Ankara felaketlere hazır olmalı -1-

Orhan Kemal Erkılıç

Deprem felaketinin yarattığı enkaz kaldırma ve yara sarma çalışmaları sürerken, yine deprem bölgesinde görülen sel baskınları onlarca cana mal oldu.

Adıyaman ve Şanlıurfa'daki seller, depreme ne kadar hazırlıklı olmak gerekiyorsa sel, heyelan hatta bu çerçevede orman yangınları gibi doğal felaketlere de hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha vurdu yüzümüze.

Yaz aylarına artık dikkat!

Başkent Ankara, deprem konusunda nispeten şanslı sayılsa da zaman zaman yaşanan sel baskınları bu konuda dikkatli olmayı gerektiriyor.

2014 yılında metroyu bile su bastığı hatırlanırsa durum masaya yatırılmalıdır. Tıkalı rögarların temizlenmesi bile önlem taşıyor!

Geçmişte, aniden bastıran sağanak yağışlar Ankara’da hayatı olumsuz etkilerken hafızalardan silinmeyecek fotoğraflar bırakmıştı geride.

OSB’lerdeki fabrikaları bile su basmış, mahsur kalanlar AFAD ve Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na bağlı Su Altı Arama Kurtarma ekibi tarafından kurtarılmıştı.

Haziran ayında yaşanan bu olumsuzluklar, Başkentte sel felaketinin yaz aylarında da yaşanabileceğini açıkça gösteriyor.

Ankara dereleri…

Başkentin sel ile imtihanına bakarken unutulmaması gereken bir gerçek de ‘kayıp dereler’ konusudur.

Buna daha sonra değiniriz ama ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Akyürek’in üç yıl önce konuyla ilgili bir değerlendirmesinde söylediği “Derelere yakın evlerin zemin ve birinci katları boş bırakılmalı” uyarısı da bir kenara yazılmalı.

“İklim değişikliğini sebep olarak gören politikalara değil, bunu dikkate alan, yaşamın her alanında iklim değişikliğinin farkındalığını artıran, uyum stratejilerini geliştiren etkili politikalara ihtiyaç duymaktayız” görüşü de ders notu niteliğinde. Çünkü “Bir yılda düşen yağış miktarı bir günde görüldü” gibi doğanın gücüne ve gerçeğine ters yaklaşımlar bilimsellikten uzaktır.

Su baskınlarının dere yataklarıyla ilgisi en net bilimsel tespitlerden biridir.

Yılın hemen başında ASKİ Genel Müdürlüğü, Ankara Çayı’na bağlanan Dikmen, Hatip, Kepir ve Kutugün Dereleri ile yağmur suyu hatlarına karışan atık suları ayrıştırmak için kapsamlı bir çalışma başlatmıştı. Bunun sağlık ile ilgili yanı öne çıkıyor ama bu tür çalışmaların kirlilik ve kokunun önüne geçmek kadar suyun kendi merasında akması bakımından da önemlidir…

(DEVAM EDECEK)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.