Ana sarılıyor baba boş durmuyor

Zafer Çam

Siyaset gerçekten çok zor bir iş. Birde bizim gibi demokrasi elbisesi altında siyaset yapanların işi hepten zor.

Halkın temsil yetkisini alan seçilmiş liderine itaat ediyor. Seçilmişler asli görevi başa itan olunca. Hak, hukuk, adalet kimin umurunda.

Liderler Hiç samimi değiller. Siyasileri bir arada tutan ise çıkar ve menfaatleri deniyor.

Bakın aylardır ülkenin gündeminde inmeyen altı masa. Yahu Allah aşkına bırakın artık bu halka umut vermeyi. Önce bir kendiniz net olmayı öğrenin.

Kendi içinizde net değilsiniz ki halka nasıl net olacaksınız. Gerçi demokrasi çarkını kendi menfaatine uygulayan bir siyasi yapı niye özüne dönsün ki. Özünde hak, hukuk, ahlak, adalet var mı?

Demokrasi çarkında hak, hukuk, ahlak, adalet uygulanıyor mu? Birbirinden zerre kadar hazmetmeyen iki siyasi aktör, birbirlerinin gözünün içine bakarak rol yapıyorlar.

İstanbul, Ankara beldeye başkanları bulunmaz Hint kumaşı oldu sanki. Aralarında paylaşamıyorlar.

Bırakın lider olmayı atamayla belediye başkanı olmuş birine bağlanmayınız. Bakın sizler bir partinin başkanısınız sözde liderisiniz.

Neden lider arıyorsunuz da. Hem seçmenlerinizi ve kendilerinizi yoruyorsunuz. Adayım deyin bakın kaç oy alıyorsunuz görün.

Bizde bir söz var “el atına binen çabuk iner” derler. Zayıfta olsa güçlüde olsa kendi atınıza binmeye bakınız.

Meral Akşener iyiden iyiye CHP'nin içişlerine karışmaya başlayınca Kılıçdaroğlu boş mu dursun.

Meral hanımın İstanbul sarılması CHP’lileri üzmüş olacak ki. Meral hanımın Ekrem benim oğlum ben bir anayım dercesine yanak yanağa sarılmalarına CHP razı olmamış ki.

Sıcağı sıcağın Almanya dönüşünde Kılıçdaroğlu "Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul gibiyiz deme gereğini duymuş.

Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır.

Ona sahip çıkmak benim de boynumun borcudur" diyerek gurup toplantısında alkışlanıyor.

"İmamoğlu” da "Gurur duydum" diyor.

Akşener ile birlikte sahneledikleri "Saraçhane tiyatrosu" ile mağduriyet edebiyatına soyunan İBB Başkanı, Mecliste CHP grup toplantısına katılıyor.

Ne kadarda olsa başkan ceza almış mağduriyeti var. Ankara’da boy gösteriyor. CHP lideri sahip çıkmışlık yapıyor. İmamoğlu’nu İYİ partinin kucağında almış oluyor.

Hani bir laf var “dışı sizi yakar içi beni yakar” dercesine konuşan CHP lideri kendisi konuştu fakat İmamoğlu konuşturulmadı deniyor.

İstanbul beldeye başkanını Ankara’ya kadar getirmişsiniz meclis koridorlarında boy gösterisi yapıyorsunuz.

İki lafta İmamoğlu etsin diye kürsüye çağırmıyorsunuz.

Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun gözlerine bakarak, O grup toplantısındakiler ise bu sahteliği bildiği halde ses çıkarmıyor.

Tüm seçilmişler alkış için oradalar. Önlerinde bir seçim var adaylıkları olacak mı saf dışımı kalacaklar niye ses çıkaracaklar ki.

Siyasetin özünde başa itaat var. Başa söz söyleyenin başı alınıyor bunu bilmeyecekler mi?

Köşe yazarı ne güzel anlatıyor. “Ama İmamoğlu'na bir şeyi hatırlatmak istiyorum.

Tarihte baba-oğul arasındaki taht kavgalarında hep evlatların kellesi gitmiştir. Bunun birçok örneğini sayabilirim.

İmamoğlu'nun, Kılıçdaroğlu ile yaptığı her görüşmede bunu aklından çıkarmamasında fayda var” diyor.