Yıllar bir, bir geçiyor. Her yılın kendine has hatıraları var elbette. Kişisel olarak kimi zaman zor geçen yıllar, kimi zamanda şiir gibi geçiyor. Vasat geçtiği zamanlarda oluyor elbet. Hayat sizin için nasıl geçiyor bilmiyorum ama dünya için inanılmaz derecede zor zamanlar yaşanıyor, artık.
İklim değişiklikleri, dünyanın feleğini şaşırtmış, durumda. Dünya bir çöplüğe dönmüş durumda, naylonlar, plastikler, nükleer atıklar ve daha niceleri var. Bunun müsebbibi kim? Tabi ki biz insanoğlu. Yüce Allah’ın bize emaneti olan dünyamıza yapılan ihanetin müsebbibi biz insanoğlundan başka kim olabilir ki!
Dereler, göller kuruyor. Temiz su kaynaklarımız azalıyor. Kutuplarda eriyen buzullar. Ağaçların yerini alan şehirlerimizde sivrilen gökdelenler var. Suyumuzu, nefesimizi çalıyorlar. Dünyamızı çalıyorlar. O hırsızların arasında bizlerde katkıda bulunuyoruz elbet. Sağa sola çöp atarak veya diğer yollarla.
Çocukların oyun alanları bir, bir yok olurken çocuklar artık evlere kapanmış dijital teknolojiye, bilgisayarlara, tabletlere, telefonlara mahkûm bırakılıyor. Dolayısıyla eski sokak oyunlarının yerini bireysel dijital oyunlara bırakıyor. Kapı komşumuzla değil de başka şehirlerden başka ülkelerden arkadaşlarımız oluyor. Tabi ki sanal arkadaşlar. Olsun ama bu uğraşılar gün içinde saatlerimizi almasın dakikalarla sınırlı olsun. Diyelim ki bir gece vakti başımız ağrıdı. Evde ağrı kesici yok. İnternetteki arkadaşımız mı getirecek, ağrı kesiciyi. Sanaldan köklü dostluklarda kuran var elbet ama binde bir.
Ya süregelen savaşlar, dünyanın birçok yerinde insan kanı akıyor. Bir yanda birçok ülkeden daha zengin olan aileler var ve dünyayı onlar yönetiyorlar. Masonluk teşkilatı, illüminati gibi gizli örgütler var. Daha neler var neler.
İllüminati’ye ait 1995 yılında kartlar basıldı. Mesela Amerika’daki ikiz kulelere saldırının kartları yıllar önce basılmış. Maalesef dünya insanları olarak kurgulanmış bir oyunun içerisindeyiz. Yüce Allah’ımız biz Müslümanlara ilk ayetinde bize ‘‘Oku’’ derken, bize akıllı olmamızı söylüyor. Bilgili olmamızı ve ona göre bir yol çizmemizi istiyor. Olacaklara karşı uyanık olmamızı şer güçlere karşı birlik olmamızı istiyor. İçimizde biz birbirimizi şer güç olarak nitelendirirken esas şer güçler işlerini tıkır tıkır yürütüyor. Amerikalılar, İsrailliler, İngilizler, Almanlar, Fransızlar, Ruslar, Çin ve daha niceleri.
Okumalıyız ama maalesef kitaplar çok pahalı. Kitap ve gazete fiyatlarında devlet desteği olmalı, daha ucuza kitap ve gazete alabilmeliyiz.
Bu arada tuhafıma giden en ilginç şey ise kitapların fiyatını değil de tuvalet kâğıdının fiyatının artışını önemsiyoruz. Aklımız nereye gittiyse artık!