablo ile karşı karşıya kaldılar. Bu firmalar sözleşme gereği akaryakıtı belli akaryakıt dağıtım şirketinden almak zorundadır. Akaryakıt dağıtım şirketi hakkında sahte fatura düzenleme ile ilgili raporlara istinaden, dağıtım şirketleri hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine ise EPDK faaliyetleri geçici durdurma kararı aldı. Bu işleme karşı dava açılsa da uzun süre işletmeleri kapalı kalan bu firmalar asliye ceza mahkemesi karar verene kadar hem büyük zarar ettiler, hem de müşteri kaybettiler.

Anayasa Mahkemesi E. 2023/35, K. 2023/163 sayılı ve 28.09.2023 tarihli kararında, söz konusu düzenlemeyi çalışma ve sözleşme hürriyetini ölçüsüz sınırlandırdığı için iptal etti. Sonrasında, iptal edilen cümlenin devamında yer alan “…ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” ifadesini de uygulanma imkânı kalmadığı için iptal etti. Ancak iptal kararının, kararın 14.11.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.

Kararın gerekçesi bizce eksik olup, masumiyet karinesi kapsamında da konunun değerlendirilmesi gerekmekteydi. Çünkü düzenlenen bir rapora istinaden işletmeler 2 yıl boyunca kapalı kaldı. Ancak daha önemli kısmı, iptal edilmesine rağmen bu Kanun hükmünün 9 ay daha yürürlükte olup uygulanacak olmasıdır. Maddenin iptali ile oluşacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edebileceği gerekçe gösterilmiştir. Ancak bu gerekçeye katılmak mümkün değildir. Vergi Usul Kanunu’nda bile sahte fatura konusundaki rapor veya ihbara bu şekilde ağır bir sonuç bağlanmamışken, Petrol Piyasası Kanunu’ndaki bu yetki oldukça ölçüsüz ve ağırdır. Meclisin bir an önce kişilerin savunma hakkını, masumiyet karinesini ve çalışma hürriyetini gözeten bir yasal düzenleme yapması gerekmektedir. Bir rapora istinaden otomatik olarak yıllarca işletmenin geçici durdurulması yerine, mahkemenin vereceği kararın kesinleşmesi şartına bağlanması daha yerinde olacaktır. Geçici durdurma önlemi mutlaka olacaksa da, bunun istisnai olması ve katı şartlara tabi tutulması gerekmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.