Sevgili dostum, değerli iş insanı Ankara’dan doğmuş önemli derneklerinden birinin başındaki Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu ile buluştuk. Ankara’dan Türkiye’ye, GGYD’nin faaliyetlerinden ekonomiye dair ne varsa konuştuk. Ben sordum Nezih Bey yanıtladı. Çok verimli, güzel bir sohbet oldu. İşte o keyifli sohbetimiz!
Veli Sarıtoprak: Ankara’nın en faal derneği olan GGYD şimdi de Türkiye’de etkin olmak için adım adım ilerliyor. Derneğinizin, kuruluş amacı, hedefleri ve yürüttüğü faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?
GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu: Ankara merkezli derneğimiz, üyeleri arasındaki sosyal ve ticari ilişkileri geliştirmek için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. 19 Mayıs 2003 tarihinde kurulan GGYD, bugün yaklaşık 1.000 üyesi bulunan, 4 ilde resmi şubesi olan ve Ankara dâhil 5 ilde etkinlikler düzenleyebilen bir STK’ya dönüşmüştür. Derneğimiz, üyelerine çeşitli konularda seminerler vermenin yanı sıra güncel gelişmeleri, yenilikleri ve Avrupa Birliği (AB) projelerini takip ederek, AB üyesi ülkelerin STK’ları ile ortaklıklar oluşturuyor.
Bünyesinde 13 kurul ve 12 topluluk bulunan ve sosyal sorumluluklarının bilinciyle projeler uygulayarak, hayata geçiren GGYD, Cumhuriyet değerlerine ve demokrasi kültürüne de sahip çıkıyor. Üyeleri arasındaki ticareti, işbirliğini ve dostluğunu artırmayı amaçlayan derneğimiz, topluma olan borcunun bilinciyle hareket ederek, ihtiyaç sahiplerini de destekliyor. Örneğin, önceki yıl Antalya’nın Manavgat ilçesinde çıkan yangında zarar gören köylere destek verdik. Ankara’da çok zor şartlardaki ilkokullara yardım ederek, bu okullardaki öğrencilere destek sağladık. Öğrencilerin kıyafet ihtiyaçlarını gidermek için etkinlikler yapan derneğimiz, deprem bölgesine de 2 TIR malzeme yardımında bulundu.
İŞ’TE FIRSAT TOPLANTILARI
GGYD’nin asıl işi, üyelerinin ticaretlerine fayda sağlayacak etkinlikler düzenlemektir. Bu anlamda, marka tescilini aldığımız İş’te Fırsat Toplantıları yaptık. Şimdiye kadar, bu kapsamda üyelerimizin hem yaptıkları işi anlattıkları hem de sosyal medyada yayınlanmasını sağladıkları 65 toplantı düzenledik. Bu çalışmalara dergimizde de yer veriyoruz. Katılan konuklarımızı önce Ankara’dan çıkmış, dünyaya mal olmuş ünlü iş insanlarımızdan seçtik. Daha sonra eğitimcileri, ekonomistleri, kişisel gelişim uzmanlarını, psikologları ve yazarları bu toplantılarda üyelerimizle buluşturduk. Bu toplantıları yaz dönemi hariç her ay yeniden başlatacağız. Bu toplantıların ilkini 2013 yılında yönetim dâhil olmak üzere çok az kişiyle yapmıştık, ancak işlevini geliştirip, içeriğini zenginleştirip ve belli standartlara kavuşturunca katılım giderek arttı.
Ayrıca derneğimiz bünyesindeki kurullar çok iyi işler yapıyor. Bu kurullar sayesinde, üyelerimizin ihracatını artırmak için elçiliklerle, ticari ataşelerle görüşmeler yaptık. Bosna Hersek, Almanya, Avusturya ve ABD büyükelçileri bu çerçevede işte fırsat toplantılarımıza gelip, sunumlar yaptılar. Bu faaliyetlerin ülkemizin ihracatını artırmaya önemli katkılar sunduğunu biliyoruz.
YENİ ŞUBELER VE YURTDIŞINDA TEMSİLCİLİKLER AÇMAYI HEDEFLİYORUZ
Derneğimizin 4 ilde bulunan şubeleri çok faal çalışıyor, üyeleri arasındaki sosyal ve ticari faaliyetleri geliştirmek için bolca etkinlik düzenliyor. Bu faaliyetlerimizi, Türkiye’nin başka illerine de yaymak ve etkinliğimizi artırmak adına yeni şubeler açmak için 5-6 il ile görüşmeler yapıyoruz. Hali hazırda Avusturya ve KKTC’de temsilciliğimiz var. Rusya, Fransa ve İngiltere’de temsilcilikler vermeyi hedefliyoruz. Şu anda 1.000 kadar üyesi olan bu güzel ailenin üye sayısı belki de her bir üyenin yeni bir üye getirmesiyle gelecek yıl 2 bine ulaşacak.
