Devletimiz yeni sistemle birlikte çok kapsamlı değişim evresinde dönüşümü sağlayarak cağın koşul ve şartlarına erişerek güç ve kuvvet sahibi olurken ayni zamanda sistemsel olarak sırtındaki sülükleri de bir bir temizlemektedir. FETÖ ile başlayan ve Adnan Oktar grubu ile devam eden din istismarcısı oluşumlar ile hassas bir şekilde mücadele etmektedir. Simdi daha somut ve daha verimli bir şekilde zaman da kaydetmeden bu operasyonlar hassas bir şekilde ele alınmalıdır.
FETÖ ve Adnan Oktar grubuna yönelik sanat camiasından gelen desteklerin de soruşturulması lazımdır. Hiç kimse ne kendisini ne de bir başkasını kandırmasın. Ben bunları böyle bilmiyordum, yanıldım, hayal kırıklığına uğradım, hiç beklemezdim demesin. Çünkü hepinizde bal gibi biliyorsunuz. Aleni bir şekilde görüyor ve dilinizi düğümleyip susuyordunuz. Aklıma kobra yılanı dansı geldi. Birisi kavala üflüyor ritim eşliğinde kobra küpten çıkıp oynayıp dans ediyor. Seyirciler gittikten sonra kavala üfleyen kobrayı güzel bir şekilde besliyor. Tıpkı kobra gibi parayı verip düdüğü çaldıklarında küpten çıkıp oynayanlar bugün kendilerini biz sanatçıyız diye tanımlamasın. Sanat sapıklara boyun eğmeyecek kadar önemli bir mecradır. Siz düdüğü çalarken sadece parayı görüyordunuz. Çünkü başka hedefiniz yoktu.
Ağrı’nın Patnos, Edirne’nin kesik köprü, Erzurum’un Tortum, Çorum’un Kargı, Aydının Söke, Adana’nın Kozan, Diyarbakır’ın Bismil, Elazığ’ın Harput ilçesindeki çiftçi, köylü, esnaf dahi zorlu hayat mücadelesi içinde ömür sürerken bu sapkınlıkları görüp en ağır cümleleri dile getirmektedir. Siz boğazdaki yalılarda, lüks villalarda, kale gibi korunan apartman sitelerinde konfor içinde yaşarken bu hadiselere kulak tıkayarak sanat erdemini kirleyemezsiniz. Devletimiz bu hususta çok kapsamlı yaptırımlar icra etmelidir.
Mesela Adnan Oktar grubu etkinliklerinde birden fazla katılım sağlayarak boy gösteren sanatçı demeye dilim varmıyor çünkü sanat bunların icra ettiği değil. O halde şarkıcı, türkücü, göbek atan çengici, gazeteci, televizyoncu vb. kim varsa bilgisine başvurmak üzere soruşturmaya ivedilikle dâhil edilmelidir. Aralarından saf olanlar ayıklanıp al takke ver külah hesabı güderek çıkar gözetenler de mutlaka cezalandırılmalıdır.
Yarı porno sayılacak seviyede çıplak kadınları ruhsuz bir şekilde oynatan, Yahudi masalı olan mehdilik ile milleti kandıran, ne olduğu belirsiz, şuursuz, sapık ve şizofren olan bir adama nereden geldiği henüz belli olmayan hatırı sayılır serveti için hürmet edenler durup kendi vicdanlarını sorgulasın. Bu sapığın boynuna sarılıp hasret gideren, iltifatlar ile onurlandırmaya çalışanlar sanat camiası dışında tutulmalıdır. Bugün PKK, FETÖ, Adnan Oktar vb. yasadışı örgütlere kim varsa şuurları hassas bir şekilde sorgulanmalıdır.
Nitekim bu kişilere baktığımızda dini hususları eleştiren, milli duyguları yanlış izah eden ama devletin de bir program olduğunda koşarak gelen, mesela yurtdışı gezilerine devlet erkânına eşlik eden, asker ziyaretlerine katılanlar arasında yer verilmemelidir. Sanat, sanat için yapılır. Para için yapılan sanat görünümlü tüccarlıktır. Devletimiz konuyu hassas bir şekilde gözetleyip her açıdan ele alarak değerlendirmesi milletimiz adına çok verimli bir adım olacaktır. Yıllardır insanların duygularını, vicdanını sömüren, yeşil reçeteli ilaçlar ile ruhları esir alınan, namusları, şerefleri ve malları gasp edilen vatandaşlarımızın mağdurluklarının hesabı bir bir sorulmalıdır.
Bu oluşumların yabancı örgütler, yabancı devletler ve yabancı gizli servisler ile bağları araştırılıp gün yüzüne çıkartılarak kamuoyunu bilgilendirmek adına servis edilmelidir. Din ve vicdan istismarı yapan her kim varsa en ağır ceza ile cezalandırıp devlet sistemi güvence altında tutulmalıdır.
Bir önemli hususta Diyanet İşleri Başkanlığının halkla ilişkiler stratejisine önem vererek cağın koşul ve şartlarına yönelik teşkilat yapısını yenilemesi lazımdır. Bu derece önemli bir hamle inanç istismarcılarına asla geçit vermeyecektir.