Son dönemde işsizlik üzerine iki yazı kaleme aldım ama önümüze düşen son haber konuya bir kez daha dikkat çekmeyi gerektirdi.
Evet, konu en yalın haliyle işsizlik fakat karmaşık…
Önce sözünü ettiğim haberin başlığını okuyalım:
“Depremler 650 binden fazla çalışanı işsiz bıraktı…”
Bu cümleyi ‘sıradan’ bir söylem gibi okursanız sorun yok! Çok yönlü düşünürseniz vahim bir durum var ortada!
BAŞKA RİSKLER DE VAR
Her şeyden önce 650 binden fazla çalışanın işsiz kalmış olması tam bir istihdam depremi!
Konuyu hazırladığı bir raporla gündeme getiren Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre bölgede 150 milyon dolar civarında emek geliri kaybı oluştu.
Bu da bir tahmin ama yanılma payı ne kadar olabilir ki?
ILO’ya göre sorun sadece işgücü kaybı da değil.
İş güvenliği ve çocuk işçiliği alanlarında riskler de artmış.
ILO, uluslararası kamuoyuna ‘acil destek’ çağrısında bulunuyor ama önce kendi kendimize bir tedavi yolu bulmalıyız.
UZMAN GÖRÜŞÜ NE DİYOR?
Raporda görüş belirten ILO Genel Direktörü Gilbert Houngbo’nun dediği gibi, öncelikle istihdamın desteklenmesi gerekiyor.
Yazdığımız, konuştuğumuz konuyla ilgili dikkat çekilen insani ve yaşamsal yan şu:
- İnsanlar ancak ve ancak geçim olanakları yeniden inşa edilebilirse hayatlarını kurmaya başlayabilirler…
Bu başarılamazsa ne olur?
11 kentimizi yıkan, 50 binden fazla canımıza kıyan felaketin ardından insanlar doğal olarak daha güvende hissedebilecekleri bölgelere attı kendini…
Bu sayının ne kadar olduğu tam olarak bilinmiyor ama deprem bölgesinde yer alan ve Türk ekonomisine katkısı çok büyük olan kentlerde bir insan kaynağı erimesine yol açtığı kesin.
ANKARA’YA ETKİLERİ…
Başkent Ankara ve Türkiye’nin her yerine göç eden depremzedelerin yeniden evlerine, yurtlarına dönmesi için büyük çaba gösteriliyor. Bu gayret ne kadar etkili olacak kısa süre sonra göreceğiz ama bu süre içinde kendilerine yeni bir iş bulanların, yeni bir hayat kuranların hepsinin yeniden yüklerini sırtlanıp dönmesini beklemek de çok gerçekçi görünmüyor.
Devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin önemli destekleri bulunuyor. Sonuna kadar da bu hizmetler sürdürülmelidir. Ancak bir an önce her şeyin ve herkesin normal hayatına dönmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde göç veren iller de göç alan kentler de çözülmesi gereken farklı sorunlarla karşı karşıya kalabilir…
Bu konunun da 14 Mayıs seçimlerinin ardından takipçisi olacağız…