ÖZEL HABER: SÜMER TAŞKIRAN
‘Kentsel Dirençlilik ve Katılımın Geleceği’ çalıştayına Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin'in yanı sıra Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara'nın ve Türkiye'nin dört bir yanındaki kent konseylerinin örnek olduğunu belirterek, kent konseylerinin varlığını sürdürme çabalarını vurguladı. Yılmaz, katılımcılara hitaben, "Bu güzel çalışmada sizlerin kıymetli fikirlerini öğrenmekten büyük mutluluk duyacağım" dedi.
Konuşmasında kentsel yönetişim, katılım ve dirençlilik konularına vurgu yapan Yılmaz, demokratik bir kent kültürü oluşturmanın önemine değindi. Halil İbrahim Yılmaz ayrıca, seçim öncesi kentteki sorunları ele alarak, çözüm odaklı bir yönetim iradesi oluşturulması gerektiğini ifade etti.
YEREL DEMOKRASİNİN İSTENİLEN SEVİYEYE GELEMEMESİNİN SEBEBİ NEDİR?
Prof. Dr. Ruşen Keleş, Kentsel Dirençlişik ve Katılımın Geleceği çalıştayında yaptığı konuşmada, Türkiye'ye Nazi rejiminden kaçarak gelmiş, 70-75 yıldır görev yaptığı fakültenin kürsüsünün kurucusu bir akademisyen olduğunu belirtti. Keleş, yerel yönetimler, şehircilik ve kürsüsünün kuruluş sürecine dair anılarını paylaşarak, sınav uygulamalarından bahsetti. Konuşmasında, 1982 Anayasası'nın yerel yönetimleri düzenleyen maddelerine vurgu yaparak, demokrasi kurumlarındaki güvensizliği eleştirdi.
Prof. Dr. Ruşen Keleş, demokrasiye doğrudan katılımın ve temsili demokrasiyi geliştirmenin önemine değinerek, 'katılımcı demokrasi' teriminin yanıltıcı olduğunu ifade etti. Keleş, demokrasinin temel özelliği olarak gördüğü katılımcılığın, halkın doğrudan karar mekanizmalarına katılmasını içermesi gerektiğini vurguladı. Ruşen Keleş, sivil toplum örgütleri ile kamusal devlet örgütleri arasındaki ayrımı ele alarak, yerel demokrasinin gelişimi için kültür ve eğitimin önemine dikkati çekti.
Yerel demokrasinin henüz istenilen düzeye gelememesini, sivil katmanlar ve kurumsal temsilin eksikliğine bağlayan Keleş, mahallelerdeki nüfusun büyüklüğünün gerçek anlamda ilişkilerin geliştirilebilmesi için bir engel teşkil ettiğini ifade etti. Keleş, Türkiye'de katılımın yasal çerçevesinin 1960'lardan itibaren oluşturulmaya başlandığını belirtti.
ÖNERİ VE ÇÖZÜM YOLLARI DEĞERLENDİRİLDİ
Çalıştayda Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin'in uzmanlığından faydalanılarak, kentsel yönetişimde etkin katılımın ve dirençliliğin nasıl geliştirilebileceği konusunda çeşitli perspektifler ortaya konuldu.
Türkiye'nin kentlerinde yaşanan değişim süreçlerini anlamak, kentsel planlama ve yönetimde etkili stratejiler geliştirmek isteyen paydaşlar arasında bilgi alışverişi ve iş birliğini teşvik etmek amacıyla çözüm yolları değerlendirildi. Çalıştayda katılımcılar, kentsel gelişimde sivil toplum, yerel yönetimler ve uzmanların iş birliğinin önemine vurgu yapıldı.