Allah hainlere fırsat vermesin

Bahattin Demiray

Bayram tatilinde, bugün durumun sebeplerini düşünürken, çocuklar tatilde okumak üzere aldıkları Yasin kitabında şehitler için Allah için duasını okuyunca günümüz insanının durumunu anlatıyordu, Yüce yaratıcımız doğruluk ve adaleti yapmamızı isterken, aç gözlük ve çekememezliğe düşmeyin diye bize ikaz ediyordu.

Yüce Kitabımızda, Ali İmran suresi, 19 da Hiç şüphesiz din, Allah katında İslâm'dır.( Yüce Allah'a insan ibadet etmeli, O'na teslim olmalı, kendisini O'na hizmet ve O’nun isteğine göre ibadet ile, hiçbir şey eklemeyip eksiltmeksizin, kaytarmadan peygamberine indirdiği hidayet'i rehber edinerek, davranış, eyleme ve düşünceyi yaşama geçirmeye "İslâm" denir. ) Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki 'kıskançlık ve hakka başkaldırma' (buğuz) yüzünden ayrılığa düştüler.( Yüce Yaratıcımız tarafından insanlık tarihi boyunca, indirilen her kitap, aynı İslâm'ı bildirmiştir. İnsanlar kendi çıkarlarını korumak ya da nefislerini yüceltmek için bazı şeyler eklemişler, çıkarlarına uymayan bazı bölümleri de kitaptan çıkarmışlar gönderilen dini bozmuşlardır. 

Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.

Dar-be sonucunda hayatımızı daraltmaya kimsenin hakları yoktur. Ekonomik bunalım olur. Ülkemizin güven zedelenir, dış mihraklar tarafından ülkemizin parçalanmasına, hazine ve kaynakların bir takım insanların, yağmalamasıyla karşılaşır. Suçsuz insanların haksız yargılanmasına, hapiste işkencelere maruz kalmasına hatta ölmesine de neden de olur. Dine ait her türlü kısıtlamalarda darbeciler tarafından suçmuş gibi kara propagandayla kamu oyu oluşturmasıyla karşılaşılır. Demokraside halkın özgür iradesiyle, seçilen siyasi idarenin emir ve direktifleri doğrultusunda ülkenin iç ile dış güvenliği, ekonomik başarıyla huzuru sağlamaktadır.

Geçmişte yapılan askeri darbeler, ülkeyi ileriye değil, geriye götürmüştür. Askerlerin görevi ülkeyi yönetmek değil, Seçimle gelinmiş veya atanmayla yönetilen  kadro yerlerine emekli olanları ve görevde olan güvenlik güçleriyle, akrabalarına eş dosta yakınlarına sanki hak edenlermiş görev liyakatten uzak insanlarca  kadrolar doldurularak makamları talan edilmektedir. 

Askerler ülke yönetime kalkışması kendi asli görevlerini yapamama bu belirsizlik sonucunda ülkede şer güçlerinde, yapacaklarına terör odaklarına da fırsat vermektedir. Ülke her türlü iç ve dış tehdide karşı açık hale gelir. 

Ülkenin kurum ve kuruluşları her alanda zayıflar ve küçülür dış borçlanmada meydana gelir.

Ekonomide küçülme, iç ve dış borçlanmayı artırma, siviller gibi yönetememesi, sonucunda sivillere teslim etmek zorunda kalmışlardır. Askerlerin ihtilal yapmasını istemek, ordumuza ve milletimize yapılan en büyük kötülük ve ihanet olarak bilinmelidir. En iyi askeri yönetim, en kötü demokrasi yönetiminden bin kat daha kötüdür.

Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var? 

Çok dinleyelim az konuşalım diye! Güpegündüz elinde lambayla dolaşırken kendisine ne yaptığını soranlara cevabı: adam arıyorum, adam. Kendisinin vaktiyle kalpazanlıkla uğraştığını hatırlatanlara: "Evet, bir zamanlar sizlere benzemem lazım gelmişti; fakat şimdi, siz benim olduğum hale asla gelemezsiniz." diye cevap vermiştir. Çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce: "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti. Bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: "Ben bir serseriye yol vermem." der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: "Ben veririm!"  diye haykırıp su çanağını kırmıştır. Dyojen'e bir adamın ne kadar akıllı olduğunun nasıl anlaşıldığını sordular. Yanıtı kısa oldu:  "Konuşmasından." Bir soru daha sordular: "Peki adam ya hiç konuşmazsa."  Dyojen'in yanıtı bu kez şöyle oldu: "O kadar akıllı olanı henüz yok dünyada. Fakirliğine dokundurmak isteyen birine: "Zengin olunursa istenildiği zaman, fakirlikte ise güç yettiği zaman." yanıtını verir. Büyük İskender koɾinthos'ta "biɾ dileğin var mı?" diye sorunca "gölge etme, başka ihsan istemem" demiştir. 

Bizde diyoruz ki! Ülkemizin bu tür faciaları bir daha yaşamaması halkın parsıyla alınan silahları halka kullanması adına halkın seçtikleri üzerinde bu tür nev zuhurları kınıyor, bir daha gölge etmemesini istiyoruz. Halkımızın destansı mücadelesini de takdire şayan bir mücadele olarak bilinmesini istiyor!

Şehit olan güvenlik güçlerimize ve ölen halkımıza Allahtan rahmet, yakınlarına sabrı cemil, yaralılarımızda acil şifalar diliyoruz. Bir daha bu tür olayları da Yüce yaratıcımızdan bu nezih Türk milletine (Türk,  Kürt, Türkmen, Boşnak, Pomak, Türkmen, Ahıska, Batı Trakya, Balkan, Tertep, kundur, Mişer(yakut) topluluklarından oluşanların insanların genel adı) bir daha böyle acı yaşatmasın. Selam ve duayla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.