Ankara üzerine kafa yoranların son yıllarda dile getirdiği en çarpıcı görüşlerden biri de şu: Ankaralılar yaşadıkları şehri tanımıyor, gezmiyor…
Bu haklı görüşün olumsuz etkilerini turizmden tarıma, eğitimden sağlığa, teknolojiden üretime ve diğer sektörlere kadar her alan için söylemek mümkün…
Hepsi birbirinden önemli bu konuları başka yazılarda yeri geldikçe ele alırız ama ötelenemeyecek konu üretimdir.
ANKARA’NIN BÜYÜK POTANSİYELİ…
Başkent bugün; 12 Organize Sanayi Bölgesi (OSB), 10 teknokenti, 112 AR-GE kuruluşu, 42 tasarım merkezi, 22 üniversitesi ile sanayi, ticaret, bilim, turizm, tarım ve lojistik merkezi konumuna ulaşmış durumda.
Bu tabloya tebessüm edenlere daha çok istihdam ve üretim için bunların artırılması gerektiğini hatırlatmak isterim.
NEREDEN NEREYE GELDİK
Cumhuriyet öncesi, Ankara Kalesi ve çevresinde kümelenmiş 30 bin nüfuslu kentin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı.
Ankara, tarih içinde önemli ticaret merkezi olma hatta 5 ayrı medeniyete başkentlik yapma gibi özelliklere sahiptir ama Cumhuriyet şehri olarak bir dünya kenti olma kimliği kazanmıştır.
İşin başında küçük imalathanelerle daha sonra MKE, Etibank gibi kamu kuruluşlarının ev sahibi olan Ankara dünden bugüne bir sanayi şehri özellikle de KOBİ kenti olmuştur.
ATATÜRK’ÜN KENTİDİR
100 yılı geride bırakıp ikinci yüzyıla hazırlanan Cumhuriyetimizin başkenti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de kentidir.
Atatürk’ün “Ankara’nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır” sözü ne kadar gurur vericiyse; “İstiklal Mücadelesi tarihinde Ankara namı en aziz bir mevkii muhafaza edecektir” sözü de Ankara’nın Kurtuluşa giden yoldaki önemini göstermesi bakımından onur vesilesidir.
MİSYONUN GEREKLERİ…
Böyle bir şehrin, ‘dünya kenti’ olarak üretimde öncü olmak gibi bir misyonu vardır.
Çağdaş bir şehir olma, başta turizm olmak üzere tüm sektörlerden hakkı olan payı almasının tek yolu vardır: Üretim, üretim, üretim…
Bakanlardan belediye başkanlarına, Ankara Sanayi Odası’ndan (ASO) Ankara Ticaret Odası’na (ATO), milletvekillerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes vites yükseltmeli ve üretim hem nitelik hem de nicelik olarak artırılmalıdır.
Bu anlamda ATO Başkanı Gürsel Baran ile ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın “Azerbaycan Alat Serbest Ekonomik Bölgesi Tanıtım Toplantısı” düzenlemesi ve Ardıç’ın katıldığı bir programda Ankara’nın Esenboğa Havalimanı için metro ihtiyacını hatırlatması kıymetlidir.
Ankara için yazmaya, konuşmaya, hatırlatmaya devam…