“NİLÜFERLER YETİŞİYOR EĞİTİME DESTEK FONU” PROJESİ
Veli Sarıtoprak: Derneğiniz eğitim alanında da hatırı sayılır projelere imza atıyor. Bu projelerden en önemlisi ve ödüllü bir sosyal sorumluluk projesi olan “Nilüferler Yetişiyor Eğitime Destek Fonu” ile eğitim alanındaki faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu: Derneğimiz, biliyorsunuz sadece üyeleri arasındaki sosyal ve ticari ilişkileri geliştirmiyor, eğitim alanında da önemli projeler yürütüyor. Bu projelerden en önemlisi elbette ki “Nilüferler Yetişiyor Eğitime Destek Fonu” projesidir. Bu projeden yararlanacakları seçerken çok titiz davranıyoruz. Aile bireylerinin mal varlıklarını dijital ortamda kontrol ederek seçimimizi yapıyoruz. Sadece burs ve para vermiyoruz, staj imkânı da sağlıyoruz. Değişik yarışmalar aracılığıyla çeşitli ödüller veriyoruz. Örneğin, Antakya Medeniyetler Korosu’nda kendi çocuklarımıza görev vererek, onları destekledik.
Burs almaya hak kazananlara bursunu verdikten sonra “Ne yaparlarsa yapsınlar” gibi bir yaklaşım içine asla girmiyoruz. Başarı notları bizim için önemli olduğundan, her yıl bilgileri güncelliyor, her yıl sıfırdan başlıyoruz. Burslu öğrencimiz, notları iyiyse devam ediyor. Nilüferler Yetişiyor Eğitime Destek Fonu projesi kapsamında bu yıl 200 öğrenciye destek olmaya çalışacağız. Şimdiye kadar 100’den fazla öğrenciyi mezun ederek, 200 öğrenciye burs vermemiz çok önemli bir çabadır.
TÜRK EKONOMİSİ BUGÜN YAŞADIĞI ZORLUKLARI DA AŞACAK GÜÇTEDİR
Veli Sarıtoprak: Bildiğiniz gibi Türk ekonomisi şu anda zor bir dönemden geçiyor. Bir iş insanı olarak, Türk ekonomisinin içinde bulunduğu zor dönemden çıkması için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz. Sizce ekonomi ekibinin aldığı önlemler olumlu sonuçlar verecek mi?
GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu: Türkiye, büyük bir ekonomik güç olarak, küresel piyasalarda önemli bir yere sahip. Türk ekonomisi ilk kez zorluklarla karşı karşıya kalmıyor, daha önce de benzer süreçlerden geçti ve bu güçlükleri atlatmasını bildi. Türk ekonomisinin içinden geçtiği zor dönemi, hükümetin yeni ekonomik politikalarıyla ve tecrübeli kadrolarıyla yakın zamanda atlatacağını düşünüyorum. Ekonomi şu an içinde bulunduğu durumdan çok daha büyük zorluklara göğüs gerdi. 2001 yılında yaşadığımız krizi hatırlayın. Piyasaların bir anda alt üst olmasını, Türk lirasının hızla değer kaybetmesini, yaşanan sıkıntıların yabancı yatırımcıyı kaygılandırmasıyla yüklü miktarda fon çıkışını ve gecelik faiz oranının yüzde 1000’lerin üzerine fırlamasını aklınıza getirin. Bugün Türk ekonomisi, gecelik faizlerin inanılmaz seviyelere çıktığı, bankaların çöktüğü 2021 yılındaki krizle karşılaştırdığımızda, alınan önlemlerle çok daha güçlü temellere sahip.
Türk ekonomisi daha güçlü bir özel sektöre, kurumlara ve kuruluşlara, daha da dayanıklı bir bankacılık sistemine sahip bulunuyor. Bu tip olumlu yönler dikkate alındığında Türk ekonomisi bugün yaşadığı zorlukları da aşacak güçtedir. Bu yüzden Türk ekonomisinin bugünleri de geride bırakacağına inanıyorum.
Ekonomi ekibinin aldığı önlemlerle, gördüğünüz gibi Türkiye’nin kredi risk primleri gerilemeye başladı ve kredi derecelendirme kuruluşları, Türk ekonomisine yönelik daha olumlu bir yaklaşım sergiliyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türk bankacılık sistemi için görünümü 'negatif'ten 'durağan'a değiştirdi ki bunun mutlaka olumlu yansımaları olacaktır. Bunlar Türk ekonomisine ve yeni ekonomi ekibine yönelik güvenin işaretleridir.
YABANCI SERMAYE YATIRIMLARINI ÇEKMEK ÖNEMLİ
Türk ekonomisinin içinde bulunduğu zor dönemi atlatmasında, yabancı sermaye yatırımlarını çekmesi de büyük önem arz ediyor. Yatırımcının önünü açacak adımlar atmak, ortaya çıkması muhtemel sorunlarda çözüm yollarını şimdiden sunmak, yabancı sermaye yatırımın gelmesini teşvik edecektir. Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımının artmasıyla, istihdam ve üretim büyüyecektir. Toplumun her kesimi de bundan faydalanacaktır.
