HABER VE FOTOĞRAF: SAMET EKER
Kongrenin 2. gününde açılış konuşmasını yapan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, kentleşme ve etik üzerine kamu otoritesinin dikkat etmesi gerektiği ile ilgili şunları söyledi:
"Hukuk kurallarına biçimsel olarak uygun davranmak her zaman o davranışın, o eylemin veya alınan kararların meşru olduğu anlamına gelmez. Meşruluk, bir kararın kamu vicdanında bir rahatlama yaratmasıyla ya da rahatsızlık yaratmamasıyla çok yakından ilgilidir. Bu bağlamda kentlerde ilgili tavır, davranış, eylem meşru olmayabilir. Kamu dairelerinde çalışanların ve yerel yönetimde yer alanların değiştirilen kanunlara göre hareket etmesi gerekir. Bu kamu görevlileri acaba kimler? Cumhurbaşkanlığı mensupları, TBMM üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, yargı mensupları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensupları, üniversite mensupları. Bu konumda bulunan ve görevlerini yerine getiren kamu görevlilerinin ahlak dışı ve kurallara aykırı davranılamayacağına yönelik bir anlayış söz konusu.”
Kamu görevlilerinin etik değerler dışında hareket etmesine yönelik örnek veren Keleş, Atatürk Orman Çiftliği’nin betonlaştırılması ile ilgili Ankara Üniversitesinin yürüttüğü mücadeleye değindi.
''ANLAYIŞIN GETİRDİĞİ MİMARİ VE ŞEHİRLİCİLİK ESERLERİ VERİLİYOR''
Osmanlı döneminden günümüze kentlere yönelik modernleşme hareketleri ve bunların kentlere olan etkisi üzerine konuşan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Karatepe, şunları söyledi:
“Ondan sonra modernist yapılar Anadolu'nun şehirlerinde de Ankara örnek olarak yayılmaya başlıyor. Zaten bildiğiniz gibi Ankara, yeni bir başkent olarak Türkiye'nin yeni kentlerine örnek olarak planlanıyor. Bu geniş bulvarları, bulvarların arasında kalan boşluklardan birbirini dikine kesen sokaklar, bu sokaklar üzerinde gençlik yapılı yerleşim alanları planlanmış. Ankara'da böyle yapılmış. Dikine kesen büyük bir bulvarlar. Bu bulvarların arasında kalan boşluklarda Ankara'da devlette görev alan bürokratların Ankara'nın yeni sakinlerinin oturabilecekleri gevşek yapılı, modern betonarme binalar burada da yapılıyor. Tabiki değindiğim gibi dünya görüntüsü çok önemli. Zihniyet anlayışı çok önemli. Ankara öbür tarafta camileri, minareleri, türbeleri, medreseleri, hanları, hamamlarıyla bir öbür tarafta ama ona hiç dokunulmuyor. Bir bakıma görmezden gelinerek onu böyle arkaları ona dönerek, yeni bir hayat, yeni bir yaşama biçimi ve bu yaşama biçiminin gerektirdiği yeni mimari ve şehirciliği kurmak için de bu anlayış üzerinde bir planlama ve şehircilik yapılıyor.”