ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Ankara'nın yerel bir gazetesinde 41 yıl önce meslek hayatına başlayan Foto Muhabir Adem Altan, bugün dünyanın en eski haber ajanslarından biri olan Agence France Presse (AFP) hâlâ fotoğraf servis ediyor. Altan, "Çektiğim bir fotoğraf dünyanın bir başka ülkesinde ya da aynı anda birçok ülkede yayımlanıyor. Uluslararası bir ajansta çalışmak bambaşka bir keyif." dedi.
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Genel Sekreteri olan Adem Altan ile meslek hayatını ve 6 Şubat depremlerinde yaşadığı tecrübelerini konuştuk.
Foto muhabir Adem Altan, mesleğe 1982 yılında Ankara Flaş Gazetesi’nde başladığını ve ardından Nokta Dergisi'nde çalışmaya devam ettiğini belirtti. "Basında en güzel yıllarım 13 yıl çalıştığım Nokta Dergisi’nde geçti desem yanlış olmaz." diyen Altan, daha sonra Radikal, Sözcü gazetelerinde önemli fotoğraflara imza atıp AFP'den emekli oldu. Adem Altan, foto muhabiri tutkusuyla serbest olarak hâlâ AFP’ye fotoğraf servis ediyor.
“AFP’DE ÇALIŞMAYA BAŞLAYALI 20 SENEYİ GEÇTİ”
Gazetecilikteki tecrübesini anlatan Adem Altan, “Günlük gazetelerde çalışırken yabancı ajanslarla da ilişkim vardı. AFP’de dâhil Ankara’dan fotoğraf ihtiyacı olduğu zaman bu ajanslar benden fotoğraf alırdı. AFP’de serbest olarak çalışmaya başladıktan 4 yıl sonra kadroya geçtim.” dedi.
41 yıldır meslek hayatına devam eden ve o zamandan beri sektörde önemli bir iz bırakan Foto Muhabiri Adem Altan, mesleğe başladığı dönemde yerel gazetelerin hâkim olduğunu ve televizyonun etkisinin henüz bu kadar belirgin olmadığını belirtti.
YABANCI AJANSLA ÇALIŞMANIN AVANTAJLARI VE ZORLUKLARI
Altan, yabancı ajansla Türk basını arasındaki farkları ve yabancı bir basın kuruluşunda çalışmanın avantajlarını, yaşadığı deneyimler üzerinden şöyle değerlendirdi: “Yabancı ajansla çalışmanın en büyük avantajı, çekilen fotoğrafların sadece bir gazeteye değil, dünya basınına hizmet etmesidir.”
Bu durumun, çekilen fotoğrafların dünya çapında yaygın bir şekilde kullanılmasını sağladığını belirten Adem Altan, "Senin çektiğin fotoğraf dünyanın her yerinde kullanılıyor. O fotoğrafı gazetenin bakış açısıyla değil de dünyanın baktığı açıyla çekiyorsun." diyerek, uluslararası bir ajansla çalışmanın farkını vurguladı. Altan, AFP gibi uluslararası bir haber ajansında çalışmanın, çekilen fotoğrafların tüm dünya basını tarafından takip edilmesini sağladığını a ifade etti.
Adem Altan, 6 Şubat depremlerinde çektiği tek kare ile acının fotoğrafını dünyaya servis etti. Baba Mesut Hançer’in, kızı Irmak’ın elini bir an olsun bırakmadığı anı yakalayan Altan'ın o fotoğrafı Türkiye’de ve dünya medyasında geniş yer buldu. Depremde annesini, kardeşlerini ve yeğenlerini de kaybeden Mesut Hançer, daha sonra ise Ankara’ya yerleşti.
HAFIZALARA KAZINAN BABA MESUT HANÇER’İN FOTOĞRAFI
Adem Altan, 6 Şubat depremlerinde çektiği fotoğrafın hikayesini şu sözlerle anlattı:
“Ebrar Sitesi'nin konumu şöyleydi; sitenin üstü de altı da yoldu, üst kısmı daha yüksekte, yani oradan tüm siteyi görebiliyorsunuz. Ben aşağı kısımdaydım, üst tarafı fark edince yukarıya dolanarak sitenin üst kısmına çıktım. Birçok insan kurtarma çalışmaları yapıyor, yakınlarını arıyordu ama bir kişi hariç... Mesut Bey'in de turuncu yelek giymesi dikkatimi çekmişti. Enkazın başında oturuyordu. Aramızda 6-7 metre de mesafe vardı. Biraz dikkatle bakınca bir el tuttuğunu fark ettim. İnsanlar acı içinde olunca fotoğraf çekmekte de çekiniyorsun. Birkaç kare çektikten sonra Mesut Hançer de benim fotoğraf çektiğimi fark etti ve 'Çek. Kızımın fotoğrafını çek!' dedi. Kızım dediği anda gözlerim dolmuştu. Benimle konuşmasından cesaret alarak, adını ve kızının adını sordum. Sabah 10 sularında görmüştüm, öğleden sonra 3'e kadar ben de onunla bekledim. Mesut Hançer, bu zaman diliminde de kızının elini hiç bırakmadı, bıraktığı zamanda da kızı Irmak'ın başını okşadı. Fotoğraf geçmem gerekiyordu ve internet bulunduğum yer de yoktu, bu yüzden Maraş dışına çıktık. Geri döndüğümde kimse yoktu.”
Evin hikayesini de anlatan Adem Altan, şunları ifade etti:
“Ebrar Sitesi'ndeki ev, Irmak'ın babaannesinin eviymiş, kendi evleri dededen kalma 2 katlı bir evmiş ve depremde hasar görmüş ama yıkılmamış. İki amcası da şehir dışında oturuyorlarmış ve annelerini ziyarete gelmişler. İki kuzeni de Irmak da burada bizimle kalsın diye birkaç gün de beraber kalmışlar. Depremin olduğu gecenin gündüzü hep beraber hamama gitmişler. Irmak o gün eve dönecekmiş ama kuzenleri çok ısrar etmiş 'bu gecede kalalım' diye. Annesi de kalmasını istememiş. Gece uyumadan önce de annesine mesaj atmış 'Aşkım uyuyorum' diye, annesi cevap vermemiş. Annesi sonra cevap vermediği için çok pişman olmuş.”
“BU FOTOĞRAF ACININ VE FELAKETİN SEMBOLÜ OLDU”
Fotoğrafı AFP servis ettikten sonra binlerce insanın, o fotoğrafı sosyal medyada paylaştığını söylen Altan, “Günlerce bu fotoğrafa tüm dünyadan mesaj yağdı. Mesut Hançer ve ailesine tüm dünyadan insanlar yardım etmek istediklerini belirten mesajlar attı. Bu fotoğraf acının, felaketin sembolü oldu.” dedi.
Adem Altan, fotoğraf yayınlandıktan bir ay sonra Mesut Hançer’in oğlu Berkay Hançer’in sosyal medya üzerinden iletişime geçmesi üzerine Mesut Hancer'e ulaştı. Memleketleri harabeye dönen Hançer ve ailesi, Ankara'ya taşındı.
Fotoğraflar: Adem Altan'ın arşivinden...