Dünya devletlerinin yaşlarına baktığımızda genç bir devlet olan Amerika, dünyanın her yerinden gelen toplama bir devlettir, millet değil devlettir, bunun çoğunluğunu da Avrupalılar oluşturur. Ama bu toplama halktan oluşan Amerika devleti toplanan bu toplulukları kaynaştırmış kısa sürede adından bahsedilen bir devlet olmuş. Bu başarılarını önceki yıllarda dünya devletlerinin iyiliğine kullanmış bir nevi mağdur devletlerin yaşaması için jandarmalık görevini yapmıştır. Bunun açık örneğini Kore’de ki savaşta göstermiş Kuzey Kore ve Çin’in zulmüne uğrayan Güney Kore’ye yardım etmiş bu savaşta kendisine en büyük yardımı yapan Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkileri o zamanlar başlamış Nato ortaklığıyla da iyice pekişmişti. Zaman içinde Amerika, Türkiye ilişkileri her alanda gelişmiş iyi bir dostluk köprüsü kurulmuştur. Ama bu dostluk daima Türkiye’nin zararına gelişmiş Türkiye kendi üreteceği her ihtiyacını Amerika’dan almaya başlamış bu nedenle askeri araçlar dahil ekonomik yönden Amerika’ya bağlanmıştır.
Bu kayıtsız şartsız bağlantının cezasını 1974 yılındaki Kıbrıs harekatında görmüş, Amerika’dan bir ültimatom gelmiş benim silahımı, mühimmatımı kullanamasın demiştir. İşte o zaman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ne kadar zor duruma düştüğünü kelimelerle anlatmak mümkün mü, bunun üzerine diğer devletlerle anlaşmalar yapılmaya başlanılmış olsa da hepsinin sonunda sömürücülük olup Türkiye Cumhuriyeti’nin üretime yönelmesi önlenmiştir. Devletimizi yöneten siyasilerimiz bu tuzaktan kurtulamamışlardır. Amerika başta olmak üzere diğer güçler Türkiye’nin yönetimine bile müdahale etmişler kendilerine uygun yönetimler oluşturmak için yurdumuzda ihtilallerin yönlendiricileri olmuşlardır. Bu şartlar altında Türkiye’nin kendi fikrini söylemesi, kendi varlığını kendisinin savunmasına hiçbir zaman müsaade etmemişlerdir. Çünkü çıkarları onu gerektiriyordu.
Ne zaman ki Türkiye Cumhuriyeti bu kelepçeleri kırmaya başlamış ben bağımsız demokrasiyle yönetilen bir devletim demiş işte o zaman sömürücülerin hiçbirinin işine gelmemiş o kayıtsız şartsız dostluklar unutulmuş Türkiye Cumhuriyeti devletine hayır bizim dediğimizi yapacaksın sözleri umursanmamış kendi ihtiyacını kendi yapmaya başlamış bundan sonra her devletle yapılan anlaşmalarda öncelikle Türk milletinin menfaatleri şartları konmuş işte o zamanda türlü ambargolar uygulanmaya başlayarak Türkiye Cumhuriyeti devletini sıkıştırmaya başlamışlardır. Kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılayamadığımız için PKK ve benzeri terör odaklarıyla başarıyla mücadele edilememiş bunda terörün destekçilerinin rolü çok olmuştur.
Artık hem terörle mücadelede hem de sınırlarımızın savunmalarında kendi silahımızı, kendi mühimmatımızı kullanmaya kendi havada insansız hava araçlarımızı kullanmaya başladık başarılar arka arkaya gelmeye başladı. Silahlı kuvvetlerimizde ve emniyet teşkilatında şehit ve gazilerimizin azaldığını görüyor bundan da mutluluk duyuyoruz. Alanda başarıya ulaşılmasının ardından masada sözümüz geçmeye başladı,, uluslar arasında itibarımız arttı ama bu başta Amerika olmak üzere bir çok yerin hoşuna gitmiyor. Ne olursa olsun bu milletin menfaati nerde ise Tür askeri orada olacak kimsenin emir kulu olmayacak kendi işini kendi görecek, artık o güce salip olduğumuzu gururla söyleyebiliriz.