Türkiye, yabancı sermaye arayışında, dünyanın her yönüne yönelmelidir. Dünya artık küresel bir köy olduğundan, sadece belirli ülkelere yönelmemeliyiz. Ticaretimizi çeşitli ülkelere yaymamız ve ticaret ağımızı çeşitlendirmemiz gerekiyor. Avrupa, ABD, Çin ve hatta Rusya bile olur. Rusya’nın şu anda çok desteğe ihtiyacı olduğundan bu ülkeyle ticaretimizi çeşitlendirmemiz gerekiyor.
REEL SEKTÖR FİRMALARI FİNANSMANA ERİŞMEDE GÜÇLÜK ÇEKİYOR
Veli Sarıtoprak: Şu anda Türk ekonomisinin ve reel sektör firmalarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunların ne olduğunu düşünüyorsunuz?
GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu: Türk ekonomisinin şu anda önündeki en büyük zorluklardan biri yüksek enflasyon. Enflasyonun yüksek seyretmesi herkes için önemli sorunlara yol açıyor. Öncelikle, insanlardaki “bu mal yarın daha pahalı olacak, o yüzden şimdiden alayım” algısının kırılması çok önemli. Türkiye’de, şu anda bir yatırımcı parasını bankaya yatırmak yerine, ihtiyaç duyduğu malzemeyi zamanından önce alarak stok yapmayı tercih ediyor. Baktığınızda kar ediyorsunuz, ancak bu sistem bir süre sonra sizi ihtiyacınız olmayan malları almanıza yönlendiriyor. “Nasılsa fiyatı artacak”, “malım çok eskimedi, ancak bir daha bulamam, bu fiyata bulamam” ya da “iyi ki almışım” diyerek, bugünden mal alıyoruz. Bu söylemin önüne geçilmezse, bu alımlar sürecektir. Bu bakış tüketimi artıyor ve kısır döngü şeklinde devam ederek, enflasyonu yükseltiyor. İşte bu yaklaşımın hızla önüne geçilerek, enflasyonun sürekli olarak yüksek seyredeceği algısı engellenmeli. İş insanları belirsiz ortamlardan hoşlanmaz, bu yüzden önünü görebileceği ve inanabileceği hedeflerin oluşturulması lazım.
Reel sektör firmalarına gelecek olursak, firmalar bugün en fazla finansmana erişimde güçlük çekiyor. Reel sektör firmalarının finansmana erişimde karşılaştığı engeller, ülkenin ve sektörlerin tamamında olumsuz sonuçlara yol açıyor. Sürdürülebilir bir ekonomi için özel şirketlerin finansmana kesintisiz erişiminin olması ve bankacılık sektörünün firmaları desteklemesi gerekiyor.
TOGG HEPİMİZİN GURUR DUYACAĞI BİR YATIRIM
Veli Sarıtoprak: Otomotiv sektörünün önemli, tanınmış isimlerinden bir iş insanı olarak, Türkiye’nin TOGG girişimine ve hükümetin otomotiv piyasasında attığı adımlara nasıl bakıyorsunuz?
GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu: Türkiye’nin, yerli ve milli otomobile yatırım yapması, olumlu yansımalara yol açacak, önemli bir adımdır. Yaklaşık 5 yıl önce İran’da bir otomobil fabrikasını ziyaret ettim. Orada, uygulanan ambargolara rağmen, zayıf bir üretim olsa da gösterdikleri çabaya tanık oldum. O zaman kendime, “niçin bizde de böyle bir girişim yok” sorusunu sormuştum. Sonuçta bugün bir adım atıldı ve Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) hepimizin gurur duyacağı bir yatırım oldu. Dünya ile rekabet edilecek ürünler üretip, bunun meyvelerini toplamamız gerekiyor.
Hükümetin, otomotiv sektöründe attığı adımlara gelecek olursak, bu adımlar olumlu sonuçlar vermeye başladı. Örneğin, “6 ay 6 bin kilometre” kararıyla, galerilerin otomobil stoklayıp, fiyatlar yükseldiği zaman da satışa çıkarmalarının önü kesildi. Galericinin işi sıfır otomobil alıp satmak değil, sıfır otomobil satmak bayinin işi. “6 ay 6 bin kilometre” kararı bunu ve şirketlerin otomobili önceden satın alıp birkaç ay sonra piyasaya sunmasını engelledi. Alınan önlemlerle birlikte ikinci el piyasasında da araç fiyatları gerilemeye, piyasa yavaş yavaş rayına oturmaya başladı.
Ayrıca elektrikli araçlar da bütün dünyada giderek artan biçimde yaygınlaşmaya başlıyor. Bu konuda da Türkiye’de çeşitli adımlar atılıyor ve elektrikli araçlara yönelik ilginin geliştiğini görüyoruz. Elektrikli araç piyasasına baktığımızda, Türkiye’de altyapı geliştiğinde ve şarj istasyonları yaygınlaştığında elektrikli araç satışlarının artacağını öngörüyoruz. Türkiye’de, 2021 yılında yüzde 0,5 olan elektrikli araç satışları, bugün yüzde 4’e kadar ulaşmış durumda, yani katlanarak büyüyor. 2026 yılında, o yıl satılan araçlarda elektrikli araçların payının yüzde 10-15 seviyesine ulaşacağını düşünüyorum.