Komşularının dükkânlarına ve araçlarına saldırıp kendilerini öldürmekle tehdit ettiğini belirten Tülay Aşır, saldırı anlarını İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı. Aşır, "Aslında olay çok küçük bir mesele yüzünden çıktı. Şahıs yaklaşık 1 buçuk, 2 sene önce bizden güveç pişirmemizi istedi. Biz de güvecin patlayıp fırını bozduğunu, bu sebeple pişiremeyeceğimizi nazik bir şekilde ifade ettik. Ama o bize 'sen kimsin benim yemeğimi pişirmiyorsun, pişireceksin' dedi. Sonra oğlu da geldi. Burada bir ağız münakaşası yaşandı.
Ramazan ayında iftar vaktine yakın bir zaman da geldi ve dükkânın içerisinde sigara yaktı. Eşim de görünce 'abi çık buradan, sigara içilmez burada' dedi. Ondan sonra bu şahıs bizimle 1 buçuk senedir uğraşıyor. Herkesin de bu durumdan haberi var zaten. İlk saldırısı 17 Temmuz 2024 tarihinde 22.30 sularında oldu. Eşimle yemek yiyorduk. Şahsın bir kamyoneti var. Kamyonetini park etti. İçkili bir şekilde indi araçtan. Buraya geldi ve küfür etmeye, hakaret etmeye başladı. Dükkânda bulunan masalarımızı, sandalyelerimizi dağıtmaya başladı. Sonra eşim dışarı çıktı. Şahsın sarhoş olduğunu anladı ve kendini korumaya çalıştı. Şahsın kollarını tutmaya çalıştı. O arada şahsın ailesi indi aşağıya. Ben şahsın oğluna yalvardım orada. 'Baban çok sarhoş, kötü şeyler olacak, babanı hemen buradan uzaklaştır' dedim. Onlar da götürmeye çalıştılar ama başaramadılar; her yere saldırıyordu. Etraftaki komşular ve gençler toplanmaya başladılar. Sonra toplanan kalabalığa küfür etmeye başladı. O küfür ettiği kişilerden birisi de bu şahsı yaralamış. O esnada ben eşimi yandaki komşumla beraber çiğköfte dükkânının içerisine çektim. Anladım olayın büyüyeceğini. Daha sonra çiğköftecinin kız kardeşi geldi. 'Abla adamı bıçaklamışlar, adam yerde yatıyor' dedi. Öyle söyleyince ben eşimi çıkartıp daha uzak bir yere götürdüm saldırıya uğramamak için. O esnada polisler geldi. Polislerden bizi bir an önce uzaklaştırmalarını istedik. Hemen bizi arabamıza bindirdiler ve karakola gittik."
"20-25 KİŞİ YEMEK SAATİNDE İÇERİDE MÜŞTERİLERİM VE ÇALIŞANLARIM VARKEN DÜKKÂNI BASTILAR"
Karakola gidip ifade verdikten sonra kimlik ve özel eşyalarını almak için tekrar dükkâna döndüklerini belirten Aşır, "Bir araç bizi takip etmiş ama ben farkında değildim. Dükkândan kimliklerimizi aldık ve çıktık. Çıktığımızda onlar yine hakaret ve küfür ederek, ölüm tehditleri savurdular. Üst kattan kafamıza bıçak, tabak, bardak fırlattılar. Sonrasında aşağıya iniyorlar. Bizim aracımıza zarar verip gidiyorlar. Ertesi gün öğlen saatlerinde yaklaşık 20-25 kişi yemek saatinde içeride müşterilerim ve çalışanlarım varken dükkânı bastılar. Eşimi öldürmeye gelmişlerdi. 'Öldürmeye geldik' diye bağırıyorlardı. Herkes çok korktu. Burada çalışan garson kızlarım ağlıyorlardı korkudan. Eşim paket servisine çıkmıştı o esnada. Eşimi bulamayınca dışarıdaki telefon dükkânı sahibi olan arkadaşımızı da bize yardım edemesin diye darp ettiler. Eşkıya gibi her yeri birbirine kattılar. Ailemize de saldırdılar. 10-15 kişi arabanın içine hücum ettiler. Dayım onlardan kurtulabilmek için onları ezme pahasına gaza bastı. O şekilde kurtuldu. Bu olaylardan sonra gerekli yerlere her türlü kanuni haklarımı kullanmak için başvurdum. Çok büyük maddi, manevi zarar içerisindeyim." ifadelerini kullandı.