Söyleşide konuşan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy, Türkçe’nin tarihsel süreçteki yolculuğuna dikkat çekerek, Hun İmparatorluğu ve Göktürk Devleti’nden bu yana yazılı belgelerle izlenebilen Türkçe’nin öğretiminin, 21. yüzyılın başına kadar yeterince önemsenmediğini ifade etti.
67 ÜLKEDE 91 MERKEZLE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
Aliy, Yunus Emre Enstitüsü’nün Türkçe’yi Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya kadar birçok kıtada yaygınlaştırma çabalarının kararlılıkla devam ettiğini belirtti. Bu çerçevede, enstitünün 67 ülkede 91 merkezde Türkçe öğretme faaliyetlerini yürüttüğünü ve kültürel diplomasi girişimlerinde etkin bir rol oynadığını kaydetti.
PROF. DR. İLBER ORTAYLI: “TÜRKÇE, TÜRKLERİN SOYUDUR”
Prof. Dr. İlber Ortaylı ise Türkçe’nin Türklerin soyunu temsil ettiğini belirterek, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu durumu Oğuz Türkçesi bağlamında ele aldığını ve hiçbir zaman Türklüğün reddedilmediğini söyledi. Türkçe’nin dil yapısına ve özelliklerine değinen Ortaylı, dilin köklü ve eski bir dil grubuna ait olduğunu ifade etti. Türkçe’nin fiil yapısı ve kelime çekimleri gibi farklı dil özellikleriyle özgün bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI GÖKHAN YAZGI: “GENÇLER İÇİN ÖZEL BİR TECRÜBE”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın bilgece yorumlarıyla Türk kültürüne ve diline yaptığı katkıların, gençlerin Türkçe ve Türklük konusundaki fikirlerini temellendirme anlamında büyük bir tecrübe sunduğunu söyledi.